İYTE, sanayi iş birliği ile öğrencileri destekliyor

İzmir’in Urla ilçesinde 1992 yılında kurulan, 35 milyon metrekarelik alanı ile Türkiye’nin üçüncü büyük kampüsüne sahip üniversitesi İYTE, günümüzde Türkiye’nin tek yüksek teknoloji enstitüsü olma özelliğini taşıyor. Üniversite, sanayi ile yaptığı iş birliği sonucu öğrencilerin önünü açıyor.

Haber Merkezi
YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Özlem SARSIN

İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü (İYTE) Rektörü Prof. Dr. Yusuf Baran, İYTE’nin Türkiye’nin tek teknoloji enstitüsü olmanın farklılığını ve fırsatlarını yaşadığını söyleyerek, İYTE’nin dünyadaki ileri düzeyde araştırma yapan teknoloji enstitülerinin model alınarak kurgulandığını vurguladı.

İYTE’nin ileri düzeyde araştırma yapmak, bilgi üretmek ve bu bilginin zemininde teknoloji üretmek vizyonu ile Türkiye’nin ekonomi başta olmak üzere her anlamda kalkınması ve kendi kendine yeten bir ülke olmasını sağlamayı hedeflediğini ifade eden Yusuf Baran, “Bugün üniversitemizde 3 fakülte ve 18 bölümde, 5 bin 700 öğrenciye yüzde 100 İngilizce dilinde eğitim veriyoruz. Öğretim görevlilerimizin yüzde 70’ten fazlası ABD, Avrupa ve Uzak Asya’nın en iyi üniversitelerinden mezun. Yurtdışı tecrübesi ve küresel başarısı olan eğitmenlerle çalışıyoruz. Türk eğitmenlerin dışında dünyanın farklı ülkelerinden bilim insanlarını da istihdam ediyoruz. 6 kıta ve 50 ülkede yaşayan, eğitim alan insan var üniversitemizde. Bu da beraberinde bizi bir dünya üniversitesi yapıyor” ifadelerini kullandı.

“Küresel ölçekte bir markayız”

Rektör Yusuf Baran; kaliteli ve nitelikli öğretim elemanı, kaliteli ve nitelikli öğrenci, güçlü ve ileri düzey araştırma altyapısı ve burada meydana getirdikleri inovasyon ve girişimcilik ekosistemi İYTE’yi bir bütün olarak küresel ölçekte bir markaya dönüştürdüklerine atıfta bulundu. Bugün itibarıyla 19 araştırma merkezlerinin bulunduğu bilgisini veren Baran, şöyle devam etti: “Bir yandan UNESCO Mükemmeliyet Merkezi unvanına sahibiz. Dünyanın ileri düzey üniversitelerini model alarak her hocamızın kendi araştırma laboratuvarı ya da alanı var. Dolayısıyla burada her hocamız güçlü bir şekilde araştırma faaliyeti yürüten lisans, master ve doktora öğrencisi yetiştiren ve bir taraftan da ürettiği bilginin hayata dokunmasını sağlayan akademisyenlerden oluşuyor. ”

İYTE’nin 35 milyon metrekare ile Türkiye’nin üçüncü büyük kampüsü olduğunu söyleyen Baran, “Kampüsümüz Urla’da denizin kıyısında, mavi ile yeşilin ortasında. Havası, iklimi ile gerçekten kendimizi çok şanslı hissediyoruz. Bu sene itibari ile artık barınma sorunu olmayan bir üniversiteyiz. 4 binin üzerinde öğrenciyi barındırabileceğimiz yurtlarımız var. 7/24 yaşayan bir kampüsüz. Ulaşım problemimiz yok. Yurtlarda yaşayan öğrenciler bisikletlerle, scooterlarla ya da ücretsiz ring servisi ile okullarına ulaşabiliyor. Her türlü spor, kültürel, sanatsal faaliyeti yürütebileceği imkânlarımız var. 108 öğrenci topluluğumuz var. Burada öğrencilerimize hem maddi hem manevi destek olarak onların önünü açıyoruz. Şu anda yapım aşamasını bitirdiğimiz ve bu sene faaliyete alacağımız bir gençlik merkezimiz var. Bunu bir sanat sokağı gibi düşünebilirsiniz. Halı sahaları, tenis kortları var ve bir stadyum çalışmasına başlıyoruz. Barınma olanaklarına ek olarak lisansüstü öğrencilerimizin konaklayabileceği bir köyümüz var. Hayırsever iş insanları ile kurduğumuz bir köy. Bu köy İYTE’de ihtiyaç sahibi, üstün başarılı öğrencilerimizin barındığı bir alan. Aylık kirası da 1 TL. Bu öğrencilerimize kent merkezinden ücretsiz ulaşım da sağlıyoruz” dedi.

“Kariyer desteği veriyoruz”

Öğrencilerine kariyer desteği de verdiklerinin altını çizen Yusuf Baran, bu kapsamda üniversite-sanayi iş birliği projeleri oluşturduklarını ve Türkiye’deki sanayi kuruluşlarının daha katma değeri yüksek ürünlere evrilmesini desteklenmesini sağladıklarını ifade etti. Baran, üniversite ve sanayi iş birliğini sağlama işini göreve gelir gelmez hayata geçirdiğine atıfta bulundu.

Sanayicilerle sağlanan temasların meyve vermeye başladığını son dört yılda yakından hissettiklerini belirten Yusuf Baran, şöyle devam etti: “Son dört yıl içinde hem bütçemiz hem de proje sayımız yüzde 800’lerde artış gösterdi. Ama İYTE’yi bu alanda farklı kılan unsur sanayi kuruluşlarını içine almak oldu. Bu oldukça önemli bir adımdı. Üniversitemiz sanayi işletmeleri arasındaki iş birliğini, kendi içimizde kurduğumuz Teknopark İzmir ve Bilişim Vadisi İzmir üzerinden de sağlıyoruz. Öğrencilerimiz burada faaliyet gösteren ar-ge şirketlerinde gönüllü, zorunlu stajlarını yapıyor, part-time çalışıp para kazanabiliyor. Öğrencilerimizin sanayi kuruluşlarından aldığı 3 farklı sertifikayı 1 teknik seçmeli ders olarak sayıyoruz.”

Öte yandan öğrencilerin kendi girişimleri ve fikirlerini şirketleştirme şanslarının da bulunduğunu söyleyen Yusuf Baran, Teknopark İzmir’de fikirden ürüne, markalaşmaya, ticarileşmeye ve globalleşmeye kadar öğrencilerin ve şirketlerin önünü açtıklarını bildirdi.

“Kendi şirketini kurup, istihdam yaratan öğrencilerimiz var”

Kendi şirketini kurup, istihdam yaratan öğrencileri ve hocalarının bulunduğuna vurgu yapan Rektör Yusuf Baran, 2021 yılında öğrencilerin Teknopark şirketlerinde yaptığı cironun 65 milyon liraya erişmesinin gurur duyulacak bir işe imza attıklarının göstergesi olduğuna değindi. Teknopark İzmir’in ise 3,6 milyar lirayı aşan cirosu, 165 milyon doları aşan ihracatı, 203 şirketi ve bin 800’e yakın tam zamanlı Ar-Ge personeli ile harikulade başarılara imza attığını sözlerine ekleyen Baran, şunları kaydetti: “Ayrıca kuruluşu başlayan Bilişim Vadisi İzmir’in birinci fazını bitirdik, 300’ün üzerinde şirketin başvurusunu aldık. Burada faaliyete başlayacak şirketlerin bin 500 civarı istihdam yaratacağını düşünüyoruz. İYTE, Bilişim Vadisi İzmir ve Teknopark İzmir gelişip olgunlaştığında 19 bin tam zamanlı Ar-Ge personelinin çalıştığı küresel ve ulusal bir teknoloji üssü haline gelecek. Tüm bu gelişmeler ve imkânlar İYTE’nin beyin göçünü tersine çevirmeyi başaran bir üniversite haline gelmesini de sağladı.”