Manisa’nın ekonomisine ‘Kültür Yolu Festivali’

Lidyalılar'dan Romalılar'a kadar birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Manisa, Kültür Yolu Festivali’nin duraklarından biri oldu. Festival kapsamındaki etkinlikler, gastronomi noktaları, sergiler, film gösterimleri ve konserlerle kentin ekonomisine hareket katıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
Manisa’nın ekonomisine ‘Kültür Yolu Festivali’

Mehmet H. GÜLEL

Türkiye’de 2021 yılından bu yana her yıl büyüyerek etki alanı genişletilen Kültür Yolu Festivali’nin bu yılki ikinci durağı Manisa oldu. 17 Mayıs’ta başlayan ve 25 Mayıs’a kadar sürecek olan Manisa Kültür Yolu Festivali, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde şehrin tarihi belleğini yeniden canlandırırken, her yaştan ziyaretçiye yönelik kültürel etkinlikler düzenleniyor.

Festival adeta kenti açık hava galerisine çevirmiş durumda. Bu sayede kentte belirlenen 11 gastronomi noktasında birçok şef yöresel yemekler yapıyor. Düzenlenen etkinliklere ziyaretçilerin katılımıyla kentin ekonomisi de hareketlilik kazanıyor. Birçok esnafın iş hacminin artmasına katkı sunuyor.

Yapay zekâ ile Anadolu’ya yolculuk

 Festivalin merkezi ise Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy tarafından açılışı yapılan Manisa Müzesi ve İl Halk Kütüphanesi oldu. Müzenin avlusunda, sanatçı Gökhan Doğan’ın yapay zekâ destekli “Seyyah: Anadolu Medeniyetleri” adlı eseri gösteriliyor. İzleyiciler Göbeklitepe’den bugüne uzanan bir zaman yolculuğuna çıkarıyor.

Ziyaretçiler, bulundukları mekânda geçmişin izleriyle bireysel bir bağ kuruyor ve Anadolu’nun kültürel hafızasını kendi varlıkları üzerinden yeniden deneyimleme imkânı buluyor. Müzenin geçici sergi salonunda ise “Köklere Yolculuk Dijital Sanat Sergisi” yer alıyor. Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi arşivlerinden titizlikle seçilen Türk resim sanatçılarının eserleri, 10 farklı sanatçının yaratıcı dokunuşları ve dijital araçlarla yeniden yorumlanarak hayat buluyor.

Abidin Dino’nun 1950’li yıllardaki Paris dönemi eserlerinden “İşkenceler” eseri, sanatçının baskıya karşı duruşunu ve yaşadığı zorlu süreçleri dijital bir dille yansıtıyor. Hareketlendirilmiş ve interaktif medya sanatıyla yeniden canlandırılmış diğer eserler arasında Halil Dikmen’in “Portakal Toplayanlar”, Cemal Tollu’nun “Atlar”ı ve Abdülmecid Efendi’nin “Haremde Goethe”si gibi tablolar yer alıyor. Ayrıca müzede Filistin’de yaşananlara ve halkın mücadelesine dikkat çeken bir sergi de müzede yer alıyor.

Şehrin her köşesinde sergiler açıldı

 Festival kapsamında, şehrin birçok farklı noktasında “Lidya’nın İzleri”, “İzler ve Yansımalar: Hat ve Tezhip Sergisi”, “Geleneksel Manisa Bezi”, “Manisalı Sanatçılar”, “Yaşayan Miras: Ahşap İşleri Sergisi”, “Türkiye’nin Minyatürleri”, “Dijital Hareketli Minyatür Uygulaması”, “Osmanlı Dönemi Manisa”, “Geleneksel Türk El Sanatları”, “Karma Görsel Sanatlar” ve “Gökyüzünden Türkiye” sergileri de sanatseverlerle buluştu. Kurşunlu Han’da “Dijital Haraketli Minyatür Uygulaması” gösterimi kapsamında; Nakkaş Nusret Çolpan’ın eserlerinden yola çıkarak hazırlanan “Yerle Gök Arasında Bir Nakkaş: Nusret Çolpan” dijital hareketli minyatür eserleri de sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sanatçıların konser verdiği sahne ise büyüklüğü ile öne çıktı.

Lidyalılar'ın başkenti paranın ilk basıldığı şehir: Sardes

Manisa tarihi ile de önemli bir kent olarak yer alıyor. Lidyalılar'ın başkenti olması ve paranın ilk basıldığı şehir olan Sardes Antik Kenti ziyaretçilerin uğrak yeri oluyor. Bugüne kadar yapılan kazılarda önemli eserler ve bulgulara ulaşıldı. Tarım ve sanayi kenti olan Manisa’da yaklaşık 3 bin yıl önce de ticaret para karşılığında yapılıyordu.

Sardes Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Nicholas Cahill, Sardes’in çok tanrılı dinler döneminden kalan Artemis Tapınağı’nı, Antik Çağ’ın kayıtlara geçen en büyük sinagogunu, Yuhanna İncili’nde bahsi geçen kiliseyi, Roma dönemi anıtsal hamam ve gimnazyum kalıntıları ile yürütülen arkeolojik çalışmalar hakkında bilgi verdi. O dönemde basılan paraların karşılığında kralın teminat verdiğini belirten Cahill, “Burası 1960’larda restore edildi ve Türkiye’de gerçekleştirilen ilk anıtsal restorasyon projelerinden biri oldu. Bugün yaptığımız kazılarda 10 metre derinlikte Roma dönemine ait kalıntılar var. Daha derinliklerde Helenistik ve Tunç Çağı bulguların çıkması da muhtemeldir” dedi.

Kaynak: DÜNYA - İSTANBUL