Matbaacılıkta ‘yerli kalıp’ çıkmazı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 İSTANBUL - Yurt içi ve ihracatta en fazla katma değer yaratan iş kolları arasında yer alan matbaacılık sektörü, 'kalıp' çıkmazında. Sektör temsilcileri, yerli üreticiyi korumak amacıyla, Çin menşeli kalıp ithaline 2008 yılında getirilen yüzde 60 civarındaki anti damping uygulamasının yeniden gözden geçirilmesini ya da kaldırılmasını istiyor. Sektörün bu isteğinin gerekçesi ise, bu alanda yerli üretici bulunmaması.
2008 yılından itibaren tüm dünyayı saran kriz nedeniyle, tüm ülkeler art arda gümrük duvarları oluştururken, Türkiye'de, ithalatı kısıtlamak ve kendi üreticisini korumak adına her sektörde bir dizi önlemler aldı.
'Dahilde İşleme Rejimi' (DİR) ile, başta tekstil olmak üzere tüm sektörlerde ara malı ithaline kısıtlamalar getirildi ve yerli üreticiye de çeşitli teşvik mekanizmaları devreye sokuldu.
Ancak bu uygulamadan negatif etkilenen sektörlerin başında 'matbacılık' bulunuyor.
Sektör temsilcileri, 'yerli üreticiyi korumak' adına alınan bu önlemin kendilerini oldukça zora soktuğunu, çünkü ülkede ihtiyaçlara cevap veren bir yerli kalıp üreticisi bulunmadığını iddia ediyor.
DÜNYA'ya konuşan Heidelberg LTD Satış ve Pazarlama Müdürü Emre Tezcan, ülkemizde 20 milyon metreküp civarında bir baskı kalıbı pazarı bulunduğunu ve parasal karşılığı 150 milyon euro civarında olan bu pazarın katma değeriyle birlikte 250 milyon euroyu aştığını söyledi.
2008 yılı Aralık ayında İthalat Genel Müdürlüğü tarafından kalıp ithalatına yüzde 60 civarında bir anti damping uygulaması getirildiğini hatırlatan Tezcan, "Yabancı menşeli bir firma olmamıza rağmen, ülkemizdeki tek yerli üreticinin korunması adına bu kararı destekledik. Ancak geçen yıllarda bu üretici, özellikle 'CTP' denilen alanda, teknolojik ihtiyaçlara cevap veremez duruma geldi" diye konuştu.
Tezcan, tebliğ çıkarılırken sektörün durumu ve gelişen ihtiyaçların göz önünde bulundurulmadığını ve korunmak istenen yerli üreticinin de arzı karşılayacak durumda olup olmadığının sıkı bir şekilde denetlenmediğini iddia etti.
Bu nedenle, var olduğu söylenen yerli üreticinin ürünlerine hiç bir yerde rast gelmediklerini vurgulayan Tezcan, "Eğer bu ihtiyacını, var olduğu söylenen yerli üreticiden tedarik ettiğini söyleyen bir sektör mensubu varsa çıksın konuşsun" ifadelerini kullandı.

Adıyaman: Devletin vergi kaybı büyük
Heidelberg LTD Baskı Öncesi Ürün Müdürü Onat Adıyaman ise, söz konusu yönetmeliğin uygulaması ve içeriğinde de oldukça fazla sıkıntılar yaşandığını dile getirdi.
Tebliğle koruma altına alınan tek yerli üreticinin, kapasite ve kalite anlamında sektörün ihtiyaçlarına cevap veremez durumda olduğunu iddia eden Adıyaman, diğer taraftan da, Çin menşeli kalıp ürününün, başka ülkeler üzerinden pazara girmeye devam etmesiyle, devletin yüklü miktarda vergi kaybına uğradığını savundu.
Sektörün yüzde 80'inin ithalata, kalan yüzde 20'sinin de emeğe dayalı olduğunu hatırlatan Adıyaman, "Sektör, şimdilerde Avrupa'dan ithal edilen pahalı kalıp girdisi nedeniyle, rekabet gücünü önemli ölçüde yitirdi ve büyük bir yara aldı" ifadelerini kullandı.

Çal: Maliyetleri ve cari açığı şişiriyor
Karmen Matbaacılık'ın sahibi Murat Çal da, anti damping uygulamasından önce de, sözü edilen yerli üreticinin ürünlerinin pazarda hiç bir zaman ihtiyaca cevap veremediğini söyledi.
Kendisinin yerli üreticiyi korumak adına atılacak her türlü adımı kayıtsız şartsız desteklediğini ve destekleyeceğini dile getiren Çal, "Bu amaçla, mevcut fiyatın yüzde 5 üzerinde de olsa, yerli firmanın ürünlerini kullanırım. Ancak ne yazıktır ki, ortada böyle bir yerli üretici yok" diye konuştu. Yıllardır mensubu olduğu sektörde, kendisi dışında da, söz konusu yerli firmanın ürün sattığı bir tane matbaacı olmadığını iddia eden Çal, Çin kalıbına uygulanan anti damping nedeniyle, bu ürünü Batılı ithalatçılardan temin ettiklerini ve bunun da maliyetleri aşırı oranda şişirdiğini ve cari açığın artmasına önemli ölçüde etki ettiğini belirtti.