”Borçlanma limitleri yüzde 100 artacak”
Yılmaz, döviz piyasasındaki gelişmelerin çok yakından takip edildiğini belirtti
İSTANBUL - Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, bugün bankaların döviz deposu piyasasındaki borçlanma limitlerini yüzde 100 artıracaklarını bildirdi.
Yılmaz, Merkez Bankası ve Dünya Bankası Hazine Departmanı tarafından düzenlenen ve basına kapalı olarak yapılan "Merkez Bankalarında İç Denetimin Rolünün Kuvvetlendirilmesi" konulu konferans sırasında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Merkez Bankasının döviz piyasasındaki gelişmeleri çok yakından takip ettiğini ifade eden Yılmaz, "Merkez Bankası üzerine düşen görevi yapacaktır. Bugün birazdan bankalarımızın döviz deposu piyasasındaki borçlanma limitlerini artırdığımızla ilgili bir açıklama yapacağız. Dolayısıyla bankalarımız bu konuda rahatlayacak" diye konuştu.
Durmuş Yılmaz ne kadar artırılacağı sorusuna ise "Yüzde 100 artırıyoruz" yanıtını verdi.
Bankalardaki mevduata sağlanan 50 bin YTL'lik güvencenin artırılmasına ilişkin bir soru üzerine ise Yılmaz, şu anda buna gerek olduğunu düşünmediklerini kaydetti.
"İhtiyaç duyulduğunda gerekli tedbirlerin alınacak"
Soru üzerine Yılmaz, döviz likiditesiyle ilgili yapılabileceklerin belli olduğunu ve bu konudaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini, ihtiyaç duyulduğunda da gerekli tedbirlerin alınacağını söyledi.
Döviz piyasasında kimlerin alıcı olduğuna dair bir soru üzerine Yılmaz, döviz piyasasında döviz depo piyasası bulunduğunu ve bu piyasada işlem yapmadıklarını ancak, Merkez Bankasındaki piyasaların özel sektöre ve bankacılık sistemine devrinden sonra söz konusu piyasayı açık tuttuklarını belirtti.
Buraya bir kotasyon koyduklarını ve kotasyonun hala devam ettiğini anlatan Yılmaz, "Dolayısıyla şu anda yaşanılan durum, özellikle dolardaki likidite problemi... Bankacılık sistemimizin elinde yeterli döviz likiditesi var, fakat yaşanılan problemlerden dolayı bankalarımız kredi riskinden korkuyor" diye konuştu.
Durmuş Yılmaz, bu kredi riskini üstlenebilecek bir kurum gerektiğini ve Merkez Bankası olarak önceki hafta bu kredi riskini üstlendiklerini anımsatarak şunları söyledi:
"Ve dolayısıyla piyasayı açtık. Şu anda sistemde döviz likidite fazlası olanlar geliyorlar, buraya kotasyon veriyorlar, döviz likidite ihtiyacı olanlar da gelip kotasyon veriyor. Arz ve talep birleştiğinde işlem gerçekleşiyor. Bugün itibariyle 220 milyon doların üzerinde işlem oldu. Hala teklif var. Özellikle avroda fazla teklif var ama talep yok. Dolayısıyla sistemde yeterli likidite var."
Dolardaki yükselişin nedenlerine ilişkin bir soru üzerine Yılmaz, şu anda Türkiye'de yatırım yapanların bir kısmının çıkmaya çalıştığını, ancak bu yükselişin altında her zaman işlemin olmadığını, bazen hacimsizliğin de etkili olabildiğini söyledi.
Bunun bir piyasa olduğuna işaret eden Yılmaz, "Piyasada oyuncular, herkes kendi çıkarına, menfaatine göre işlem yapacaktır. Dolayısıyla otorite olarak bize düşen görev de ülkenin menfaatini ön plana koyarak bir oyuncu olarak bu piyasada yer almaktır" dedi.
