Toplumun yüzde 83’ü iklim değişikliğinden endişeli

Türkiye’de her 10 kişiden sekizi iklim değişikliği için endişe duyuyor. Bu oran, beş yıldır yapılan araştırmalardaki en yüksek endişe düzeyi olarak kayıtlara geçerken, toplumun yüzde 82’si ise Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede yeterli çabayı göstermediğini düşünüyor.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İklim Haber ve KONDA Araştır­ma, 2018’den bu yana her yıl bir anket çalışması düzenleyerek, Türkiye kamuoyunun iklim değişik­liğini ölçüyor. Bu yıl daha kapsamlı gerçekleştirilen “Türkiye’nin İklim Değişikliği Algısı ve Enerji Tercih­leri 2022” araştırmasının sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. El­de edilen veriler ise iklim değişikli­ği konusundaki kaygının ne derece artmış olduğunu bizlere gösterdi.

Araştırma, Türkiye’de 2 bin 252 kişi ile telefon görüşmesi ile yapılan anket çalışması ile gerçekleştirildi. İklim krizinin etkilerinin ve alınma­sı gereken önlemlerin Türkiye’deki algısına, toplumun enerji tercihleri­ne, iklim değişikliğiyle mücadeleye bakış açısına ve bu kapsamda toplu­mun taleplerine odaklanıldı.

Kasım 2022’de görüşülen her 10 kişiden 8’i iklim değişikliği konu­sunda endişeli olduğunu ifade etti. Bu oran, 2018’teki ilk araştırmadan bu yana ölçülen en yüksek oran ol­du. Endişe seviyesi yaşam tarzı veya dini inançlara göre kayda değer bir değişim göstermezken, eğitim sevi­yesi arttıkça endişe seviyesinin de arttığı gözlemlendi. Ayrıca araştır­maya katılanların yüzde 78’i iklim değişikliğinin insan faaliyetlerinin sonucunda ortaya çıktığını belirtti. Toplumun sadece yüzde 2’si ise ik­lim değişikliği diye bir şey olmadığı­nı düşünüyor…

3 kişiden 2’sine göre sebep; orman kayıpları

Türkiye’nin İklim Değişikliği Al­gısı ve Enerji Tercihleri 2022 araş­tırmasına göre her üç kişiden 2’si, iklim değişikliğinin sebebini orman kayıpları olarak gördüğünü söyledi. Bu oranın, iklim değişikliğine karşı endişe düzeyi ortada olanlarda bi­le yüksek olduğu görüldü. Görüşü­len kişilerin yüzde 40’ı petrol, gaz ve kömür gibi fosil yakıtların iklim de­ğişikliğine sebep olduğunu söyledi. Katılımcıların yüzde 33’ü ise iklim değişikliğine kömürlü termik sant­ralların neden olduğunu ifade etti.

Son üç araştırmada, kişilerin “Türkiye iklim değişikliğine kar­şı ne yapmalı?” sorusuna en yüksek oranda verdiği cevap ‘yeşil alanları korumak’ olurken, bireysel mücade­lede en çok öne çıkarılan seçenek ise ‘ağaç dikmek’. İkincisi ise güneş ve rüzgârdan üretilen elektriği kullan­ma talebi.

Bilinç var ama tepki yok

Araştırma sonuçlarını değerlendiren İklim Haber Yayın Yönetmeni Dr. Ba­rış Doğru, Türkiye toplumunun iklim krizi konusunda tahmin edilenin üze­rinde bir farkındalığa sahip olduğu­nun altını çizdi. Türkiye halkının yüzde 98’inin iklim değişikliğinin varlığını in­kar etmediğini söyleyen Doğru, iklim değişikliğinin insan etkisiyle olduğu­nu düşünenlerin oranının ise yüzde 78 olduğunu belirtti ve şöyle devam etti: “ABD’li veya Almanyalı bir çevre ve ik­lim savunucusu bu oranlara sahip bir halkın parçası olmak için can atardı. Ancak öte yandan bu ülkede hâlâ ter­mik santral inşa ediliyor; termik sant­rallarda kullanmak üzere linyit gibi kalitesiz bir kömürü çıkarmak için en değerli ormanlar yıkıma uğruyor; üs­telik bu farkındalık düzeyine nazaran tüm bunlara verilen tepki çok sınırlı.

Partilerin çevre politikaları oy tercihini etkiliyor

Türkiye, 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerine gün sayıyor. Bu kapsamda bu yıl ankete “Partilerin/adayların Çevre/ İklim/ Enerji konusundaki politikaları oy tercihinizi etkiliyor mu?” sorusu da eklendi. Soruya cevap veren her üç kişiden biri parti veya adayların çevre ve iklim konusundaki politikalarının oy tercihini etkilediğini söyledi. Çalışmaya göre, eğitim seviyesi arttıkça, “çevre ve iklim konusundaki politikalar oy tercihimi etkiler” yanıtını verenlerin oranı da arttı.

Araştırmanın sonuçlarına göre toplumun yüzde 39’u Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelede hiç çaba göstermediğini düşünürken, yüzde 43’ü de bir çaba gösterdiğini ama yeterli olmadığını belirtti. Katılımcılara Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadele için ne kadar çaba göstermesi gerektiği sorulduğunda ise, soruya cevap verenlerin yüzde 62’si Avrupa’dan daha çok çaba göstermesi gerektiğini, yüzde 28’i ise en az Avrupa kadar çaba gösterilmesi gerektiğini işaret etti.