Biyoteknolojide Türkiye’nin başarı hikayelerini parlatıyor
Global ilaç şirketi MSD’nin, biyoteknolojide Türkiye’nin varlığının güçlenmesi için başlattığı yarışma yerli startup’ların Silikon Vadisi’nden yatırım bulmasını sağlıyor. MSD İnsan Kaynakları Direktörü Yüksel, “Biyoteknoloji start-up’larımız şaşırtıcı başarılara imza atıyor” dedi.
ÖZLEM ERMİŞ BEYHAN
Türkiye, biyoteknolojide geri kalmamak için büyük yatırımların peşinde ancak arka planda mikro ölçüde de olsa umut verici gelişmeler var. Global ilaç şirketi MSD’nin iki yıldır biyoteknoyoji araştırmaları yapan yeni şirketler arasında düzenlediği yarışmaya başvuranlar bu umudu destekliyor. MSD İnsan Kaynakları Direktörü Berna Yüksel, geçen yıl başlattıkları yarışma ile Türkiye’nin biyoteknoloji startuplarını desteklemeye başladıklarını, kazanan 3 firmayı San Francisco’ya götürerek orada yatırımcılarla buluşturduklarını anlattı. Yüksel, “Bu yıl yine 3 girişimciyi Silikon Vadisi’ni götüreceğiz. Türkiye’nin biyoteknolojideki görünürlüğünü artırmak için çabalıyoruz” dedi.
Biyoteknoloji geleceğin sektörlerinden biri. Dev global oyuncuların son dönemde küçük biyoteknoloji startup’larını satın aldığını anlatan Yüksel, “Biz de MSD olarak İsrail’den geçtiğimiz dönem kanserle ilgili bir startupı satın aldık. İş modelleri dünyanın her tarafına gidip fabrika kurmaktan ziyade temel araştırmalar anlamında bu tip küçük biyoteknolojik şirketlerini satın alarak yayılma yönünde değişiyor. Geliştirilen yeni moleküllerin yaklaşık yüzde 60’ı bu tip küçük biyoteknoloji şirketlerinden çıkıyor” bilgisini verdi.
Bu model değişimine Türkiye de startup’larına destek olarak adapte olabilir. MSD’nin düzenlediği yarışma da işte bu fikirden geliştirilmiş. “Türkiye’de bu alanda dikkat çekici bir hareketlilik var” diyen Yüksel, yaşanan değişimi şöyle özetledi: “Biz Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’yla (TEPAV) bu programa başladığımızda böyle bir ilgi beklemiyorduk. Geçen yıl fikir ve startup olarak yaklaşık 40 başvuru oldu. İnanamadık bu kadar şirketin Türkiye’de biyoteknoloji ile ilgilendiğini. Bu yıl fikirleri dahil etmedik, sadece biyoteknolojide yeni kurulan şirketlere çağrı yaptık. Buna da 26 şirket başvurdu. Hepsi birbirinden iyiydi projeleriyle. Bu alanda rekabet edebilmek için global trendleri ve gelişmeleri çok yakından takip ediyorlar.”
Yurtdışına 17 yönetici gönderdi
Peki ilaç şirketleri bugünlerde insan kaynakları anlamında hangi konulara odaklanıyor? Yüksel’in verdiği bilgilere göre en önemli konu; gelişmiş insan kaynağını doğru yönetebilmek. Özellikle global şirketler için önemli bir zorluk bu: Bu, yetişmiş genç insan kaynağının yurt dışında çalışmaya yöneldiği bir dönem. Yurt dışına yönetici transferinde dikkat çekici bir performansı olan MSD Türkiye’de bu konu nasıl ele alınıyor? Yüksel şöyle yanıtladı: “Türkiye’deki insan kaynaklarının kalitesi bölgede ciddi bir fark yaratıyor. Türk insanı çok yetkin. Son dönemde gelişmelerin de etkisi ile özellikle genç personel yurt dışına gitmek istiyor. Biz de insan kaynakları tarafında elimizdeki yetenekleri nasıl tutacağımız üzerinde çalışıyoruz.
Yurt dışına gitmelerini tabii ki destekliyoruz ama en azından bir kısmının da geri gelmesini istiyoruz. Yöneticiler Türkiye pazarında yöneticilik yaptıktan sonra kariyer olarak önleri çok açılıyor. Bir önceki bölge başkanımız Türkiye’de genel müdürlük yaptıktan sonra EMEA Bölgesi’nin bölge başkanı olarak atandı. Son dönemde yurt dışına bünyemizden 17 kişi gönderdik. Finans Direktörümüz İngiltere’ye operasyonların başına geçmek üzere gitti. Genel Müdürümüz Hatice Kurtar Demiray ABD’deki uluslararası aşı operasyonlarının başına geçmek üzere gidiyor. Süreç artarak devam edecek gibi.”
Yönetimin dörtta üçü kadın
MSD, 125 yıl önce kurulmuş. Global ciro 70 milyar dolar seviyesinde. Türkiye’de 1992 yılından beri faaliyette ve 2016 cirosu 125 milyon dolar. Öncelikli alanları onkoloji, aşılar, diyabet ürünleri. Her yıl cirosunun yüzde 14 ila16’sını Ar-Ge’ye ayıran firma 130 ülkede faaliyet gösteriyor. Türkiye organizasyonunda 500 kişi çalışıyor, bu pazarda hem insan hem de insan sağlığında ürünlerini piyasaya sunuyor. Türkiye MSD yönetim ekibinin yüzde 75’inin kadınlardan oluştuğunu, sadece 4 erkek yöneticileri olduğunu anlatan MSD İnsan Kaynakları Direktörü Berna Yüksel, “Şimdi maskülen terminoloji dediğimiz bir sözlük hazırlıyoruz” dedi.