"Fonlanmanın artacağını düşünmüyorum"
Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, dün gerçekleştirilen para Politikası Kurulu'nda TL faiz oranlarıyla ilgili borç verme faiz oranlarını 50'şer baz puan düşürdüklerini hatırlatarak, şöyle konuştu:
"Merkez Bankasından likiditeyle ilgili olarak 2001 krizinde, mali sistemi rehabilite etmek üzere Hazine tahvil ihraç etti. Bu tahvilleri ilgili kuruluşlara verdi ve bu ilgili kuruluşlar Merkez Bankasına gelerek likidite istediler ve biz de bu likiditeyi yarattık. Ogün itibariyle yaratılan toplam likidite neredeyse milli gelirimizin yüzde 25'ine yakındı. Bu yüzde 25 ile aslında hiperenflasyon oluşması için her türlü şart hazırdı. Ama basiretli bir maliye ve para politikası ile bunun oluşması engellendi ve o günlerden bugünlere geldik. Geçen Mayıs ayına gelinceye kadar bankacılık sisteminde sürekli likidite fazlası vardı. Merkez Bankası piyasadan borç alan durumdaydı. Mayıs ayından itibaren bu değişmeye başladı. Artık sistemde likidite eksikliği ortaya çıkmaya başladı ve biz repo piyasasında sistemi fonlamaya başladık. Bu giderek devam ediyor. Önümüzdeki dönemde de bankacılık sisteminin, diğer ülkelerde olduğu gibi eksiye düşeceğini, Merkez Bankasının bu eksiyi gidereceğini, fonlayacağını düşünüyorum. Biz piyasayı fonluyoruz, giderek de bu fonlamanın artacağını düşünüyoruz.
Dolayısıyla politika faiz oranlarımızın ne olması gerektiği değil de hangi faiz oranının politika faizi olması gerektiği konusunda Aralık ayı içinde 2009 için yapacağımız para politikası genel çerçevesiyle ilgili duyuruda kamuoyu ile bunu paylaşacağız. Bunu, bu değil de bundan önceki Para Politikası Kurulunda da tartıştık. Dolayısıyla bizim dünkü yaptığımız düzenleme, yani Merkez Bankasının borç verme faiz oranlarını 50 baz puan aşağıya çekmesi kesinlikle gevşek para politikası uyguladığı anlamına gelmiyor, gelmemelidir."
Durmuş Yılmaz, bu nedenle Aralık ayında yapacakları duyuruda yeniden bir düzenleme gerçekleştireceklerini, dolayısıyla da Merkez Bankasının politika faiz oranının piyasadan borç alma faiz oranı değil, borç verme faiz oranınına dönüşeceğini, buna ilişkin teknik çalışmaların sürdüğünü ifade etti.
Bu konuya ilişkin bir başka soru üzerine Yılmaz, bir ay içindeki 22 iş gününden aşağı yukarı 15-16 günde yerine göre sistemin genellikle ekside kaldığını ve Merkez Bankasına para verildiğini belirterek, "Ama hala artıda olduğu günler var. Fakat Mayıs ayından bu yana yapı değişti" dedi.
Mevduat güvencesi
Yılmaz, mevduat güvencesine ilişkin sorular üzerine ise bugün itibariyle bakıldığında mevduat güvence sisteminde bir değişikliğe gerek olmadığının göründüğünü, ancak içinde faaliyet gösterilen çerçevenin değiştiğini anlattı.
Diğer ülkelerin var olan mevduat garanti sistemlerini değiştirdiklerine dikkati çeken Yılmaz, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla rekabet ortamı değişti. Rekabet ortamı bizim aleyhimize çalışıyor. Her ne kadar bizim var olan uygulamalar çerçevesinde mevduat sigortasıyla ilgili yeni bir düzenleme yapmamızı gerektirecek bir şey yok ise de şunu dikkatlice takip etmemiz gerekiyor ki uluslararası rekabet ortamı değişiyor. Diğer ülkeler bizden bir adım öne geçmiş durumdalar. Dolayısıyla bunun dikkatli bir şekilde değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum."
Durmuş Yılmaz, gerektiğinde döviz satış ihalesi düşünüp düşünmeyecekleri sorusuna da "Bunlar bilahare düşünülecek işler" karşılığını verdi. Başka bir soru üzerine Yılmaz, "Bizim elimizde gerek TL, gerekse döviz likiditesinin yönetimiyle ilgili yeterli enstrümanlar var" dedi.