Ülkelerin 'eş-dost kapitalizmi' karneleri yeni bir döneme girileceğini gösteriyor

The Economist'in yaptığı Eş-dost Kapitalizmi Ülkeler Endeksi'ne göre ahbap çavuş kapitalizmi de denen bu düzenin hangi ülkelerde güçlü olduğu ortaya çıktı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hilal SARI

Viktor Yanukoviç rejimi düştükten sonra Ukrayna'da rüşvet ve yolsuzluğa karşı gösteriler düzenleyen İngiltere vatandaşlarının yeni yeri batı Londra'da bir lüks bir site olan One Hyde Park'ın dışı oldu. Çünkü Ukrayna'nın en zengin adamı ve eski rejimin torpilli iş adamlarından olan Rinat Akhmetov burada yaşıyor. Şu an politik durumu karmakarışık olan Ukrayna oligarşi yöneticileri tarafından baskılanan ülkelerden sadece biri. Gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda politikacılarla iş adamları arasındaki ilişki endişe verici hale geldi. Hindistan'da gerçekleşecek seçimler saygın ekonomi yayını The Economist'te yer alan habere göre ülkenin on yıldır süren eş dost kapitalizminden kurtulması için bir dönüm noktası olabilir. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adının da inşaat firmalarıyla birlikte anıldığı ve büyük skandallarla itham edildiğine değinilen haberde milyonlarca Türkün konuyla ilgili Youtube kayıtlarını izlediğinden bahsediliyor. 5 Mart'ta Çin Devlet Başkanı Xi Jinping'in rüşvet ve yolsuzluğa karşı başlattığı mücadele kamuoyundaki öfkeyi yatıştırmak için hiç tereddüt etmeden devam ediyor. Geçtiğimiz yıl 182 bin memurun disiplin ihlali sebebiyle ceza aldığı belirtilen habere göre bu rakam 2011 yılına göre 40 bin artış gösterdi.

'Kapitalizmi kapitalistlerden kurtarmak'

Bütün dünyada yeni orta sınıf bunu tersine çevirmeye hazırlanıyor. İnsanlar kendi cebini doldurmayan politikacılar ve hükümetlerin torpili olmadan rekabet eden iş adamları istiyorlar. Haberde bu gelişmelerin önüne geçecek yeni bir değişim hareketi  'kapitalizmi kapitalistlerden kurtaracak bir devrim yolda!' sözleriyle ifade ediliyor. Amerika'nın yaldızlı çağı 19'uncu yüzyıl sonlarında Rockefeller gibi ülkeyi sanayileştiren fakat hızla servet yapan ve politikacılara rüşvet veren büyük iş adamları ortaya çıkmıştı. Fakat sonrasında 1900-1945 yılları arasında büyük sektörlere düzenleme getirilmesi ve sosyal güvenlik ağlarının oluşturulmasıyla bu tür ilişkilerin sayısında gerileme oldu. Chrysta Freeland "Plutokratlar" adlı kitabında gelişmekte olan ülkelerin ilk yaldızlı çağını ancak şimdi yaşadığını, gelişmiş ülkelerin ise ikinci yaldızlı çağına girdiğini söylüyor. Freeland, 20 yıldır süren küreselleşmeden orantısız şekilde fayda sağlayan dünyanın en varlıklı yüzde 1'lik nüfusunun sanal bir servet nüfusu oluşturduğunu ifade ediyor.

Mükemmel rekabette rant diye bir şey var olamaz

Bir icat geliştirerek, lezzetli bir atıştırmalığı günlük yaşama katarak ya da şık bir bilgisayar programı yaratarak zengin olmanın önemli bir şey olduğu fakat bugünün zengin iş adamlarının servetlerini "rant" aracılığıyla kazandığı belirtiliyor. Yani pastanın tamamını büyütmek yerine pastadan daha büyük bir dilim almaya çalışılıyor. Ekonomik rant teknik anlamda iş gücü, sermaye ya da bir arazi için ödenen ve ödenmesi gereken meblağ arasındaki farka denir. Mükemmel rekabetin olduğu bir dünyada ise rant diye bir şey var olamaz. Rantın en bilindik örnekleri ise (yasal ya da yasadışı olabileceği belirtiliyor) kartel oluşturmak, ya da rakiplerin ve müşterilerin aleyhinde sonuçlanacak lobi faaliyetleri yürütmek olabilir.

