'Değerli taşlarda dünyanın gözü Türkiye'ye çevrildi'

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Ayhan Güner, değerli taşlarla ilgili vergi düzenlemesi ve Borsa İstanbul'daki Değerli Taşlar Piyasası'nın hareketlenmesiyle birlikte dünyanın gözünün Türkiye'ye çevrildiğini belirtti.

Mücevher İhracatçıları Birliği tarafından yapılan açıklamaya göre, Güneydoğu Asya Uluslar Birliği ve 6 Asya ülkesinin birleşimiyle ortaya çıkan ASEAN+6 tarafından oluşturulan Asean Economic Forum Community (AEC) iş birliği örgütü kapsamında ülkelerin mücevher ihracatçı birlik başkanları Kuala Lumpur'da bir araya geldi. Toplantıya katılan Güner, burada yapığı sunumda Türkiye'nin mücevher sektörünün kapasitesini ve ASEAN+6 ülkeleri için taşıdığı fırsatları anlattı. 

Mücevher ihracatçıları olarak sürekli dalgalanmalar, fiyat ve kur hareketleri, ülke bazında pazar hareketleri yaşayarak kriz yönetmek durumunda kaldıklarını belirten Güner, "Bu nedenle, sürekli hareket halindeyiz. Nerede hareket orada bereket… Biz sürekli pazarları geliştirmeye çalışıyoruz. Böylelikle herhangi bir pazarda daralma olduğunda yumurtaların tamamını aynı sepete koymadığımız için performansımızı sürdürülebilir hale getiriyoruz" ifadelerini kullandı. 

Asya ülkelerini gizemli, ekonomik performanslarını ise büyüleyici olarak tanımlayan Güner, Türkiye olarak bu ülkelerin mücevher sektörüne olanak açarak ciddi bir kapasite oluşturacağının altını çizdi.

Güner, Kuala Lumpur'da Türkiye'nin gücünü ve kapasitesini anlattıklarını belirterek, Türkiye'nin, dünyanın en eski ve köklü mücevher endüstrisine sahip olduğunun altını çizdi.

Çin ve Hindistan'ın dünyanın en büyük mücevher üreticileri, pazarı ve ihracatçıları olarak pazarın lideri olduğunu aktaran Güner, şunları kaydetti:

"Dünya nüfusunun neredeyse yarısı bu coğrafyada yaşıyor. Biz de bu pazarla iş birliğimizi geliştirerek sektörümüzü büyütmek, ihracatımızı artırmak istiyoruz. Türk hükümetinin değerli taşlarla ilgili vergi düzenlemesi ve Borsa İstanbul'daki Değerli Taşlar Piyasası'nın hareketlenmesiyle birlikte dünyanın gözü Türkiye'ye çevrildi. Türkiye'de iş yapmak isteyenler için vergiler sıfırlanmıştır. Avrupa'da yaşanan vize, İsrail'de yaşanan güvenlik sorunu; Körfez'in sıcaklığı ile Kuzey'in soğukluğu artık sorun değil. Türkiye'de bir gün içinde şirket kurarak faaliyete başlayabilirsiniz. İstanbul'da uluslararası standartlarda işlemler yapabileceğiniz elmas borsası devreye girdi."

Güner, borsada işlem gören taşların tüm değerlemelerinin dünya çapında geçerli sertifika ve raporlar üreten uluslararası bir kuruluş tarafından gerçekleştirildiğini dile getirerek, "Dünyanın her yerinden insanlar en fazla 4-5 saatlik uçuşla borsada işlem yapabilir. 5 bin yıldan eski bir mücevher geleneğine sahip olan Türkiye, aynı zamanda da dünyanın en büyük montör stoğuna ve üretim kapasitesine sahiptir. Kuyumculuk ve mücevher endüstrisinde sahip olduğumuz 'know-how' son derece ileri düzeyde. Tüm bu avantajları irdelediğimizde ASEAN +6 ülkelerine teknoloji transferi gerçekleştirebileceğimiz gibi coğrafi konumumuzun sağladığı avantajlarla çok farklı ticari kapılar açabiliriz" ifadelerini kullandı.

Hedef 100 milyar dolarlık pastadan pay almak

Mücevher İhracatçıları Birliği Başkanı Güner, İstanbul Elmas Borsası'nın, Dubai, İsrail ve Belçika elmas borsalarının hakim olduğu 100 milyar dolarlık bir işlem hacmine talip olduğunun altını çizerek, İstanbul'un avantajlarına ilişkin şunları kaydetti:

"İstanbul her dinden ve etnik yapıdan insanın rahat hareket edebileceği bir kent. Hem hızlı ve rahat ulaşım hem de THY sayesinde İstanbul'dan dünyanın hemen her yerine kurulan linkler bu anlamda önemli. Rakiplere baktığımız zaman iki tanesine gitmek aşırı güvenlik kaygıları ve vize almak nedeniyle cazip değil. Dubai ise aşırı sıcaklar nedeniyle yılın 6 ayında ancak iş yapılabilen bir ülke. Oysa Türkiye için bunlar söz konusu değil. Sahip olduğumuz montör kapasitesi nedeniyle değerli taş işinde olanlar için farklı seçenekler de söz konusu. Amacımız ve hedefimiz bu 3 büyük borsanın toplam 100 milyar dolar olan işlem hacminden pay alabilmek, alacağız da…"

Asya ülkeleri ile Türkiye'nin iş birliği yapmasının karşılıklı olarak yaratacağı sinerjiyi anlamanın kolay olmadığını belirten Güner, "Ancak kesin olan şey şu ki; karşılıklı olarak partnerler açısından verimli sonuçlar, verimsiz sonuçlarından fazla olacaktır" yorumunu yaptı.