Merkez Bankası 2008 yılı tahminini yüzde 9.3'ten yüzde 10.6'ya, 2009 tahminini ise yüzde 6.7'den yüzde 7.6'ya çıkardı / Enerji ve emtia şokları tahminleri altüst etti

Merkez Bankası 2008 yılı tahminini yüzde 9.3'ten yüzde 10.6'ya, 2009 tahminini ise yüzde 6.7'den yüzde 7.6'ya çıkardı / Enerji ve emtia şokları tahminleri altüst etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Küresel piyasalardaki dalgalanma ve yurtiçindeki gelişmeler Merkez Bankası'nın enflasyon tahminlerini altüst etti. Geçtiğimiz günlerde enflasyon hedefini revize eden Merkez Bankası, tahminlerini de yukarı yönlü değiştirdi. Bu yılın ikinci raporunda enflasyonun 2008 yılı sonunda yüzde 9,3, 2009 yılında ise yüzde 6,7 oranında oluşmasını öngören Merkez Bankası, üçüncü raporda 2008 yılı enflasyon tahminini yüzde 10.6, 2009 yılı için ise yüzde 7.6'ya çıkardı. Enflasyon tahminlerinde yapılan değişikliğin büyük ölçüde petrol fiyatları varsayımının 105 dolardan 140 dolara çıkmasından kaynaklanırken tek başına bu gelişme 2008 enflasyon tahminini 1.8 puan, 2009 tahminini ise 0.6 puan yukarı arttı. Gıda fiyatlarına yönelik varsayımların da yükselmesi her iki yıla 0.3 puanlık ek yük getirdi. Diğer taraftan son dönemde değerlenme eğimine girmesi 2008 enflasyon tahmini 0.8 puan düşürdü. Merkez Bankası, 2008 yılının üçüncü enflasyon raporunu dün banka genel merkezinde düzenlenen basın toplantısı ile kamuoyuna açıklandı. Rapora göre, enflasyon tahminleri geçtiğimiz günlerde revize edilen hedeflerinde üzerine çıktı. Raporda, Merkez Bankası 2008 sonu enflasyon tahmini yüzde 9.3'ten yüzde 10.6 yükselirken baz senaryo içinde 2008 yılının sonlarına doğru sınırlı bir parasal sıkılaştırma olacağı varsayımı altında MB, enflasyonun 2009 sonunda yüzde 70 olasılıkla orta noktası yüzde 7.6 olmasını ve yüzde 5.9 ile yüzde 9.3 aralığında hareket edeceğini tahmin etti. 2010 sonunda ise yüzde 4 ile 7.8 aralığında orta noktanın ise yüzde 5.9 olmasını bekliyor. 2011 yılının ortalarında ise enflasyonun yüzde 5.4 seviyesine gerilemesi bekleniyor. Davanın sonucunu hazır bekliyoruz Bu arada Yılmaz, AKP'ye açılan kapatma davasına ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin vereceği hür türlü karara yönelik tedbirlerini aldıklarını belirtti. Yılmaz, AKP'ye açılan kapatma davasına ilişkin kararın etkisinin ve buna ilişkin önlem alınıp alınmadığının sorulması üzerine, "Biz ekonomik değişkenleri etkileyecek her türlü gelişmeye hazırlıklı olmak durumundayız bunun için elimizde yeterli aletler ve aygıtlar var. Biz gelişmeleri yakından takip ediyoruz, bunların ekonomik değişkenler üzerinde etkileri ortaya çıktığında alınması gereken tedbirleri almak için çalışmaları sürdürüyoruz. Bizim açımızdan bugün itibarıyla herhangi bir değişiklik söz konusu değil" dedi. Yılmaz, iç gelişmelerle ilgili verilerin döviz kuru, çıktı açığı ve uzun vadeli faizler ile ilgili etki yapabileceğini kaydederek, bütün bu değişkenlerin model içinde yer aldığını söyledi. Likidite açığına müdahale sinyali Başkan Yılmaz, önümüzdeki dönemde piyasada kalıcı bir likidite