Serbest piyasa savunucuları bazı ABD'li liberaller elitlerin rant arayışıyla ülke ekonomisini hile ile bozduğundan endişe ediyor. Hükümet ve ABD Merkez Bankası finansın merkezi Wall Street'i taşra anlamına gelen "Main Street"ten daha fazla önemsemekle suçlanıyor. Bazı fön yöneticileri ise dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin'in minnet borçlu ahbap çavuşların inşa ettiği kartondan bir saray olduğunu iddia ediyor.

İşte bu iddiaların gerçekliğini daha net görebilmek için bir Eş-dost Kapitalisti Ülkeler Endeksi oluşturuldu.  The Economist'in yaklaşımıyla başlayan çalışma, Morgan Stanley Investment Management'tan Ruchir Sharma, Yeni Delhi Politik Araştırmalar Merkezi'nden Michael Walton ve birçok uzmanın katkısıyla gerçekleştirildi. Forbes verilerinin de kullanıldığı araştırmada rant ağırlıklı endüstirilerde çalışan milyarderlerin toplam servetleri hesaplandı. 23 ülkenin sonuçlarının açıklandığı raporda 5 en gelişmiş ülke, on en büyük gelişmekte olan ülke ve sekiz eş-dost kapitalizminin ciddi sorun yarattığı düşünülen ülke yer alıyor.

Rüşvet hükümet kontrolü fazla olan sektörlerde daha etkin

Endeks özellikle hükümetlere bağlı madencilik, petrol ve doğalgaz, bankacılık, kumarhanecilik gibi sektörleri teşhis ediyor. Bu sektörlerdeki milyarderlerin varlıklarını (Forbes sıralamasına dayanarak) ülke ekonomilerinin boyutuyla oranlıyor. Bu oran direk rüşvetin olduğunu iddia eden bir özelliğe sahip değil. Fakat bu sektörlerde ne kadar servet yaratıldığını ortaya koyarak eş-dost kapitalizmine yatkınlığı gösterdiği ifade ediliyor.

İlişkilerin önem kazandığı sektörlerin milyarderlerinin harika bir yüz yıl geçirdiği belirtilen habere göre gelişmekte olan ülke milyarderlerinin toplam serveti 2000 yılında GSYH'nin yüzde 2'sine denk gelirken, 2014'e gelindiğinde iki katına çıktığı belirtiliyor. Araştırmaya göre gelişen dünya ülkeleri küresel çıktının yüzde 42'sini gerçekleştirirken, eş dost ekonomisi servetinin yüzde 65'ine sahip.

