Avrupa kapılarını aralamaya başladı

Avrupa'daki sığınmacı krizinin büyümesi ve 3 yaşındaki Suriyeli Aylan'ın cansız bedeninin kıyıya vurmuş fotoğrafının dünya medyasında yer alması, kapılarını sığınmacılara açmak istemeyen bazı Avrupa Birliği (AB) ülkelerine geri adım attırdı.  

Şu ana kadar en çok sığınmacı kabul eden Avrupa ülkeleri olan Almanya ve İsveç'ten sonra diğer bazı AB ülkeleri de krizin büyümesi ve sığınmacıların yaşadığı trajedinin daha çok gündeme gelmesi üzerine kabul edecekleri sığınmacı sayısını artırma kararı aldı. 

Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, gelecek haftaya kadar 160 bin sığınmacının AB ülkeleri arasında eşit şekilde paylaşılması gerektiği çağrısında bulundu.  

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, iki yıl içinde 24 bin sığınmacıya Fransa'nın kapılarını açacağını açıklarken, bir adım da Avrupa'daki göçmen krizine yönelik sessiz duruşuyla tepkileri üzerine çeken ve AB ülkelerinin "daha fazla göçmen almasının çözüm olmadığını" savunan İngiltere Başbakanı David Cameron'dan geldi. İngiltere, gelecek beş yılda Türkiye, Ürdün ve Lübnan'daki sığınmacı kamplarından 20 bin Suriyeliyi kabul edecek.  

 Avrupa'da en fazla sığınmacıyı kabul eden iki ülke ise şu ana kadar Almanya ve İsveç. Alman hükümeti, bu yıl ülkeye 800 bin mülteci ve göçmenin gelmesini bekliyor. Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel ise bir süre boyunca yılda 500 bin sığınmacıya kapılarını açabileceğini ifade etti.  

Vatikan, iki sığınmacı aileye kapılarını açacak 

Katolik aleminin ruhani lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Franciscus'un tüm Avrupa'daki Katoliklere, papazlara ve manastırlara, ülkelerindeki savaş ve yokluktan kaçmaya çalışan Suriyeli sığınmacılara kapılarını açma çağrısının ardından Polonya da 2 bin sığınmacıyı kabul edeceğini açıkladı.  

 Vatikan ise iki sığınmacı aileye kapılarını açacak. Vatikan kaynaklarına göre, Avrupa'da Katolik kiliselere ve papazlara bağlı 27 binden fazla bölge bulunuyor. Her bir bölgenin dört kişilik bir aileye kapılarını açması durumunda 108 binden fazla sığınmacının barınacak yeri oluyor. 

Bulgaristan, 500 sığınmacıyı ülkesinde barındırabileceğini bildirdi. Danimarka ise Almanya'dan 100 sığınmacı kabul edebileceğini duyurdu.  

İspanya, Avrupalı sığınmacılara kapılarını açacağını belirtti ancak İspanya'nın alacağı sığınmacı sayısı henüz belli değil.  

Estonya'nın AB içişleri bakanlarının geçen ay üzerinde uzlaştığı, uluslararası korumaya ihtiyaç duyan çoğunluğu Suriyeli sığınmacıların AB ülkelerine dağıtılması planı kapsamında 200 sığınmacıya kapılarını açması gerekiyor. 

Temmuz ayında sadece 50 Suriyelinin ülkeye alınmasına onay veren 323 bin nüfuslu İzlanda'nın yönetimi ise vatandaşlardan gelen tepkiler üzerine ülkeye alınacak sığınmacı sayısının artırılmasını değerlendiriyor. İzlandalılar, hükümete 5 bin kişiye kapılarını açması çağrısında bulundu.  

Latin Amerika da kapıları açıyor 

Latin Amerika ülkeleri Venezuela, Brezilya ve Şili de kapılarını sığınmacılara açacağını duyurdu.  

Venezuela, 20 bin Suriyeli sığınmacıyı kabul etmeyi planlıyor. Ülkesiyle sıkı bağları olan Beşşar Esed'a desteğini her fırsatta yineleyen Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro,  "20 bin Suriyelinin Venezuela'ya gelip bu topraklarda barış içinde yaşamasını istiyorum" dedi.  

Şili, ilk başta 100 Suriyeli aileye kapılarını açacağını bildirdi.  

Brezilya Cumhurbaşkanı Dilma Rousseff de Brezilya'nın Suriyeli sığınmacıya "kollarını açtığını" söyledi. Brezilya'da 2 binden fazla Suriyeli bulunuyor. 

Avustralya ve ABD 

Her yıl tüm dünyadan 13 bin 750 sığınmacı kabul eden Avustralya hükümeti ise 12 bin Iraklı ve Suriyeli sığınmacı kabul edileceğini açıkladı. Avustralya İşçi Partisi 10 bin, Yeşiller Partisi 20 bin sığınmacı alınmasını talep ederken iktidar partisi milletvekili Ewen Jones 50 bin sığınmacının alınması çağrısında bulundu.  

Suriyeli sığınmacılar konusunda sık sık eleştirilen ABD de bir adım attı ve mali yılın sonuna kadar yaklaşık 300 Suriyeli sığınmacının daha ülkeye yerleştirileceğini duyurdu. 

ABD, Suriye'de savaşın başlamasından itibaren toplam bin 500 sığınmacıya kapılarını açtı. 

Körfez ülkelerine eleştiriler   

Sığınmacı krizinde "yavaş hareket etmekle" suçlanan Avrupa'nın ardından sığınmacı kabul etmeyen Körfez ülkeleri Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri'ne de eleştiriler giderek artıyor.  

 Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Uluslararası Göç Örgütü ve Danimarka'nın eleştirilerine maruz kalan Körfez ülkelerine bir eleştiri de BM Genel Sekreterliği Uluslararası Göç Özel Temsilcisi Peter Sutherland'dan geldi. 

Sutherland, Körfez ülkelerinin yardım kuruluşlarına cömertçe bağış yaptığını ancak "sorundan para vererek kurtulmanın yeterli olmadığını" söyledi.