'Bağlantı kuran' eşyaların pazarı 300 milyar dolar olacak

Kablosuz teknolojilerin daha makul fiyatlarla üretilebilmesiyle patlama yaşayan 'nesnelerin interneti' trendi tüketicilerin günlük yaşamını kolaylaştırmak için yepyeni çözümler yaratıyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hilal SARI

İSTANBUL - Tüketiciler nesnelerin internetiyle değil, nesnelerinin onlarla bağlantı kurmasıyla ilgileniyor. Bir buzdolabı üzerine yerleştirilmiş ve wi-fi bağlantıyla internete girebilen bir tabletten tweet atabilmek, tüketici ve buzdolabı arasında daha yakın bir iletişim sağlıyor. Samsung gibi günlük yaşamın bir parçası olan beyaz eşyaları üreten şirketler bu ihtiyacı – bu bağlanma sevdasını – atlamıyor, perakende fiyatı 4000 dolar olan T9000 buzdolabı modeli gibi tweet gönderebilen aygıtlar üretiyor. Watchingtrend.com'un hazırlamış olduğu bir trend raporuna göre 2005 yılında dünya üzerinde 2.5 milyar masa üstü bilgisayar, akıllı telefon ve tablet gibi 'bağlantı kurabilen' aygıt bulunurken, bu rakam 2020 yılında 30 milyar'a yükselecek ve  masaüstü bilgisayar bu rakamdaki aslan payını akıllı telefon ve tabletlere devredecek. Cisco'nun geçtiğimiz temmuz ayında yapmış olduğu bir araştırmaya göre her saniye 100 nesne 'online' oluyor.

Nesnelerin interneti ekonomisi patlayan bir büyüme yaşayacağı öngörülüyor. CNBC'de yer alan bir habere göre bu sektörün büyüklüğü 2020 yılı itibariyle 300 milyar doları aşıyor olacak. Gartner'in yapmış olduğu bir çalışmaya göre ikincil şirketlerin dünya çapında ürün ve hizmetleri de hesaba katıldığında 1.9 trilyon dolarlık bir gelir oluşuyor. 2020 yılında 30 milyon aygıtın 'online' olacağı düşünüldüğünde özellikle hacker'larla mücadelede veri madenciliği için ise büyük bir fırsat yaklaşıyor.

Tüketicilerin fiziksel sağlık, akıl sağlığı, güvenlik ve emniyet, sevdikleriyle bağlantı kurmak gibi temel ihtiyaçlarının nesnelerin 'bağlantı kurabilir' hale gelmesi eğiliminin temelini oluşturduğu belirtiliyor. Trend raporuna göre tüketiciler bu ihtiyaçları yepyeni yollarla sağlayan ürün ve hizmetlere sevgi ve ilgi gösteriyor. Bu yüzden 2014 yılında tüketiciler 'bağlantı kurabilen' nesneleri ve eşyaları kucaklıyor. Elektrikli diş fırçaları dişinizi iki dakika boyunca fırçaladığınızda size wireless'la bağlı ekranından gülümsüyor, üç dakika fırçaladığınızda kocaman bir gülücük atıyor. Kullanılan eşyalarla – dolayısıyla markalarla – duygusal bağ çok farklı platformlar aracılığıyla güçleniyor.

Yeni trend ilgi veren nesnelerin interneti

Bağlantı kurabilen nesneler ağının belirli bir amaçla hayata geçirildiği belirtilen rapora göre, tüketicilere fiziksel ve ruhsal durumlarına ilgi gösteren, evleriyle, sevdikleriyle ilgilenen ürün ve hizmetler sunmak gerekiyor. Japonya'da geliştirilen robot fok balığı Paro tam da bu ihtiyacın üzerinde duruyor. Paro, sağlık sebepleriyle ev hayvanı besleyemeyen yaşlı ve hastalara streslerini azaltmak ve duygusal fayda sağlamak için geliştirildi.

Kablosuz bağlantının ucuzlaması 'online eşya' eğilimini hızlandırıyor

Dört önemli gelişmenin 2014 yılında 'nesnelerin interneti' eğiliminin patlama yaşamasına sebep olduğu belirtilen rapora göre, kablosuz bağlantının daha ucuz ve verimli hale gelmesi, bu eğilimin en büyük destekçisi oluyor. Diş fırçasından bisiklet kilitlerine birçok nesneye bağlanırlık ekleyebilmek daha uygulanabilir hale geliyor.

Bu eğilimi hızlandıran bir diğer etken ise bulut depolamanın hızla benimsenmesi olarak belirtiliyor. Bağlantı kuran eşyaların yaratmış olduğu verilerin depolanması için ihtiyaç duyulan alan artıyor.