açığı oluşması beklenmediğine dikkat çekerken, "Geçici likidite açığının ortaya çıkması durumunda ise bir haftalık repo ihaleleri ile gerekli likidite etkin bir şekilde sağlanacak ve gecelik faizlerin Merkez Bankası borçlanma faizi seviyesinde veya buna yakın seviyelerde oluşması hedeflenecektir. Dolayısıyla, Merkez Bankası gecelik borçlanma faizi para politikası açısından referans faiz oranı olma niteliğini sürdürecektir" dedi. Ayrıca Yılmaz, tüketici kredilerine ilişkin verilerin parasal koşulların sıkı olmaya devam ettiğine işaret ettiğini belirtirken, sözlerini şöyle sürdürdü: "Tüketici kredilerindeki yıllık artış oranları iç talebin canlı olduğu dönemlere kıyasla halen düşük seviyelerde seyretmektedir. Risk iştahındaki azalışın ve küresel kredi koşullarındaki sıkılaşmanın önümüzdeki dönemde yurtiçi kredi genişlemesini sınırlamaya devam edeceğini tahmin etmekteyiz." Belirsizlik tansiyonu yükseltti Bu arada küresel piyasalardaki sarsıntının yanı sıra yurtiçinde siyasi gelişmeler nedeni ile ortaya çıkan belirsizliğin yarattığı tedirginlik Başkan Yılmaz'ın enflasyon raporuna ilişkin basın açıklamasına da yansıdı. Başkan Yılmaz, enflasyonda istikrarlı bir düşüş sağlamak için Merkez Bankası'nın temkinli duruşunun devam edeceği vurgularken, küresel piyasalardaki dalgalanma, emtia fiyatlarındaki artış ve yurtiçi belirsizliklere ilişkin şu analizi yaptı: "Küresel finans piyasalarındaki kırılganlıklar devam ederken kredi koşullarındaki sıkılaşma sürmektedir. Bu gelişmelerin küresel ekonomi üzerindeki etkisi henüz netleşmiş değildir. Bunun yanında, emtia fiyatlarındaki artışlar küresel enflasyon üzerinde baskı oluşturmaktadır. Bütün bu gelişmeler, risk iştahını azaltarak gelişmekte olan ülkelere olan sermaye akımını yavaşlatmakta ve bu ülkeleri piyasa algılamalarındaki değişimlere karsı hassas kılmaktadır. Yurtiçi belirsizlik algılamalarındaki artış bu etkileri daha da güçlendirmiştir. Nitekim, 2008 yılının ilk yarısında Türkiye'nin risk priminin gelişmekte olan ülkelerin ortalamasına kıyasla daha hızlı arttığı görülmektedir. Merkez Bankası, piyasalardaki geçici dalgalanmalara, enflasyondaki orta vadeli düşüşü tehdit etmediği ve genel fiyatlama davranışlarında bozulma eğilimini belirginleştirmediği sürece, sert tepki vermeyecektir." Disiplin bozulacaksa IMF'ye ihtiyaç var Basın açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan başkan Yılmaz, hükümetin hala kararını veremediği Türkiye ile IMF arasında yeni dönemde izlenecek yola ilişkin soruya, Türkiye'nin mali disiplini IMF'siz sağlayamayacağı durumda bir anlaşma yapmaya gerek olduğunun altını çizdi. Yılmaz, "Geçmişte stand-by anlaşmaları önemli bir çıpa görevi gördü. Başarının temeli de bu çapa ile ortaya koyulan reformlar ve bunların takvimine göre uygulamak oldu. Mali disiplini IMF ile yaptığımız anlaşmaya uyarak sağladık. Bundan sonra disiplini sürdürebilirsek. Bu IMF'li de olur, IMF'siz de. Mali disiplini sürdürmekte sıkıntı olacaksa IMF ile anlaşma yapmakta fayda var. Önümüze takvim koyup yapılması gerekenlere uyuyorsak, ulusal