Gelişen dünya zenginleşirken eş dost milyarderleri de zenginleşti

Şehirleşme ve uzun süren büyüme devrinin arsa ve konut değerlerini artırdığı belirtilen habere göre Çin başta olmak üzere Brezilya'dan Endonezya'ya doğal kaynak sahiplerinin zenginleştiği belirtiliyor. Bu süreçte bazı özelleştirme süreçlerinin güvenilmez şekilde gerçekleştiğini iddia eden habere göre dünyanın en büyük ekonomileri incelendiğinde Rusya eş dost kapitalizmi endeksinde en kötü puanı alan ülke oluyor. Komünizmden kapitalizme geçişin yaşandığı 90'larda politik yandaşların doğal kaynakları kaptığı ve emtia fiyatları yükselirken oligarkların zenginleştiği ifade ediliyor. Ukrayna'nın da benzer eğilim gösterdiği belirtilirken Meksika'nın ağırlıklı olarak Süryani asıllı iş adamı Carlos Slim sebebiyle kötü not aldığı ifade ediliyor. Slim, Meksika'da hem sabit hat hem de mobil telekomünikasyon sağlayan en büyük firmaların sahibi. Fransız ve Alman milyarderlerin hükümetle çok ilişkili olmadığı ve servetlerini ağırlıklı olarak perakendeden ve lüks markalardan elde ettiği belirtiliyor. Türkiye ise eş dost kapitalizmi endeksinde 14'üncü sırada yer alıyor.
ABD'nin milyarderlerinin servetleri toplamının GSYH'ye oranının da yüksek göründüğü endekste ülke 17'nci sırada yer alıyor. Silikon Vadisi dehalarının ABD'nin enerji milyarderlerinden çok daha zengin olduğu belirtilen habere göre ABD'nin 2007 yılında daha üst sırada yer alırken bu yıl durumunu iyileştiren nadir ülkelerden biri olduğu belirtiliyor. Bankacılık sektöründeki simsarlara dair endişelere rağmen ABD'li milyarderlerin sadece birkaç tanesinin servetini bankacılıktan elde ettiği belirtiliyor.

Türk milyarderleri finansal kriz vurdu

Asya'nın rüşvet karnesi çok da iyi olmadığı düşünülen Çin ise çok da kötü bir puan almadı. Bunun bir sebebinin devletin doğal kaynakların ve bankaların büyük bir çoğunluğunun sahibi olması, diğer bir sebebinin de Çin'in özel sektörlerinin e-ticaret devi Alibaba'nın Jack Ma'sı gibi inanılmaz zengin girişimcilerden oluşan bir nesli ortaya çıkarması olarak gösteriliyor. Türkiye'de ranta müsait sektörlerin milyarderlerinin ise ülkenin içinden geçtiği finansal krizden etkilendiği ve ülkenin eş dost kapitalizmi karnesinde olumlu bir şekilde 7'nci sıradan 14'üncü sıraya gerilediği belirtiliyor.
Aynı endeksin 2007 puanlarına göre karnesini en çok geliştiren Hindistan'ın 6'ıncı sıradayken 9'uncu sıraya ilerlediği belirtiliyor. Yakın dönemde ortaya çıkan rüşvet skandalları ve yavaşlayan ekonominin finansal destek gören ve hükümetle yakın olan iş adamlarını kötü etkilemiş olduğu belirtilen habere göre, teknoloji, ilaç ve tüketici ürünlerindeki milyarderlerin ortaya çıktığı ifade ediliyor. Çoğu Asya ülkelesinde ise tam tersine 2007-2014 yılları arasında genel bir gerileme olduğu Endonezya, Tayland ve Filipinler'in puanların kötüleştiği belirtiliyor. Bu ülkelerin milyarderlerin ise daha çok gayrimenkul sektörü ve doğal kaynaklarla zenginleştiği ifade ediliyor.

Zengin ülkelerin durumu endekse göre daha iyi görünüyor. Tabii bu gönül rahatlığıyla eş-dost ilişkilerinin önemli olmadığını söylemeye yetmiyor. Bankaların batmaktan kurtarılması muazzam bir servetin finansçılara gitmesini sağladı. Lobicilerin bu gelişmelerde özellikle Amerika'da inanılmaz etkileri oldu. Fakat daha büyük problemin gelişmekte olan ülkelerde olduğu belirtiliyor. Araştırmaya göre rantın yüksek olduğu sektörlerdeki milyarderlerin servetler toplamının ülkenin GSYH'sine oranı gelişmekte olan ülkelerde zengin ülkelerdekinin iki katına denk geliyor. Birçok özelleştirme sayesinde torpilli zenginleşenlerin olduğu Ukrayna ve Rusya'nın notu oldukça kötü görünüyor. Asya'nın hızlı gelişiminin de rant sektörlerinde birçok işadamını ihya ettiği görülüyor.