Akıllı telefonlar ihtiyaç duyulduğunda sevdiklerimizin konumunu belirliyor

Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte konum belirleme sistemlerinin çok kesin sonuçlar verebilmesi de internetli nesnelerle bağlantı kurabilmeyi kolaylaştıran gelişrmelerden. Apple'ın iOS7 sisteminin bir parçası olan iBeacon en ince santimetresine kadar konum belirlemeyi mümkün kılıyor. Akıllı telefonu hayatının bir parçası olmuş genç nesiller buluşmak için gideceği mekanı bilmiyorsa, sevdiklerine, arkadaşlarına Whatsapp'tan konum göndermesini rica ediyor ve telefonunu bir navigasyon cihazı olarak kullanarak hem ihtiyacını sağlamış oluyor. Online eşya kişiyi sevdiklerine götürüyor.

Kitle fonlaması devrimi yenilikleri mümkün kılıyor

İnternet ortamında projelere katılımcı finansman desteği sağlayan bir kitle fonlama yöntemi ile yeniliklerin gerçekleştirilmesi daha mümkün hale geliyor. Tüm eşyalar akıllı hale gelebiliyor fakat kalabalıklar sermayeleri ile kazananın kim olduğuna karar veriyor.

'Önce insan' diyen eşyalar trendi, siz evden çıkınca ısıyı düşüren Nest akıllı termostat gibi, kalp atışınızdan yaktığınız kaloriye her detayı bilen Nike fuelband ve Fitbit gibi ürünlerle bir süre önce başlamıştı. Fakat şimdi ilgili eşyaların heyecan verici yeni yönlere doğru gelişeceği belirtiliyor. Zaten bu trendin yükseleceğini gösteren en önemli gelişmelerden birinin ise Google'ın 3.2 milyar vererek akıllı termostat Nest'in geliştiricisi Nest Labs şirketini satın alması olduğunun altı çiziliyor. Tüm bu değişiklikler, insanları günlük yaşamında korumak ve asiste etmek için tasarlanmış 'ilgilenen' eşyalar ağına olan talebi yönlendiriyor. Sağlık, düşünce, emniyet, güvenlik ve aile başlıklı beş temadaki bu yenilikler markaları yeniliklere yönlendiriyor.

Akıllı eşyalar vücut sağlığını koruyor

Günlük yaşamın bir parçası olan kişisel bakım, fittness ve fiziksel sağlık gibi ihtiyaçları destekleyen, bağlantı kurabilen ürünler çoğalıyor. Cuptime adlı akıllı kupa, cep telefonuna indirilen bir uygulama ile bağlantı kurarak gün içinde ne kadar sıvı alındığını takip ediyor. Su, çay, kahve, meyve suyu gibi içeceklerin mililitresine kadar hesaplayıp bu verileri kaydeden akıllı kupa Cuptime tüketicilerin hidrasyon seviyesini takip ediyor.  

Giyilebilir teknolojiler ailesinden Athos adlı akıllı fitness kıyafeti kas aktivitelerini takip ederek akıllı bir ekranda görselleştiriyor. 'Masanıza bir görev verin' sloganıyla yola çıkan Stir Kinetic Desk adlı akıllı masa, ofislerde tüm gün hareketsiz ve bilgisayar karşısında oturmanın yol açtığı sağlık sorunlarını engelliyor. Stir Kinetic Desk kişiyi uzun süre hareket etmediğinde uyarıyor, ayağa kalktığında uyum sağlayarak yükseliyor, oturduğunda alçalıyor. Farklı çalışma saatlerinde iş yoğunluğuna göre ihtiyaç duyulan konuma geliyor, alışkanlıkları akılda tutarak kullanıcıya adapte oluyor.

Akıl sağlığına iyi gelen akıllı eşyalar hayatı kolaylaştırıyor

Stresli, yoğun bir çalışma temposuna sahip tüketicilerin eşyalardan, aygıtlardan beklentisi akıl sağlığına iyi gelmeleri. Dünya üzerinde çoğu insanın yeterli uykuyu alamamasından yola çıkan Polonyalı bir girişim IntelClinic, az uykunun üretkenliği düşürmesi, mutsuzlaştırması ve genel anlamda sağlığı kötü etkilemesinin önüne geçmeyi amaçlayarak NeuroOn adlı akıllı uyku maskesini geliştirdi. Yeterli sermayeye de sahip olmayan girişimciler bu ürünlerini gerçekleştirmek için kitle fonlaması yöntemine başvurdu ve ilk hedeflerinin neredeyse dört katı olan yarım milyon dolar topladılar. NeuroOn tüketicileri monofazik uykudan polifazik uykuya geçmesine ve fazladan dört saat kazanmasına yardımcı oluyor. Başka bir değişle tüketiciler tek seferde 8 saat uyku yerine gün içinde ara ara uyumalarına yardımcı olan NeuroOn sayesinde daha az ama daha kaliteli uyuyor. Şirketin internet sayfasına göre Nikola Tesla, Thomas Edison, Winston Churchill, Napolyon ve Leonardo da Vinci de polifazik uyku bağımlılarıydı.

Fiziksel emniyet çözümleri için yeni yollar da akıllı eşyalardan

İnsani ihtiyaçların en temel olanlarından biri de fiziksel güvenliğin sağlanması. Bir dizi ilgili akıllı eşya ise bu ihtiyaç için yeni çözümler sunuyor. Skullly isimli bir motosiklet kaskı kameraları kullanarak şöförün kör noktalarını gösterge bir ekrana yansıtarak kaza riskini azaltıyor. Google'ın satın almış olduğu Nest'in bir diğer ürünü Nest Protect ise akıllı yangın alarm sistemleriyle ev güvenliğini yepyeni yöntemlerle sağlıyor. Hangi odada olduğunu anlayabilen Nest Protect ışığa, ısıya, karbonmonoksite, dumana ve harekete karşı tepki verebiliyor.

Değerli eşyaları da ilgili ve akıllı aygıtlar koruyor

Sevgiyle alınmış değerli eşyaların güvenliğini sağlayan çözümler de, teknolojik gelişmelerin eşyaları daha fazla insan ihtiyacına çözüm getiren ilgili eşyalara dönüştürmesine örnek olarak gösteriliyor. Akıllı bisiklet kilitleri kullanıcının cep telefonuna alarm mesajı gönderebiliyor. Akıllı ev kilitleri cep telefonuyla açılabiliyor ve ev sahibine fotoğraflı mesaj gönderiyor.

Aile yaşamı akıllı eşyalarla daha güvenli hale geliyor

Nesnelerin interneti aile bireyleri arasında ev içinde iletişimi sağlayarak ev yaşamını huzurlu hale getiriyor. Bebek telsizleriyle başlayan bu trend ebeveynlerin çocuklarına sesli mesajlar gönderebildiği konuşan oyuncaklarla devam ediyor. Anne anlamına gelen 'Mother' isimli akıllı aygıt aynı anda mutfaktaki yemeği, çocukların nerede olduğunu ve ne yaptığını görüntüleyebiliyor. Akıllı bir ceket olan T. Jacket ebeveynlerin uzaktaki çocuklarına sarılmasını sağlıyor. Akıllı telefondan yönlendirilebilen ceketi giyen çocuk verilen komutlara göre anne ve babası tarafından kucaklanmış hissi yaşıyor.

Google House İstanbul geleceğin evini bugüne taşıdı

"Google Bir Ev Tasarlasaydı Nasıl Olurdu?" sorusunun canlı örneği Google House, dünya başkentleri turu kapsamında İstanbul'da konuklarını ağırladı. Günümüzün yoğun temposunda ihtiyaç duyduğumuz bilgiye saniyeler içinde ulaşmamız için çalışan Google'ın düzenlediği Google House etkinliği, dünya kültür başkentleri turu kapsamında İstanbul'a uğrayarak kapılarını basın mensuplarına açtı. Google House İstanbul'un konukları 13 Mayıs 2014 tarihinde düzenlenen etkinlik kapsamında bir evin oturma odası, genç odası ve mutfak gibi çeşitli alanlarında bilgi, eğlence, moda, seyahat gibi farklı konulardaki ihtiyaçlarını Google'ın Arama, Sesli Arama, YouTube, Google+, Google Hangouts, Google Docs, Google ve Trends gibi hizmetlerini kullanarak karşılamayı deneyimledi.

Markalara yeni görevler düşüyor; güvenlik, güncelleme, veri analizi

Tüm bunlar markalar için ne anlama geliyor diye sorulduğunda öncelikle tüketicilerin ürünlerden, eşyalardan, nesnelerden beklentisi artıyor. Markette, online alışveriş sitesinde, siparişte ve dahasında tüketiciler ürünlerin bağlanırlığını nasıl kullandığına dikkat ediyor. Günlük yaşamda toplanan veri dağının arasından veri madenciliği yaparak kullanıcıya sonuçları analiz etme işi markalara düşüyor. NikeFuel en iyi performans sağlanan günün 1 saat yürüyüş yapılan gün olduğunu söylüyor. İnternetin eşyaları fethetmesi güvenlik açığı riskini de beraberinde getiriyor. Tüketicilerin mahremiyetini korumak da yine üreticilere düşüyor. Tüm bu bağlanabilir akıllı aygıtların zamanla güncellenmesi gerekiyor. Bu da 'satın al kullan at' furyasını sonlandırarak şirketlere yazılımlarını yükseltme sorumluluğu getiriyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir