Riyad-Tahran gerginliği enerjiyi de etkileyecek

Uluslararası enerji piyasası uzmanları, Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanan gerginliğin Ortadoğu'nun yanı sıra tüm küresel enerji pazarını etkileyeceğini belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Suudi Arabistan-İran gerginliği küresel enerjiyi derinden etkileyecek.

Merkezi Washington'da bulunan düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü uzmanlarından Richard Kauzlarich yaptığı açıklamada, iki ülke arasında yaşanan gerginliğin enerji piyasalarını etkilemenin yanı sıra İran'a yaptırımların kaldırılması konusunda da soru işaretlerini artıracağını ifade etti. 

Aynı zamanda eski ABD Bakü Büyükelçisi olan Kauzlarich, benzer bir gerginliğin bundan 10 yıl önce yaşanması durumunda petrol piyasasının çok ciddi anlamda etkilenebileceğini vurgulayarak, şöyle konuştu: 

"Peki bugün neden etkilemiyor. İki sebep var. Birincisi, henüz çok erken. Bu tansiyonun daha ne kadar devam edeceğini bilmiyoruz. İkincisi, ki bence daha önemli olanı, petrolde küresel pazardaki arz fazlası ve talebin azalmasının sonucu olarak büyük şirketler İran'a yatırım yapmakta, riskli olduğu için daha yavaş davranacaktır. Bu yavaş hareket, çatışmanın olmadığı ortam için de geçerli olacaktır."  

Richard Kauzlarich, İran doğalgazının sık sık gündeme geldiğine, ancak bu konuda şüphelerin bulunduğuna dikkati çekerek, "İran'ın başka ülkelere gaz göndermesi bir kenara, kendi iç pazarındaki ihtiyacı karşılaması öncelik olmalı. Yeterli müşteri ve yatırım altyapısı da ayrı tartışma konuları" ifadelerini kullandı. 

İran'ın 5+1 olarak bilinen (BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa ile Almanya) ülkelerle yaptığı nükleer görüşmeler sonrası tehlikeli bir oyun oynadığına işaret eden Kauzlarich, "Balistik füze geliştirme programını açık bir şekilde bağıra bağıra sürdüren ve Washington'ı provoke eden İran, ABD'nin mevcut yaptırımları kaldırma kararını etkiler" dedi. 

"Asıl sorun Suriye ve Yemen'de"  

Merkezi Brüksel'de bulunan düşünce kuruluşu Avrupa Jeopolitik Forumu'nun araştırma direktörü George Niculescu ise Suudi Arabistan ve İran arasında yaşanan gerginliğin jeopolitik bir gerginlik olduğunu ve Suriye-Yemen gerginlikleriyle birlikte mayalanmaya başladığını savundu. 

Niculescu, normalde böyle bir gerginliğin bölgesel olarak kalabileceğini, ancak iki büyük ülke arasında yaşandığı için daha büyük etkiye yol açacağını öne sürdü.  

George Niculescu, şöyle devam etti: 

"Arka planda jeopolitik bir olay gibi görünse de İran'ın 5+1 ülkeleriyle yaptığı nükleer görüşmeler sonrası enerji piyasasına dönecek olması da bölgesel gerginlikte çok önemli rol oynadı. Bana sorarsanız, bu gerginliğin asıl tehlikesi Suriye'de yaşanacak. Suriye de daha çok çatışmaya sebep olup, işleri rayından çıkartabilir. ABD, Avrupa Birliği ve Türkiye gibi bölgesel oyuncuların Suudi Arabistan ve İran arasındaki tansiyonu düşürmeye çalışmaları olumlu adımlar. Olaylar çerçevesinde Suudi Arabistan ve İran'a yeni enerji yatırımları yapmak tehlikeli görünebilir, ancak bence bu daha büyük bir askeri çatışmaya ya da bölgesel kargaşaya sebep olmadığı sürece sınırlı bir etki yapacaktır. Ancak, İran ve Suudi Arabistan arasındaki gerginlik, bu ülkelerin Ortadoğu enerji piyasasındaki yerinin yanı sıra küresel enerji pazarının istikrarını da etkileyecektir." 

İki ülke arasındaki sorun, Suudi Arabistan'daki İran kökenli Şii din adamı Ayetullah Nemr Bakır en-Nemr'in 2 Ocak'ta idam edilmesinin ardından başladı. İranlı öğrenciler, Nemr'in idam edilmesinin ardından Tahran'daki Suudi Arabistan Büyükelçiliği'ne saldırdı ve binayı ateşe verdi. Riyad yönetimiyse İran'ın büyükelçisini (persone non grade) istenmeyen adam ilan etti.