irademizle neyi, nerede nasıl yapacağımıza karar verebiliyorsak bence hiç gerek yok. Reform yorgunluğuna düşmeden aynı reformları yapabiliyorsak, kendi irademizle bunu yapabiliyorsak yapalım. Yapamıyorsak IMF'ye ihtiyacımız var demektir" dedi. Yılmaz, bir gazetecinin, "Net irade yok gözüküyor. Kapatma davasına endekslenmiş gözüküyor" sözleri üzerine ise "Alınan kararları kararlılıkla uygulayacak bir siyasi irade lazım. Bu hükümet demektir. Türkiye'de hükümet olduğu sürece bu işler yapılacaktır" dedi. Cari işlemler açığı yapısal sorun Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, cari işlemler açığının çözümüne ilişkin Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren başkanlığında özel sektör temsilcilerinden oluşturulan komisyonun anımsatılması ve mevcut kur rejiminin Türkiye için uygun olup olmadığının sorulması üzerine ise, şöyle konuştu: "Bu oranın çözümü için kısa vadede kurlarla ilgili yapılabilecek her hangi bir değişiklik sorunu çok kısa vadede halleder. Çünkü Türkiye'de cari açık yapısal bir sorundur. Genç nüfusla, tasarrufla ilgilidir. Dalgalı kur rejiminin Türkiye için en uygun rejimi olduğuna ve devam ettirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Merkez Bankası'nın politika aracı kısa vadeli faizlerdir. Kur politika aracımız değil. Kısa vadeli faizleri yalnız fiyat istikrarı için kullanıyoruz. 'Dünyada gıda ve enerji fiyatları yükselirken siz tek başınıza faiz artırarak bunları önlemeye mi çalışıyorsunuz' deniliyor. Bunları önlemek gibi bir niyetimiz yok. Bizim çıkış noktamız beklentileri hedefe enflasyona yönlendirecek faiz oranlarını tespit etmek." Kötümser senaryoda elektriğe zam sinyali Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, elektrik fiyatlarında petrol ve enflasyon gibi maliyetlere dayalı fiyatlandırma sisteminin oluşturduğunu anımsatırken, şu an 140 doların altında olan petrol fiyatlarının kötümser senaryoya göre 2008 yılı sonunda 180 doları bulacağını tahmin ettiklerini açıklayarak olası bir zam sinyali verdi. Yılmaz'ın üzerinde durduğu enflasyon ve para politikasına yönelik iki tür senaryoya göre, "Gıda fiyat enflasyonunun 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 16, 12 ve 10 olarak gerçekleşecek Petrol fiyatı 2008 yılının sonunda 180 ABD Dolara çıkacak. Elektrik tarifelerinde bu varsayımla uyumlu ayarlamaların gerçekleşecek. Kısa vadeli faizlerin yılın kalan döneminde kademeli olarak arttığı varsayıldığında enflasyonun 2009 yılı sonunda yüzde 9,1, 2010 yılı sonunda ise yüzde 7 civarında gerçekleşecek. İyimser senaryoda ise gıda fiyat enflasyonunun 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 12, 6 ve 4 olarak gerçekleşecek. Petrol fiyatlarının 2008 yılının sonunda 100 dolara inip sabitlenecek. Kısa vadeli faizlerin bir müddet sabit tutulduktan sonra kademeli olarak düşürüldüğü varsayımı altında, enflasyonun 2009 yılı sonunda yüzde 6,1 civarında, 2010 yılının sonunda ise yüzde 4,9 düzeyinde gerçekleşeceği tahmin edildi." Dava abestle iştigal Yılmaz, Borsa Yatırımcıları Derneği'nin bankanın faiz