“Bıkmayın hemen... Şartları biraz daha zorlayın...”

Deneyimlerini www.sportifpazarlama.com sitesinde okurlarıyla paylaşan Handan Kaloğulları’yla spor, insan ve yönetim odaklı bir söyleşi yaptık....

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EMRE ALKİN

Bu haftaki konuğum Handan Kaloğulları... Hangi konularda uzmanlığı olduğunu sıralamaya başladığımda bile yorulmanız mümkün. Pazarlama, spor pazarlama, halkla ilişkiler, satış, perakende, bilişim, marka yönetimi, ekip ve ürün yönetimi uzmanı... Ama Handan Hanım yorulmuyor. Hem iyi bir öğretmen hem de iyi bir öğrenci. “Passolig” gibi eleştiri oklarının sürekli yöneltildiği bir projede başarılı şekilde çalışmış, bugün ise sportif pazarlama ve spor yönetimi üzerine ciddi çalışmalar yapıyor. Ayrıca bir web sitesi de var, www.sportifpazarlama.com sitesinde sektörün önemli isimleriyle yaptığı röportajları paylaşıyor. Biz de kendisi ile söyleşi yaptık. Paylaşmasak olmazdı...

- Okuyucuların anlaması için tam olarak ne yaptığınızı kısaca anlatır mısınız?

Bir kurumda spor pazarlama müdürlüğü yapıyorum. Ayrıca www.sportifpazarlama.com blogunun sahibiyim. Davetler doğrultusunda üniversitelerde ve özel kurumların düzenlediği konferanslarda spor pazarlama konuşmacılığı yapıyorum.

- Yaptığınız işi seçmenizde yaşadıklarınız mı etkili oldu, yoksa çocukluktan gelen bir motivasyon mu?

Blog için arkadaşımın fikri aşılaması ve işimdeki tecrübelerim etken oldu. Konferanslar ise Beşiktaş Kulübü'nde çalıştığım dönemlerde aldığım davetler üstüne oldu. Yazı kısmı ise blogumun ve sektörde tek olmanın getirdiği bilinirlikle gelişti. Keyifl i de oldu.

“BEŞİKTAŞ SAYESİNDE BU SEKTÖRE GİRDİM...”

- Anne ve babanızın, ailenizin hayattaki seçimlerinize etkisi oldu mu? Nasıl bir ailede büyüdünüz?

Annem, ayakları yere bir ağaç kadar sıkı basan, babamsa hassas bir yapıya sahip biri. “Ne yaparsan yap doğru olanı yap, dürüstçe yap” bakışıyla, sevgi ve paylaşımın önemli olduğu, çevrene faydalı olmanın farkındalığıyla büyütülmüş dört kardeşin en büyüğüyüm. Hamurunuzda bunlar olunca her seçiminizde dolaylı olarak etkisi oluyor.

- Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz?

Pazarlama ve spor pazarlama, üniversite yıllarında ilgimi çekmişti. Bu ilgili, ısrarlı yaklaşımımla Beşiktaş Jimnastik Kulübü’yle yollarımı kesiştirdi. Bu şekilde spor endüstrisinin doğrudan içine girmiş oldum.

- Sosyal medya yaptığınız işte ne kadar etkili?

Oldukça fazla, kendinizi veya yaptığınız her çalışmanızı ilk olarak oradan duyuruyor ve adres göstererek detayları görmelerini sağlıyorsunuz. Sonrasında da işin basın duyurusu ve lansmanları kalıyor. Bütün bunları da ölçebiliyorsanız, başarılı çalışmalar çıkıyor elbette.

“YÜZDE BİNLİK BİR DEĞİŞİM YAŞANDI...”

- Yaptığınız iş dünden bugüne ne kadar değişti?

Önceden Türkiye’de Süper Lig’in tek kulübüyle ilgili tecrübem varken şimdilerde Süper Lig ve PTT 1. Lig’deki tüm kulüplerin pazarlama tecrübesine sahibim ve Avrupa, İngiltere liglerinin pazarlama gelişmeleriyle ilgili de öngörülerim bulunuyor. Sanırım, yüzde binlik bir değişim.

- Başka hangi mesleği tercih ederdiniz ya da ne yapmak istediniz?

Profesyonel işime ek olarak, ekran önünde spora destek olan kurumlarla ilgili program sunmak ve bir ayağımın da üniversitelerde devam etmesi harika olur.

“HER SEFERİNDE DOĞRU ADIMI ATMAK İÇİN "

- Bu işte eğitimin, ilişkilerin ve tecrübenin payı size göre yüzde kaçtır?
Özellikle sizin mesleğinizde... Yüzde elli diyebiliriz. İlk elliyle eğitim yani pratiğe dökeceğiniz bilgilerin temelini atmış oluyorsunuz. Diğer ellisi ile de edindiğiniz tecrübeleriniz işi ve anı yönetmeniz, araştırmalar yapmanız ve gözlemlemenizden geçiyor. Bütünüyle de bakınca her adımınızda sonraki hamleleri görmenizi, doğru adımı atmanızı sağlıyor.

“HER ŞEYDEN ÖNCE SESİNİZİ DUYURMANIZ ŞART...”

- Bu işte ekmek var mı? Varsa nereden başlamalı?

Var tabii... Kulüplerin uzman pazarlamacılara ihtiyacı olduğu için fazlasıyla var. Kulüpler dernek yapısına sahip olduğu için ne yazık ki içine girmek zor. Bıkmadan, tekrar tekrar şartları zorlamak gerekiyor. Kurumlar ise profesyonelce bakabiliyor. Tecrübeliyseniz, sesiniz duyurmuşsanız kurumlarda yer alabilirsiniz. Sektörde varlığınızı hissettirmek için işinizde “Ben de varım” demek, sesinizi duyurmak gerekiyor.

“MAÇTA ŞİDDETE MARUZ KALDIM MAALESEF...”

- Hiç unutamadığınız bir anı var mı?

Sizi çok güldüren ya da şaşırtan, belki de kızdıran? İki anımı anlatabilirim. Birincisi, yaptığım kampanya ile ilgili bir talihlimizi Avrupa maçına göndermek, konaklatmak ve eşsiz bir an yaşatmak için ulaşmak istemiştim. Annesi telefona çıkarak “Çocuğumdan uzak dur, bu sözlerle çocuğumu kandırmaya çalışıp borca sokacaksın değil mi, ama beni kandıramazsın” diyerek telefonu yüzüme kapatmıştı. Sonraki dört aramamda da telefonu açmamışlardı. Dolayısıyla sonraki talihli başkası oldu. Diğeri ise 2013-2014 sezonunda Beşiktaş - Gençlerbirliği maçında çıkan arbedede gaz, su yemiş ve copla da dövülmüştüm. Stada girmek için birçok Beşiktaş çalışanı arkadaşımı ve yöneticimi aramış ama, o anki kaotik ortam nedeniyle olumlu cevap alamamıştım. Bu da beni küstüren bir olay olmuştu.

- Yaptığınız işte örnek aldığınız kim ya da kimlerdir?

Akademisyen, yazar, insan ve birçok konuda rol modelim sizsiniz.

- Utandırmayın beni şimdi. Peki spor tarafında kimler var ?

Kulüp yönetiminde iş zekasına hayran kaldığım kişi Uğur Gökhan Sarı, iş adamı olarak gözlemlediğim kişi ise Saadettin Saran.

- İleride çocuklarınız bu işi yapsın ister misiniz?

Elbette, özellikle kurumların spor pazarlama tarafında veya sporcu kimliğinde olmalarını çok isterim.