Koç, hedge fonu öğretmek için 5 milyon $ yatırdı

Koç Üniversitesi Finans İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Turan Gökçen Bali, şimdiye kadar Türk bankaları tarafından kurulan ve kurulmakta olan hedge fonların stratejilerinin birbirine yakın olduğunu belirterek farklılaşmanın 5 yıl sonra geleceğini öngördüğünü anlattı. Bali, bu tip ürünlerin çoğalmasında, stratejilerinin farklılaşmasında nitelikli insan gücünün önemine dikkat çekerek hedge fon için master program hazırladıklarını ve yapılacak yatırımın toplam tutarının 5 milyon dolar olduğunu belirtti. Hedge fon için yaklaşık 10 dersten oluşan 1 yıllık master programı oluşturduklarını söyleyen Turan Bali, ders vermek için Amerika'dan ve Avrupa'dan konunun uzmanlarının davet edileceğini belirterek yatırımın boyutunun 5 milyon dolar olduğunu kaydetti. 25 öğrenciden oluşacak programa katılmak için finans sektöründe 2-3 yıllık deneyim şartı da aranacak. Bali şöyle devam etti: "Türkiye'de finans eğitimi veren kuruluş sayısı çok az. İşletme programlarının içinde finans dersi var, finansta uzmanlaşmak, hedge fon yapmak istiyorsanız en az 10 derse ihtiyaç var. Böyle bir dersi verecek insan gücümüz yok. Amerika'dan 6-7 akademisyeni buraya getirdik. Finans Master Programı'nı kurmaktaki amaç para kazanmak değil. Vakıf, Koç Üniversitesi'nin finans alanında lider olmasını istiyor." Bali, Amerika'da 5 bin adet hedge fonun 20-25 adet değişik hedge fon stratejisi olduğunu kaydederek "Türk bankalarının kuracağı hedge fonlar birbirine yakın olacak. Bu iyi bir şey değil. Stratejilerin değişik olabilmesi lazım. Bu da piyasaların derinliği ile alakalı. Sektöre mezun insanlar girdikçe, hem yurtdışında pozisyon almaya başlanacak, hem de yurtiçinde değişik enstrümanlar artmaya başlayacak. 5-6 yıl sonra Türkiye finansal anlamda değişik bir seviyede olacak. Teknolojimiz ileri, fakat işgücümüz eksik" dedi. Hedge fonların hisse senedi piyasasına da derinlik getireceğini düşünen Bali, Amerika'da ise bundan sonra hedge fon sayısında azalma bekliyor. Türkiye için pozitif değilim Yabancı yatırımcıları Türkiye'de yüksek faizin tuttuğunu düşünen Bali, 2008 sonu, 2009 başı için çok da pozitif değil. "Enflasyon yüzde 10-11 aralığında, çarşı pazar enflasyonu yüzde 30'ları bulabilir" diyen Bali, en büyük problemin ise sermaye girişinin azalması olduğunu vurguladı. Bali şöyle devam etti: "Faizlerin artışı reel sektörü etkileyecek. Yatırımcılar, bankalardan kredi alıp, bu krediyi kullanıp üretimi artırma yoluna gitmeyecekler. Üretim düşecek işsizlik artacak. Amerika tarafında daha pozitifim. Kapanma ve kapanmama süreci uzarsa ise belirsizlik ekonomiyi olumsuz etkiler, yabancıları kaçırır, sermaye girişi azalır. Süreç hızlı geçilirse problem olmaz" diye konuştu. Yabancıların görüşleri de negatif Mali disiplinde bu dönemde gevşeme hissettiğini kaydeden Bali, dışarda da bakışın böyle olduğuna dikkat çekti. Bali, "Genel olarak global enflasyon artışının, Türkiye'ye, faizlere yansıyacağının farkındalar" diyerek "Girişleri ve çıkışları zor. Hisse senedi satmaya kalkarlarsa alacak adam bulamayacaklar. Piyasa oyuncularının çoğunluğunun yabancılarda yoğunlaşması çıkışlarını zorluyor. Politik belirsizlik ve kur riskinin azalmasını ve reel faizin devam etmesini bekliyorlar. Kur riskini daha fazla tutamayacaklarının farkındalar. Bu da stres getiriyor. Sepette ocaktan bu yana zararları çok büyük. Politik belirsizliğin uzayacağını hissederlerse yavaş yavaş çıkmayı tercih edebilirler" değerlendirmesinde bulundu.