Rant sektöründeki her milyarder rüşvetçi değil

Araştırmaya lisans ya da hükümet müdahalesinin fazla olduğu ve tekelliğe müsait olan sektörlerin dahil edildiği ve bu sektörlerin rüşvet karşıtı denetleme kuruluşu Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün rüşvete yatkın gördüğü sektörler olduğu belirtiliyor. Bazı rantların apaçık ortada olduğu belirtilen habere göre bankacılık sektörünün devletin üstü kapalı şekilde borçlanma maliyetlerini azaltmasından fayda sağladığının altı çiziliyor. Devletin sahip olduğu maden, arazi ve Telekom yelpazeleri yandaş iş adamlarına rantla teslim edilirken halk bundan zararlı çıkan taraf oluyor. Fakat rüşvet olabilen alanlarda 'yasal' ile 'rant' arasındaki sınırlar belirsizleşebiliyor. Yani rant ağırlıklı sektörlerdeki bir milyarderin rüşvete dahil olmayabileceği ya da yasaları çiğnemiş olmayabileceği de belirtiliyor. Devlete yakın faaliyetleri olan sektörler sağlıklı ve şeffaf da olabiliyor.

Eş dost milyarderlerine rağmen olumlu gelişmeler var

Bazı ülkelerin rekabet kanunları ve kartel kanunlarını yürürlüğe sokmuş olması tüm bu karamsar tabloya rağmen iyimser gelişmelerin de olduğunu gösteriyor. Örneğin Meksika'da telekomdan gıdaya tekele yakın bir çok sektör olduğu fakat hükümetin rekabeti artıracak düzenlemeler geliştirdiği belirtiliyor. Hindistan'ın hukuk sistemi ahbaplarına telekom lisanslarını devreden bakanlarını hapse atmaya çalışıyor. Tüm dünyada gittikçe bilinçlenen orta sınıflar bu tabloyu tersine çeviriyor.

Araştırmalara göre dünyadaki toplam ahbap çavuş serveti azalmaya başlamış bile olabilir. Gelişmekte olan ülkelerde rant sağlanabilen sektörlerin milyarderlerinin toplam milyarderler servetine oranı gelişmekte olan ülkelerde yüzde 76'dan  (2008) yüzde 54'e gerilediği belirtiliyor. Bunun kısmen emtia fiyatlarındaki düşüşten kaynaklandığı belirtilen habere göre gelişen dünyada yatırımcıların artık daha titiz olduğu ve kapalı sektörleri şeffaflaştırdığı ve kötü yönetimlere rağmen rantsız faaliyet sürdürdükleri belirtiliyor. Şirketlerin hisse fiyat/kazanç oranlarının rant sektörlerinde tarihinin en büyük düşüşünü yaşadığı belirtiliyor.

Gelişmekte olan ülkelerde ekonomik büyümeler tekrar hızlanırsa belki bu karnelerin tekrar kötüleşebileceği ya da ülkeler zenginleştikçe rant milyarderlerinin servetlerinin doğal olarak azalabileceği ihtimaller arasında.

Kurumları güçlü olan ülkeler daha iyi not aldı

Bu endekste ortaya çıkan başka bir durum ise Dünya Ekonomik Forum'u verilerine göre daha iyi bürokrasileri ve kurumları olan devletlerin daha iyi karneleri olması. Fakat verimli bir hükümetin iyi bir puanı da garantilemediği belirtilen haberde Hong Kong ve Singapur iyi yönetimlerine rağmen eş dost milyarderleri ile çok kötü puanlar alan ülkeler olarak örnek gösteriliyor. Bu iki ülkedeki rantın sebebinin ise coğrafi olarak arsa ve konutların çok bol olmaması ve kurnaz komşu ülkelerinin ticaret merkezi olmaları gösteriliyor. Hong Kong'un kartelleşmeye karşı düzenlemeler bakımından uzun süredir dikkatsiz olduğu ve rekabet kanunlarını sadece iki yıl önce yürürlüğe koyduğu ifade ediliyor.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir