Teşvikler ihracatçıya moral oldu

Türkiye zor bir yılı geride bıraktı. Darbe girişimi, artan terör saldırıları, komşu ülkelerdeki iç karışıklıklar ve global piyasalardaki durgunluk nedeniyle ekonomi 2016’da bir hayli zorlandı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yıla ihracat artışı ile başlayan ihracatçılara, ardı ardına açıklanan devlet teşvikleri moral oldu. Zorlu yıl 2016’yı geride bırakan ihracatçılar, teşvik paketlerini değerlendirirken, demir ve demirdışı metaller sektörü de ekonomide olduğu gibi, sektörde de yapısal bir dönüşüme ihtiyaç duyulduğu görüşünü savunuyor. Özellikle sektörde büyük bir potansiyeli bulunan, katma değeri yüksek demir çelik ürünlerinin daha fazla devlet teşvikiyle desteklenmesi gerektiği ve alternatif pazarlara hitap ederek, pazar payının artırılması zorunluluğu vurgulanıyor.

Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği (ADMİB) Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, son 15 yılda ekonomideki istikrarı ve büyüme rakamları ile dikkatleri üzerine çeken Türkiye’nin özellikle 2016 yılını yoğun bir saldırı altında geçirdiğini ifade etti. Başkan Ulubaş, “Temmuz ayında yaşadığımız hain darbe girişimi halkımızın kararlılığı ve sağduyusu ile aşılırken FETÖ, PKK ve DEAŞ gibi terör odaklarının da her biri ayrı koldan saldırılarını şiddetlendirdi” dedi. İç koşullar kadar dış konjonktürün de ekonomiyi zorladığını dile getiren Ulubaş, komşu ülkelerdeki iç savaş ve siyasi çalkantılar, Brexit, AB’nin 2008 krizi sonrası tam olarak toparlanamaması, ABD’deki seçimler gibi etmenlerin ekonomiyi bir hayli zorlandığını vurguladı. Buna rağmen Türkiye’nin pek çok ülkeye nazaran daha iyi bir büyüme oranı yakaladığını savunan Ulubaş, “2023 yılı hedeflerimize ulaşmak için öncelikle ana gündemimizi yeniden ekonomi yapmalıyız” diye konuştu.

Ardı ardına açıklanan devlet teşviklerinin ihracatçıya moral olduğunu belirten Ulubaş, açıklanan yeni düzenlemeyle birlikte Eximbank’ın yanı sıra diğer bankalar aracılığıyla da ihracatçılara yüzde 100’e kadar kefalet sağlanabilmesinin önünün açıldığını açıkladı. Ayrıca, kefalet yararlanıcılarından alınan komisyon ücretinin de sıfırlandığını bildiren Ulubaş, “Getirilen düzenleme ile birlikte Hazine Müsteşarlığı’nın kredi garanti kurumlarına aktarabileceği kaynağın azami limitinin 2 milyar liradan 25 milyar liraya çıkarılmasını bu anlamda oldukça önemli buluyoruz” dedi. Söz konusu limit artışıyla yaklaşık 250 milyar liralık kefalet hacmi yaratılacağının altını çizen Adnan Ersoy Ulubaş, ihracatçıların finansmana erişimi için daha öncesinde atılan adımların üstüne böyle bir kararın alınmasını oldukça yerinde bulduklarını, Eximbank ve KGF’nin vereceği bu desteklerin ihracata mutlaka pozitif etki edeceğini söyledi.

“Bu vesile ile 15 yılı aşkın emek verdiğim Eximbank’ın yeni yönetimini kutlar, başarılarının devamını dilerim” diyen Ulubaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Eximbank geçmişte olduğu gibi gelecekte de her zaman ihracatçılarımızın yanında olacaktır. Bizlerde ihracat ailesinin birer neferleri olarak ihtiyaç olan her durumda kurumlarımıza destek olmaya devam edeceğiz. İstihdam, finansman, yatırım, gibi birçok alanda açıklanan desteklerin geri dönüşü ve ekonomiye olumlu yansımaları mutlaka olacaktır. Diğer taraftan ekonomide yapısal dönüşüm ihtiyacı devam etmektedir. Ar-Ge, İnovasyon, Markalaşmaya dayalı Endüstri 4.0 devrimini yakalamış katma değerli ürün gamına geçiş 2023 yılı hedefl erimize ulaşmak için elzemdir.”

Sektörün katma değerini artırması gerekiyor

Neredeyse tüm endüstriyel dallara girdi sağlayan demir-çelik sektörünün bu özelliği ile aynı zamanda stratejik öneme haiz olduğunu kaydeden Başkan Ulubaş, diğer taraftan ileri teknoloji ürünlerin hayatımızda daha fazla yer almasıyla birlikte özellikle katma değeri yüksek demir çelik ürünlerinin sektör için önemli potansiyele sahip olduğuna işaret etti. Ancak, bu potansiyelin değerlendirilmesi için sektörde dönüşüme ihtiyaç duyulduğunu belirten Ulubaş, “Yassı ve vasıfl ı çeliğin üretimdeki ağırlığını artırmak için şartlar zorlanmalıdır. Bu noktada devlet teşviklerinin katma değerli ürünleri daha fazla destekler nitelikte dizaynı ve mevcut desteklerden azami şekilde faydalanmamız gerekiyor. İnovasyonu özümsemek ve Endüstri 4.0 devrimini ıskalamamak sektör için hayati önemde. Bu nedenle başta Ekonomi Bakanlığımız ve Türkiye İhracatçılar Meclisimiz olmak üzere her platformda bu bilinci yaymak adına elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Fransa’ya ihracatı artırmanın yollarını arıyoruz

Katma değerli ürün gamına geçişin yanı sıra; AB ve komşu ülkeler gibi geleneksel pazarlar yanında yeni pazarlara hitap edebilmek ve pazar payını artırmanın büyük önem taşıdığını dile getiren Adnan Ersoy Ulubaş, sözlerine şöyle devam etti: “Son dönemde çeşitli ülkelerle yaşadığımız siyasi gerilimlerin ekonomiye etkilerini minimuma indirmek için de alternatif pazarlardaki payımızın artması önemli. Asya ve Afrika pazarlarında artan ağırlığımız bu bakımdan son derece olumlu. Diğer taraftan ihracatımızın yarısını gerçekleştirdiğimiz AB ülkeleriyle olan ticaretimizin karşılıklı olarak gelişmesi her iki taraf için de gerekli. Hele ki ABD seçimleri sonrasında uluslararası piyasalarda artan korumacılık söylemleri mevcut pazarları korumanın önemini daha da artırmıştır. Bu kapsamda biz de birlik olarak önemli pazarlarımız arasında yer alan Fransa’ya ihracatı artırmanın yollarını konuşacağımız “Hedef Pazar Fransa” konulu seminer ile Mayıs ayında Kayseri’de olacağız. Gerek katma değerleri ürün gamına geçiş gerekse yeni pazarlara giriş ile ihracatta atılım yılı olarak ilan ettiğimiz 2017’den başlamak üzere yeniden bir başarı hikayesi yazarak 2023 yılı hedeflerimize ulaşacağımıza olan inancımız tam.”

Sektör olarak 2017’den umutluyuz

ADMİB olarak 2017’den umutlu olduklarını ifade eden Ulubaş, ilk iki ayda AKİB Bölgesi sektör ihracatının bir önceki yıla kıyasla yüzde 70 oranında arttığını söyledi. Özellikle çelik sektörü için 2017 yılının iyi başladığının altını çizen Akdeniz Demir ve Demirdışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İtalya, Birleşik Krallık ve İsrail’in sektör için en önemli pazarlar konumunda olduğunu anlattı. Ulubaş, “Elbette bizler pazarlarımızı geliştirmek ve genişletmek için çalışmaya devam ediyoruz. Gerek Asya gerekse Afrika’da ihracatımızı önemli miktarda artırdığımız ülkelerin sayısı artıyor. Diğer taraftan yapılması gerekenler listesinde ilk sırayı elbette ihraç ettiğimiz ürünlerin katma değerini artırmak var. Aksi halde 2023 yılı hedefl erimize ulaşamayacağımızın bilincindeyiz. Tüm gayretimiz bu yönde” şeklinde konuştu.

Yeşil Pasaport başvurusunda ilk adres; İhracatçı Birlikleri

İhracatçı firmaların temsilcilerine, ihracat tutarlarına göre değişen sayıda hususi damgalı pasaport verilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu kararının Resmi Gazete’de yayımlandığını hatırlatan ADMİB Başkanı Adnan Ersoy Ulubaş, “İhracatçılar olarak dünyayı dolaşıyoruz, dolaşmak da zorundayız. Bu seyahatlerimizde en büyük sıkıntılarımızdan birisi vize problemiydi. Vize masrafl arı yanında zaman ve emek kaybı ihracatçılarımızı zorluyordu. İhracatçıya yeşil pasaport kararı ile birlikte bütün bu kayıplar ortadan kalkmış olacak. Zaten gidilmedik ülke bırakmayan ihracatçılarımız artık daha şevkle pazar araştırması yapacaklardır. İlerleyen dönemde yeşil pasaport uygulamasından daha fazla firmamızın yararlanmasını temenni ediyoruz” dedi. Ulubaş, yeşil pasaport isteyen ihracatçıların gerekli evraklarla birlikte ilk olarak İhracatçı birliklerine başvurması gerektiğinin altını çizdi.

HATAY YÜKSELİYOR OSMANİYE AĞIRLIĞINI ARTIRIYOR

Bölgelerinin sektöre yaptığı yüzde 12’lik katkıdan duydukları memnuniyeti dile getiren Adnan Ersoy Ulubaş, “Hatay sektörde en fazla ihracat yapılan üçüncü il konumuna yükselirken, Osmaniye ise her geçen gün sektördeki ağırlığını artırıyor. Ancak bu payı daha da artırmanın yollarını aramaya da devam etmek durumundayız. Aynı zamanda nitelik dışında niceliğe de önem vererek daha katma değerli ürünlere yönelmeyi teşvik etmek gerekli. Bu bakımdan Osmaniye’de devreye giren Tosyalı Toyo gibi katma değerleri ürün ihraç eden fi rmalarımızın sayısı artmasını destekliyor ve önemsiyoruz” dedi.