İş Bankası zeytinciliği sevdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


ANKARA - Erol Evcil'in kredi borçlarına karşılık 1994'de Balıkesir'deki zeytin işleme tesislerini alarak zeytinciliğe başlayan İş Bankası, Ant Gıda AŞ çatısı altında yılda 10 bin ton ürün işleme kapasitesine ulaşarak, Kanada'dan Almanya'ya, Katar'dan Çin'e kadar birçok ülkeye ihracat yapıyor.

Aktif büyüklüğü 2011'de bir önceki yıla göre yüzde 23 artarak 161 milyar 669 milyon liraya ulaşan İş Bankası, bankacılığın yanında cam üretimi, sağlık ve liman hizmetleri ile zeytincilik sektörlerindeki faaliyetleriyle de dikkati çekiyor. 1994 yılında Erol Evcil'in Eze Zeytincilik adına kendilerinden aldığı 150 milyon dolarlık krediyi ödememesi üzerine Balıkesir'in Havran ilçesindeki zeytin işleme tesisine el koyarak zeytinciliğe başlayan Banka, Ant Gıda AŞ çatısı altında sofralık zeytin başta olmak üzere zeytin ürünleri üretimini sürdürüyor.

"Fora", "Seleköy", "Deste" ve "Yazma" markalarıyla 220 çeşit zeytin ürünü üreterek pazarda söz sahibi olan İş Bankası iştiraki Ant Gıda AŞ, yılda işlediği 10 bin ton zeytinin yüzde 80'ini iç pazara sunarken, yüzde 20'lik bölümü aralarında Kanada, Almanya, Hollanda, Avustralya, Bulgaristan, Romanya, Irak, Katar ve Çin'in de bulunduğu ülkelere ithal ediyor.

Tüketicinin eğilimi açık zeytinden yana

Fora Zeytin Genel Müdürü Muammer Güngör, Türkiye'nin dünyanın en çok zeytin üretilen ilk 3 ülkesinden biri olduğunu belirterek, Gemlik, Edremit, Uslu, Domat, Aşiyeli, Gülümbe, Çekişte başta olmak üzere 90'a yakın zeytin çeşidinin Anadolu'da yetiştiğini söyledi.
Türkiye'nin dünyanın önemli zeytin üreticisi olmasına karşın, piyasadaki zeytinlerin birçoğunun toplum sağlığına zarar verecek nitelikte olduğunu öne süren Güngör, "Piyasada, kimyasal ve boya karışık çok fazla zeytin var. Ülkemizde zeytinin yüzde 80'i 'dökme' olarak tabir ettiğimiz açıkta satılan cinsten. Bu zeytinlerin, nerede, nasıl üretildiği, besin değerlerinin ne olduğu ve işlenmesinde kimyasal kullanıp kullanılmadığı bilinmiyor. Bu nedenle de sektörün durumu içler acısı" diye konuştu.
Muammer Güngör, kendilerinin dökme zeytin satmak istememesine karşın piyasanın açıkta satılan zeytinden yana eğilimi olduğunu kaydederek, zeytin pazarında pakette satılan zeytin oranın yüzde 20'leri ancak bulduğunu, bu nedenle kendilerininde üretim planlamasına uymak için dökme satmak durumunda kaldıklarını dile getirdi.

Zeytin ve peynir satılan mağazalar yolda

Hedeflerinin üretim artışı kadar nitelik artışını da sağlamak olduğunu belirten Güngör, "Biz zeytinciliği para kazanmaktan çok bir sorumluluk olarak görüyoruz. Zeytinden 220 çeşit ürün elde ederek, bu konuda dünyanın en zengin zeytin ürünü portföyüne sahip durumdayız. Bunu Türkiye'nin zeytin ülkesi olduğunun altını çizmek için yapıyoruz. Zeytin ülkemizin önemli değerlerinden biri, bu değeri diğer işletmelere öncülük ederek ve örnek olarak ekonomiye kazandırmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda 1 milyon dolar harcayarak Türkiye'nin en modern arıtma sistemini kurduk. Böylelikle zeytin kara suyunun çevreye etkilerini bertaraf etmeyi başardık" dedi.
Güngör, market zincirlerinde rafa giren markalardan istenen yüksek raf bedelleri nedeniyle, ürünlerini tüketiciye aracısız ulaştırmak için İstanbul, Ankara ve İzmir'de sadece zeytin ve peynir satılan satış mağazaları açmayı planladıklarını sözlerine ekledi.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir