Rum basını tutanakları yayımladı

Kıbrıs Rum yönetimi lideri Hrsitofyas, Karpaz'ın Rumlara verilmesini ve buraya 20 bin "Rum göçmenin yerleştirilmesini" istiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

LEFKOŞA - Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitiris Hrsitofyas'ın, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer ile görüşmesinde, Karpaz'ın Rumlara verilmesini ve buraya 20 bin "Rum göçmenin yerleştirilmesini" istediği açıklandı.

Rum liderin, zorlayıcı bir ikilemle karşı karşıya kaldığında, müzakerelerden "ayrılma" tehdidinde bulunması "BM tutanakları"na da yansıdı.

Rum Fileleftheros gazetesi, Hristofyas ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Aleksander Downer'in Rum Başkanlık Köşkü'nde yapılan görüşmelerinin 14 Nisan 2009 tarihli tutanaklarını yayımladı.

Gazete, tutanaklara dayanarak verdiği habere göre, Hristofyas, Downer'le görüşmesinde, müzakere masasına konulan Türk talepleri ile "Kuzey'de temiz bir Türk devleti, Güney'de ise karma (mixed) bir devlet oluşturulacağından' endişe ediyor.

Aynı tutanaklarda, Rum tarafının her fırsatta, Karpaz'ın kendilerine verilmesi ve bu şekilde 20 bin "Rum göçmenin geri dönmesini" talep ettiği ve KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın bu öneriye "ret" yanıtı verdiği aktarılıyor, ancak bu "ret" yanıtın nihai yanıt olmadığı belirtiliyor.

KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Rum yönetimi lideri Hristofyas'ın müzakere salonunda "kendilerini aşmaktan çekinmeden" savaştıkları ifade edilen haberde, BM'nin gizli belgelerinde, Talat ve Hristofyas'ın "dost ve yoldaş" olarak tabir edildiği, "kapalı kapılar arkasında büyük savaşa tutuşmalarından sonra salondan gülümseyerek çıktıklarının" kaydedildiği, aktarıldı.

"Talat'ın, Hristofyas'ın aksine karar alma konusunda yetersiz kaldığı" öne sürülen haberde, "her zaman müzakereler sırasında 2-3 kez Ankara'yla istişare etmesi gerekiyor" iddiasına yer verildi.

Haberde, 14 Nisan 2009 tarihli belgeye göre, Hristofyas'ın da zorlayıcı bir ikilemle karşı karşıya kaldığında "ayrılmakla" tehdit ettiği belirtildi.

Downer ile Hristofyas'ın Başkanlık Köşkü'nde yaptığı görüşmenin tutanaklarına göre, Hristofyas, BM'nin ve Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesinin, Kıbrıs'ta görevli BM Barış Gücü'nün (UNFICYP) görev süresini yenilemeyerek prosedürün hızlandırılmasını zorlayacakları yönündeki söylentilerle ilgili bilgi istedi. Downer'in verdiği yanıttan tatmin olmayan Hristofyas, "müzakerelerden çekileceğini" ifade etti.

Hristofyas'ın, müzakere prosedürün gecikmesinin sorumlusunun Kıbrıslı Rumlar olduğu söylentisinden dolayı da sinirlendiği belirtilen habere göre,  Hristofyas, "İlerleme için müzakere masasına mantıklı öneriler sunulması gerekir, Kıbrıslı Rumların masaya koyduğu öneriler de çok mantıklıdır" iddiasında bulundu. Bu noktada Hristofyas, "verilen büyük tavizlerden, özellikle de dönüşümlü başkanlığın ve 50 bin 'yerleşiğin' (Türkiye kökenli KKTC vatandaşının) Ada'da kalmasının kabul edilmesinden" söz etti.

Tutanaklara göre, "Türkiye'nin, Kıbrıslı Türkleri, müzakere taktiklerinin parametrelerini değiştirmeleri konusunda yönlendirmesi" gerektiğini savunan Rum lider, Kıbrıslı Türklerin bütün kurumlarda sayısal eşitlik veya dönüşümlü başkanlık talep ettiklerini, bunun "hiç de mantıklı oladığını" söyledi.

"Yerleşikler" konusunun yeniden görüşülmesini isteyen ve mülkiyet konusunda da yeterince müzakere edilmediğini öne süren Hristofyas, Kıbrıslı Türklerin, Downer tarafından kendisine iletilen "iki devletin ekonomilerine" ilişkin önerisine tepki göstererek, "birleşik ekonominin daha çok Kıbrıslı Türkler için yararlı olacağını" savundu.

Türk tarafının yeni önerisi

Öte yandan, KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Ulusal Birlik Partisi (UBP) ve Demokrat Parti'nin (DP), Kıbrıs müzakerelerinde Kıbrıs Türk tarafının, Rum tarafına sunduğu "yürütme" başlığıyla ilgili önerinin kabul edilemez bulmaları nedeninin, Rum basınının önerileri yanlış yansıtmasından kaynaklandığını söyledi.

İktidar partisi UBP'nin yapılan önerilerini bildiğini, ancak Rum tarafının yanlış haberini esas alarak açıklama yaptığını kaydeden Talat, bunu "vahim" olarak değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Talat, Türk Ajansı-Kıbrıs'a (TAK) yaptığı açıklamada, yaptıkları öneride ve iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm arayışlarında iki düzeyde egemenlik kullanılmasının söz konusu olduğunu belirtti.

Egemenliğin kurucu devlet ve federal devlet olmak üzere iki düzeyde kullanılacağını ifade eden Talat, her iki düzeyin de bir biriyle eşit olacağını, hiyerarşik olarak birinin, diğerinin üzerinde olmayacağını vurguladı.

"İki ayrı demokrasi biçiminde"

Kurucu devlet düzeyinde kullanılacak egemenliğin iki ayrı demokrasi biçiminde ortaya çıkacağını anlatan Talat, Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Türk kurucu devletinde, Kıbrıslı Rumların da Kıbrıs Rum kurucu devletinde  kendilerini yöneteceklerini ve demokrasilerini yaşayacaklarını söyledi.

Federal düzeyde kullanılacak olan egemenliğin ise ortak olacağını kaydeden Talat, federal düzeyde ortak hükümet olacağını, bu hükümetin ortak programı ve hedefleri olacağını belirti.

Federal düzeydeki hükümetin liderlerinden birinin Kıbrıslı Türk, diğerinin de Kıbrıslı Rum olacağını dile getiren Talat, liderlerin işbirliği yapacağını, ortak hedef ve programları bulunacağını kaydetti.

"Ortak liste ilkesi yeni değil"

"Bu nedenle Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum liderlerin ortak bir liste üzerinden seçime katılmasının son derece doğal kabul edilmesi gerektiğini" dile getiren Talat, "bu ilkenin yeni olmadığını, Annan Planı'ndan beri ve bugüne kadar Kıbrıs Türk tarafınca yapılan tüm önerilerde bunun söz konusu olduğunu" anlattı.

Ortak liste anlayışını Annan Planı'ndan bu yana Kıbrıs Türk tarafının bildiği ifade eden Talat, Annan Planı'nın büyük ölçüde kabul gördüğü dikkate alındığında, ortak liste kavramının da Kıbrıslı Türkler tarafından kabul edildiğinin düşünüldüğünü söyledi.

"Önerideki tek değişim başkanlık koseyi ile ilgili"

Öneride yaptıkları değişimin, sadece başkanlık konseyi ile ilgili olduğunu kaydeden KKTC Cumhurbaşkanı Talat, başkanlık konseyi yerine iki başkanın seçilmesi ile ilgili bir öneri yaptıklarını, bunun başkanlık konseyinde yaptıkları öneri ile aynı paralelde olduğunu belirtti.

Talat, Rum basınının haberlerine dayanarak herhangi bir partinin açıklama yapmasını yadırgadıklarını ifade ederek, "Hele de bu iktidar partisi olunca bunu çok vahim olarak görüyoruz" dedi.

Talat, Rum basınındaki haberlerinin Kıbrıs Türk tarafının önerisiyle ilgili olarak tam gerçeği yansıtmadığını kaydetti.

Talat, önerileri hem UBP hem de DP'nin bildiğini belirtti.

Ban'ın adaya gelişi

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un adaya gelişiyle ilgili bir gelişme olup olmadığının sorulması üzerine ise Talat, böyle bir ihtimalin BM Barış Gücü (UNFICYP) Sözcüsü Jose Diaz tarafından da ifade edildiğini ve Ban'ın ziyaretini beklediklerini, ziyaretin ekim ayı içerisinde olacağını tahmin ettiklerini söyledi.

Hristofyas-Dowener görüşmesinin tutanaklarının sızldırılması

Rum basınının Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas ve BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer görüşme tutanaklarının yayınlamasıyla ilgili bir soruyu üzerine de Talat, gizli tutanaklarının yayınlanmasının hoş ve doğru olmadığını söyledi. Bunun hem sürece hem de taraflara (BM ve Rum tarafına) güvensizliği artıracağını dile getiren Talat, her iki tarafa da güven duyulması gereken bir zamanda bunun yaşanmasının doğru olmadığını söyledi.

Kendi önerilerinin de gizli olmadığını, ancak Rum basınına sızdırılmasının kendilerini ciddi bir şekilde rahatsız ettiğini dile getiren Talat sözlerini şöyle tamamladı:

"Sızdırılan önerilerin bizim tartıştığımız, henüz tartıştığımız, nihaileşmemiş öneriler olması, aynı zamanda bizde ciddi endişelere yol açtı. Önerinin spekülasyon konusu olması, hem Türk, hem de Rum tarafında sorunlara yol açtı. Hiç gerek yoktu."