ABD yol ayrımında

ABD'nin yaklaşık 10 yıl aradan sonra faizleri artıracak olması küresel ekonominin seyri açısından önem arz ederken, göstergeler faiz artırımında yolun sonuna gelindiğine işaret etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Fed en son 2004 - 2007 yılları arasında görülen faiz artırım sürecine yeniden girmeye hazırlanırken, yaklaşık 10 yıllık çok düşük faiz döneminden çıkılacak olmasının tedirginliği piyasa fiyatlamalarına yansıdı.

Derlenen bilgilere göre Fed, 2001 yılının başında yüzde 6 seviyesinde bulunan faiz oranlarını yıl içinde toplamda 11 kez indirerek yüzde 1,75'e düşürmüş ve sonraki 2 yılda birer kez daha faiz indirimi yaparak yüzde 1 seviyesine kadar çekmişti. Düşük faiz oranlarının yanı sıra konut ve otomobil alımlarında uygulanan vergi kolaylıklarının ABD ekonomisinde oluşturduğu sorunlar nedeniyle 2004 yılından itibaren tekrar faiz artırım dönemine giren Fed, 2006'ya kadar aralıklı devam eden hamlelerle politika faizini yüzde 5,25'e kadar çıkarmıştı.

Faiz artırım sürecinde Fed, enflasyonu dizginleme amacına ulaştıysa da ekonomiyi yavaşlattığı için işsizlik yükselmeye başlarken, bu durum kredilerin geri ödenmesinde sorunlar yaşanmasına neden olmuştu.

Mortgage krizi olarak adlandırılan ve 2007 yılının ikinci yarısında başlayarak 2009'a kadar devam eden finansal kriz sürecinde, Fed hızlı bir faiz indirim sürecine girdi. Bu süreçte, 2007 yılında üç kez ve 2008 yılında yedi kez düşürülen faiz oranları, böylece yüzde 0-0,25 aralığına geriledi.

ABD'de mevcut makroekonomik ortam

Geçen yılın şubat ayında Janet Yellen'ın, 1929 yılındaki "Büyük Buhran"dan bu yana Fed'in başvurduğu en agresif politikaları uygulayarak tarihe geçen Ben Bernanke'den başkanlık görevini devralmasıyla, söz konusu politikalarda normalleşme de ivme kazandı.

Yellen'ın, faizlerin 2015 yılı sonuna kadar artırılmaya başlanacağı konusunda kesin bir dille konuşuyor olmasına rağmen, piyasalarda karışık sinyaller veren makroekonomik veriler ve küresel ekonomik büyümeye yönelik endişelerle sert dalgalanmalar yaşandı. Bununla birlikte, sadece  ABD ekonomisine ilişkin makroekonomik verilerin genel olarak yönü ileFed üyelerinden gelen açıklamalar göz önüne alındığında ise Fed'in faiz artırımına başlayacağına ilişkin beklentiler güçlendi.

ABD'de ekim 2009'da yüzde 10,1 ile rekor düzeye ulaşan işsizlik oranı, ağustos 2015'te yüzde 5,1 seviyesine kadar gerilerken, ekim 2010'da yüzde 0,6 olan çekirdek enflasyon ise ağustos 2015'de yüzde 1,8'e çıkarak Fed'in yüzde 2 olan hedefine yakın seyretti. Tarım dışı istihdam da 2008 - 2009 yıllarında eksi hanelerde seyrettikten sonra faiz indirimi ve parasal genişleme sürecinin sonunda yaklaşık 200 bin artış seviyelerinde dengelendi. Geçen yıl boyunca toplamda 3 milyon 116 bin kişi istihdam yaratan ABD ekonomisi, bu yılın sekiz ayında ise 1 milyon 696 bin yeni istihdam oluşturdu.

Tüm bu verilerin ışığında bu hafta yapılacak eylül ayı toplantısıyla faizlerde yeni bir döneme geçilme ihtimali ağırlık kazandı. Ancak yine de çok sayıda ülkenin ekonomisindeki zayıflama riskine karşı merkez bankalarının faiz indirimine gittiği ve para birimini daha rekabetçi konuma getirmek istediği yani "kur savaşlarının" devam ettiği bir süreçte, faiz artırımına gidilmesinin ülke ekonomisinde zayıflatıcı etkiler ortaya çıkarabileceği yorumları da yapılmaya devam ediliyor.

rate.jpg

Faiz artırımına adım adım

Yılın ilk aylarında faiz artırımı konusunda "sabırlı olunacak" ifadesini kullanan Fed, şubat ayında sözlü yönlendirmede kullanılan "sabırlı" ifadesinin en az iki toplantıda faiz artırılmayacağı anlamına geldiğini, öncesinde bu ifadenin kaldırılacağını, ardından faiz artırımına başlanabileceğini belirtti. 

Bu tanımın yapılmasını takip eden ilk toplantıda, yani mart ayında "sabırlı" ifadesinin kaldırılması piyasalarda haziran ayında faizlerin artırılacağı beklentilerini yükseltirken, kur savaşları, emtia fiyatlarının düşmesi, doların değerlenmesi ve piyasalardaki dalgalanma, verilerde önemli bir değişiklik olmamasına karşın haziran ayında faizde değişikliğe gidilmemesine neden oldu. 

Haziran ayı toplantısının ardından Başkan Janet Yellen yaptığı açıklamada "piyasalarda ilk faiz artışına çok fazla önem veriliyor" diyerek Fed'in kararları üzerinde piyasalardaki dalgalanmaların önemli derecede etkisi olduğu izlenimini verdi. Toplantının tutanaklarında özellikle Avro Bölgesi ve Çin'in büyümesine yönelik endişelere işaret edilirken, faiz artışı için daha fazla nedenin oluşmasının bekleneceği kaydedildi. 

Haziran ayı toplantısında değişiklik yapılmaması ve güvercin açıklamalar ile piyasalarda faiz artırımı için eylül ayı öne çıkarken, bu beklentiler, ağustos ayında işsizliğin yüzde 5,1'e gerilemesi ve tarım dışı istihdamdaki yukarı yönlü revizyonlarla en üst seviyeye çıktı.

Analistler, Fed'in bu haftaki toplantısında birkaç temel senaryoyu masaya yatırıyor. Temel senaryolara göre, Fed, yüzde 0-0,25 aralığında oluşturduğu Federal Fonlama Oranı'nda 15-25 baz puan aralığında yukarı yönde sıkılaştırma yaptığını açıklayabilir. 

Analistler, açıklamada kullanılacak dilin 2016'nın ortalarına kadar ek bir adım atılmayacağına veya gelecek dönem beklentileri açısından faiz artışının kapıda olduğuna işaret edebileceğini belirtiyor. Analistler, Fed'in fonlama oranlarında herhangi bir değişiklik yapılmadan, gelecek dönem beklentileri açısından agresif veya güvercin bir tutum da takınabileceğini kaydediyor.

Fed'in bugün başlayacak ve yarın sona erecek Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısı haricinde bu yıl içinde 27-28 ekim ve 15-16 aralık olmak üzere 2 toplantısı daha var. 

Bu konularda ilginizi çekebilir