İnsandan sonra
İnsan ve insana dair soyut ve somut her şey değişiyor. İnsandan sonraki adıma geçiş süreci üzerine konuşuyoruz.
Teknolojinin gelişmesiyle etrafımızda değişen şeylerin bir listesini yapmak mümkün mü? Yoksa bu anlamsız bir çaba mı? Yalnızca on yıl önce bile hayal edemeyeceğiniz birçok cihaz, nesne ya da herhangi türden bir buluş bugün hayatımızın en önemli parçası haline gelebiliyor. Üstüne üstlük bu değişim algısı; yalnızca tıp, elektronik ve çeşitli materyaller ile dikkatimizi çeken taraf. Teknoloji yalnızca bunları mı değiştiriyor?
İnsan ve insana dair soyut ve somut her şey değişiyor. Geçmiş yüzyıllarda yasalarla tanımlanan insana ait haklar; önce örgütsel (Devlet), sonra toplumsal ve en sonunda bireysel haklar olarak tanımlanır hale geldi. Şimdi ‘İnsan’dan bir sonraki adıma geçiş süreci üzerine konuşuyoruz.
Öncelikle insanın dönüşümünü anlatan bir kavram olarak Transhümanizm’den bahsetmek gerek. İnsanın fiziksel/ bilişsel yetenekleri, yaşlanması, hastalanması gibi ‘sorun’ olarak görülebilecek ‘doğal sınırlar’ın bilim ve teknolojinin öncülüğünde aşılabilir diyor Transhümanizm. Çok sert eleştiriler alan bir kavram ve düşünce biçimi olmakla birlikte, gitgide daha çok duyulacağı da aşikâr.
Transhümanist düşünürler ve bilim adamları ‘İnsan’ için yeni bir hedef belirliyor. Bu yeni aşamada hastalıkların tamamen yok edilmesi, fiziksel sınırlarımızın teknolojik bileşenlerle artırılması ve düşünsel sınırlarımızın da bu bağlamda gelişeceği umuluyor.
Bu görüş doğrultusunda yaşayan ve teknolojik çalışmalar yapanlardan biri de, Google’ın Yapay Zeka çalışmalarını yönlendirmek üzere görevlendirilen fütürist yazar Ray Kurzweil. Kurzweil’ın en çok gündeme geldiği konu ise ‘Ölümsüzlük’ fikrine olan inancı.
Transhümanizm; genetik bilimi, nanoteknoloji, klonlama ve daha birçok teknolojik çalışma sürdürülerek insanın geliştirilmesinin bir tercih olmanın ötesinde zorunluluk olduğunu savunur. Son yıllarda teknoloji gündeminin kalıcı öğesi haline gelen ‘Nesnelerin İnterneti’ (IoT) ve ‘Makine Öğrenmesi’ (Machine Learning) konuları insan ile uyum içerisinde çalışan ve hatta giyilebilen teknolojik ürünlerin, kendi çalışma prensiplerini belirlemesini ve öğrenmeye açık olmalarını öngörüyor. Öngörmekle de kalmıyor uyguluyor.
İki hafta önce bu sayfada önerdiğimiz Incognito adlı kitabın yazarı Nörobilimci David Eagleman, doktora öğrencisi Scott Novich ve ekibiyle birlikte duyma engelliler için bir cihaz geliştirdi.
David Eagleman ve ekibi bu buluşu yaparken duymak için kulağa, görmek için göze ihtiyacımız olmadığı fikrini dikkate değer bulmuş olmalı.
Tüm bu fikirlere, buluşlara ve gelişmelere rağmen elbette ölümsüzlüğü görecek nesil büyük ihtimalle henüz doğmadı bile. Ancak bugün izlediğimiz gelişmelerin bizi oraya götürmediğini söyleyebilir miyiz? Belki de daha yaratıcı ve sıradışı fikirlerle İş ve Teknoloji Dünyası’nı dönüştürmek bizim neslimiz için temenni olmaktan daha fazlasıdır.
Transhümanizm’i yeni insanlığa geçişin en büyük adımı olarak düşünürsek, bu gelişmeler için yatırım yapılacak en büyük kaynağın yine insan olduğunu da görürüz.
Teknolojiye yaptığı ölçüde fiziksel ve ruhsal olarak kendine yatırım yapan insanlar; yeni teknolojilere yaptığı ölçüde insana yatırım yapan şirketler kazanacak.
Yatırım tavsiyesidir!
CEP TELEFONU UYGULAMASINI MİKROFON OLARAK KULLANIYOR
Çok Yönlü Ekstra-Duyusal Dönüştürücü (The Versatile Extra-Sensory Transducer) veya VEST olarak anılan cihaz, taşıyıcısının tuhaf bir yöntemle ‘duyma’sını sağlayan bir işitme cihazı. VEST, bir cep telefonu uygulamasını mikrofon olarak kullanarak, ses dalgalarını küçük motorlar ile kullanıcı tarafından hissedebilen bir titreşime dönüştürerek beyine elektrik sinyalleri gönderen bir yelek.