artırımına karşı dava açmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, "İstanbul'u bölgesel mali merkez yapmayı düşünmüyor muyuz?" dedi. Yılmaz gazetecilerin, yanıtının anlaşılmadığını belirtmesi üzerine yanıtını şöyle genişletti: "Bir bölgeyi mali merkez yapmanın yeterli ve gerekli şartları var. Bu açılan davayı bu çerçevede değerlendirmenizi öneriyorum. Hukuki altyapısının, muhasebe standartlarının olması lazım. Sorunlar ortaya çıktığında sorunları hızlı bir şekilde çözecek adli düzenin, mahkemelerin olması lazım. Fiziki altyapıların olması gerekiyor. Bu çerçevede Merkez Bankası'nı aldığı ekonominin tümüyle ilgili bir kararın bir sivil toplum örgütü tarafından mahkemeyle götürülmesi challange edilmesi olarak değerlendirilmeli. İstanbul'u bölgesel mali merkez yapılması ile ilgili tavırları açısından." Basın toplantısının ardından basın mensuplarının ısrarlı soruları karşısında terleyen Yılmaz, bir basın mensubunun "Finans merkezi oluşturulması için Merkez Bankası'nın taşınmasından önce altyapı oluşmalı mı?" demek istiyorsunuz sorusu üzerine "Nasıl anlıyorsanız öyle yazın. Dava açılması abesle iştigal" değerlendirmesinde bulundu. Yılmaz'dan taşınma sitemi Başkan Yılmaz, bankanın İstanbul'a taşınmasına ilişkin yasa tasarısı hazırlanırken bankanın görüşünün alınmamasının kendisine yönelik bir ima olup olmadığı sorusuna şu yanıtı verdi: "Meclis'te tasarılar görüşülürken nasıl bir prosedür takip ediliyorsa biz de onu takip edeceğiz. Ben burada şahsıma yönelik herhangi bir şey görmüyorum, algılamıyorum, gocunmuyorum. Böyle bir sıkıntım yok." Yılmaz bankanın taşınmasının İstanbul'u finans merkezi yapıp yapmayacağı sorusu üzerine bu güne kadar bu konu ile ilgili sadece bir rapor hazırlandığını belirterek, "Merkez Bankası İstanbul'a taşınmasını isteyenler ile Ankara'da kalmasını isteyenlerin elinde ne aleyhinde ne lehinde detaylı bir araştırma yok. Benim sadece 29 yıllık Merkez Bankacı olarak edindiğim bir takım tecrübelere çerçevesinde taşınma ile finansal merkez oluşturulması arasında birebir ilişki görmüyorum. Sonuçta Türkiye'yi biz yönetmiyoruz. Türkiye'yi sandıkta vatandaşa hesap verecek olan hükümet yönetiyor. Biz atanmış kişileriz. Sorumuz ve cevabımız teknik olur. Bizim verdiğimiz tavsiye, danışmanlık hizmeti kabul edilir veya edilmez bu tamamen hükümetin bileceği bir iş. Bunun da hesabını onlar sandıkta millet verecekler" dedi. Yılmaz, bankanın ne kadar sürede taşınma hazırlıklarını tamamlayabileceğinin sorulması üzerine, "2 yıldan fazla" yanıtını verdi. YTL'siz TL eylülde Toplantıda Merkez Bankası'nın YTL'den Y'nin atılması ile ilgili kampanya çalışmalarına ilişkin soruya Yılmaz, "Kamuoyu parayı en geç eylül ayı sonunda, ekim başında görecek" dedi. Kötümser senaryo Gıda enflasyon oranı tahmini Yıl Gıda fiyatı (yüzde) 2008 16 2009 12 2010 10 Enflasyon tahmini Yıl Enflasyon oranı (yüzde) 2009 9.1 2010 7 İyimser senaryo Gıda enflasyon oranı tahmini Yıl Gıda fiyatı (yüzde) 2008 12 2009 6 2010 4 Enflasyon tahmini Yıl Enflasyon oranı (yüzde) 2009 6.1 2010 4.9 2008 yılının üçüncü enflasyon raporuna göre tahminler Yıl Enflasyon oranı (yüzde) 2008 10.6 2009 7.6 2010 5.9 Merkez'den hükümete açık mektup Merkez Bankası Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca Devlet Bakanı Mehmet Şimşek'e hitaben hükümete gönderilen açık mektup yayımlandı. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz ve Başkan Yardımcısı Erdem Başçı'nın imzalarını taşıyan mektupta, 2008 yılının ikinci üç aylık dönemi sonu itibarıyla yüzde 8,5 olan belirsizlik aralığı üst sınırı, yıllık TÜFE artışının yüzde 10,61 olarak gerçekleşmesi ile aşıldığı belirtildi. Bu açık mektubun, enflasyonun hedeflenen patikadan sapma nedenleri anlatıldığı ve Merkez Bankası'nın orta vadeli hedeflere ulaşmak için uyguladığı stratejinin ortaya konulduğu ifade edildi. Mektuba göre, gıda fiyatlarındaki gelişmeler enflasyondaki düşüş sürecini geciktiren ana unsur oldu. Yılın ikinci çeyreğinde enflasyondaki düşüşü engelleyen bir diğer ana unsur enerji fiyatlarındaki gelişmeler olarak belirlendi. Enflasyonda beklenen düşüş eğilimine rağmen, bu düşüşün hızına ilişkin belirsizlikler bulunmakta. Uzunca bir süredir devam eden arz yönlü şoklar enflasyonun yüksek seviyelerde seyretmesine neden olmakta ve geriye yönelik fiyatlama davranışlarının yaygınlaşma riskini de beraberinde getirmekte. Mevcut talep koşulları arz şoklarının fiyatların geneline yayılmasını sınırlasa da, enflasyonun düşüş hızı iktisadi birimlerin enflasyon hedeflerini ne ölçüde referans aldığına bağlı olarak değişebilecek. Dolayısıyla Merkez Bankası, önümüzdeki dönem için belirlenen yeni hedeflerin itibarının güçlendirilmesi konusuna odaklanmaya devam edecek. Bu çerçevede genel fiyatlama davranışlarına ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin gelişmeler yakından takip edilecek. Hedefe inanıyor musunuz, sorusu papaza Allah'a inanıyor musun diye sormak gibi oluyor Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, enflasyon raporunda yayımlanan tahminlerle hedeflerin bir türlü tutturulamamasına ilişkin eleştirilere, petrol fiyatlarındaki artışı hedef göstererek, "Var olan durumu bir önceki enflasyon raporunda öngördüğümüz rakamların yukarıya çekilmesini gerektirdi. Yaptığımız iş odur" dedi. Ayrıca Yılmaz, bu hedefin tutturulacağına inanıyor musunuz sorusuna önce 'evet' yanıtını verirken sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu 'papaza Allah'a inanıyor musunuz' diye sormak gibi oldu. Bu konuda gerçekçiyiz, dünya tecrübeler sonucu buraya geldi." Bankacılar: Merkez daha temkinli duruyor Ekonomistler, Merkez Bankası'nın duruşunun daha temkinli olduğunu belirterek "MB'nin baz senaryosundaki enflasyon tahminleri piyasa beklentileri ile örtüşüyor" yorumunu yaptı. Merkez Bankası'nın 2009 yılında hedefte sapma olmasının tolere edilmeyeceği sinyalini verdiğini kaydeden bankacılara göre MB yanılsa bile bunun aşağı yönlü olmasını tercih edecek. Faiz silahını Merkez Bankası'nın çekmekten çekinmeyeceğini söyleyen bir bankacıya göre 2009 enflasyonu için oluşabilecek bir gölge ekim-kasım aylarında faiz artışı getirebilir.