DASK’ın hasar ödeme kapasitesi artıyor

DASK Başkanı Murat Kayacı, büyük ilgi gören “Afet Bonusu” ihraçlarının güncellenerek 100 milyon dolar olarak devam ettiğini söyledi. Kayacı, “Afet Yönetim Projesi”yle de özellikle hasar konusunda sigortalılara daha hızlı ulaşacaklarını vurguladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Serhat ALİGİL 

Bugün, 17 Ağustos 1999’da gerçekleşen Marmara Depreminin yıldönümü. Önemli deprem kuşakları üzerinde olan Türkiye’de 17 yıl önce gerçekleşen bu depremde, resmi verilere göre 17 bin 500 kişi öldü. Ülke ekonomisi ise çok büyük zarar gördü. Türkiye’de deprem konusunda bir milat olarak algılanan 17 Ağustos, bu konuda yeniden yapılanma ihtiyacını ortaya çıkardı ve birçok kurumun faaliyete geçmesini sağladı. Bunlardan biri de Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK). DASK Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kayacı ile depremle ilgili gelişen sigorta bilincini ve kurumun çalışmalarını konuştuk. 

Kayacı’nın verdiği bilgiye göre bugün Türkiye’deki 17 milyon 661 bin 690 konutun yüzde 42,1’ine denk gelen 7 milyon 436 bin 504’ü zorunlu deprem sigortası (DASK) kapsamında sigortalı. DASK’lı konut sayısı 2001’de 2 milyon 428 bin, 2011’de 3 milyon 725 bin adetti. Nihai hedefl erinin tüm konutların zorunlu deprem sigortasıyla güvence altına alınması olduğunu belirten Kayacı, şu vurguyu yaptı: 

512 depremde ödeme 

“17 Ağustos 1999 depremi meydana geldiğinde yalnızca 500 bin konutun teminat altında olduğunu düşünürsek, 7,4 milyon poliçe ciddi bir yükselişe işaret ediyor. Rakamlar, bir gelişme olduğunu çok net gösterse de gelişmenin seviyesini henüz yeterli görmüyoruz.” Ayrıca, kurulduğundan günden buyana DASK, 512 adet deprem kapsamında 22 bin 66 hasar dosyası için toplamda 166,9 milyon lira hasar ödemesi yaptı. Bu dönemde en yüksek hasar ödemesi Van Depremi nedeniyle 2001 yılında 135,8 milyon lira olarak gerçekleşti. 

‘Örnek model olduk’ 

DASK’ın kâr amacı gütmeyen ve faaliyetlerinin merkezine bilinçlendirmeyi almış bir kurum olduğunu hatırlatan Kayacı, bu bilinci artırmak için bir dizi çalışma yaptıklarını belirtti. 81 ili kapsayan “Şehirler Yarışıyor, Sigortalılar Kazanıyor” yarışmasının 2011’de başladığını ve devam ettiğini ifade eden 
Kayacı, “Kısa Film Yarışmamızın beşincisini düzenledik. DASK Depreme Dayanıklı Bina Tasarımı Yarışması’nı hayata geçirdik. Yerel yönetimlerle işbirliği içinde DASK Anadolu Buluşmaları’nı gerçekleştirdik. Sosyal medya da önemli bir mecra. Facebook sayfamızda takipçi sayımız 170 bin civarına ulaştı” dedi. Kayacı, DASK’ın poliçe adedi, reasürans programı büyüklüğü, sigorta yaygınlık oranı, fon büyüklüğü ve teknolojik altyapı gibi özellikleriyle doğal afet havuzları açısından diğer ülkeler nezdinde bir model olarak kabul edildiğini anlattı. Son yıllarda başta Pakistan, İran, Güney Kore, Kazakistan gibi ülkelerden DASK’ı anlamak için gelen taleplere yanıt verdikleri söyledi. 

DASK’ın hasar ödeme kapasitesini artırmak için de farklı modeller geliştirdiklerini açıklayan Kayacı, bu kapsamda şu bilgili verdi: “Uluslararası yatırımcılar tarafından büyük ilgi gören Afet Bonosu (Cat bond) ihracımız, Türk sigortacılık sektörü açısından da önemli bir örnek oluşturdu. DASK tarafından bu amaçla kurulan Bosphorus 1 Re şirketi aracılığıyla ihraç edilen bono S&P’den ‘BB+’ notu alarak başarısını kanıtladı. Bosphorus 1, finansal özelliklerinin yanı sıra içerdiği mühendislik ve teknolojik altyapı özellikleriyle diğer ülkelere örnek olarak uluslararası ödül aldı, ülkemiz için gurur kaynağı oldu. Başlangıçta 100 milyon dolar olarak öngörülen ihraç için 6 katına yakın talep topladık ve 3 yıl vadeli bononun tutarını 400 milyon dolara çıkardık. Bugün de güncellenerek 100 milyon dolar olarak devam ediyor.” Kayacı’nın verdiği bilgiye göre hasarların daha hızlı ve doğru şekilde karşılayabilmek amacıyla bu yıl başlatılan “Afet Yönetim Projesi” için güçlü bir bilgi teknolojisi altyapısı kuruluyor. Bu projeyle özellikle internet veya telefon aracılığıyla sigortalılara 7 gün 24 saat ulaşılabilecek.

Uğur Gülen: İşyeri sigortaları önemli

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, Marmara Depreminde gerçekleşen ekonomik zararın 20 milyar dolar olduğunu hatırlattı. O dönem sigorta bilincinin yaygın olmayışı nedeniyle bu zararın 1 milyar dolarının sigorta şirketleri tarafından ödendiğini hatırlatan Gülen, şunları söyledi: “Marmara Depremi bize çok şey öğretti. Bugünkü veriler ışığında, olası İstanbul merkezli depremin yaratacağı 90-120 milyar dolarlık hasarın 25-30 milyar doları sigorta sektörü tarafından karşılanacak. Böylesine bir depremde sadece konutlar değil aynı zamanda işyerleri ve fabrikalar, bununla birlikte de tüm ekonomik hayat risk altında.” Gülen ayrıca, olası deprem sonrası rezervasyon iptalleri ve iş durması sonucu oluşacak zararların tazmininin özellikle KOBİ’lerin hızla toparlanabilmesindeki öneminin altını çizdi. TSB verilerine göre yılın ilk 6 ayında daha çok işyerlerini kapsayan ihtiyari deprem sigortası branşında yüzde 17,5 artışla 320,1 milyon liralık prim üretildi.

Depremde hayatını kaybedenler anıldı 

Merkez üssü Kocaeli Gölcük olan, 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7,4 büyüklüğündeki depremin bugün 17’nci yılı. Depremin en çok vurduğu Gölcük, Yalova, İstanbul Avcılar gibi yerlerde, yine deprem saatinde halkın katılımıyla anma törenleri düzenlendi. Bunlardan birinde konuşan Yalova Belediye Başkanı Vefa Salman, depremi unutmayacaklarını, her yeni projede bunu önlerine koyacaklarını belirtti. TMMOB ise yeni bir denetim modeline vurgu yaparak Marmara Depremi ve sonrakilerden rant uğruna ders çıkartılmadığını, sosyal afet ve yıkım tehlikesinin arttığını iddia etti.

catsdawawdawdawdawdawdggwggwwg-001.jpg

Bu konularda ilginizi çekebilir