MÜSİAD çıtayı yükseltti, 'kritik' konularda yasa hazırlığına başladı
MÜSİAD yeni dönemde hazırlayacağı yasa tasarılarıyla ekonomi dünyasında etkin olmayı hedefliyor. Bu yolda 4 üst kurul kuran dernek, rapor hazırlamanın ötesine geçerek sorunlara somut olarak el atmayı planlıyor.
Sercan AKINCI
Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MÜSİAD) yeni dönemde raporlar hazırlamaktan çok, yasa taslağı hazırlayarak, sorunlara daha somut olarak el atmayı hedefliyor. Bunun için Stratejik Alanlar ve Politikalar Başkanlığı, Sanayide, Yatırımda Dönüşümle Yatırım Ortamını İyileştirme, Gıda, Tarım ve Hayvancılık ile Enerji ve Çevre olmak üzere 4 farklı üst komisyon kuran MÜSİAD bu alanlardaki sorunların çözümüne yönelik hazırlayacağı tasarıları ilgili bakanlıklara sunacak.
MÜSİAD’ın yeni başkanı Abdurrahman Kaan, yeni döneme ilişkin hedef ve projelerini DÜNYA’ya anlattı. Türkiye’deki asıl sıkıntının proje insanı eksikliği olduğunu kaydeden Kaan, bu nedenle KOBİ ve İş Geliştirme Başkanlığı kurduklarını belirtti.
Kamu yatırımlarının dışında sanayideki atıl kapasitenin de dolmaya başladığını dile getiren Kaan, kapasite kullanım oranının yüzde 78’e geldiğini hatırlattı. Yatırımların birkaç yıl daha düşük seviyede kalacağını, bu sürede atıl kapasitelerin değerlendirileceğini ifade eden Kaan, “Ekonomi için ‘İYİ’ formülümüz var. İmalat, yatırım ve ihracat ana felsefemiz. Türkiye’nin enflasyonla mücadele için üretimini artırması gerekiyor. Sanayi üretimiyle, tarımsal üretimin artması lazım. Türkiye’de inşaat odaklı büyüme var. İnşaat odaklı büyümenin stok oluşturduğunu görüyoruz. Hizmetler sektörü de büyüyor ama fazla büyümesi ülkeler için çözüm değil risktir” dedi.
Tekirdağ’da pilot proje yapıyor
Yatırım için TOSİ sloganını ortaya attıklarına dikkat çeken MÜ- SİAD Başkanı Kaan, İstanbul’daki küçük sanayi sitelerinde yüzde 99.8 doluluk oranı olduğunu belirtti. Bunların maksimum üretim alanlarının 250 metrekare olduğunu söyleyen Kaan, şöyle devam etti: “Bu kesim ihracatın yüzde 55, ithalatın yüzde 37’sini yapıyorlar. Cironun yüzde 64’ünü yapıyorlar. Küçük sanayi bölgelerinin dışında organize sanayi bölgeleri var.
Birinci OSB’lerde yüzde 70 doluluk var. 2-3 lerde bu doluluk oranları yüzde 50’lere düşüyor. Bu küçük olanlar sıkışmış durumda. Üretim yapıyorlar ama ürettiklerini koyacakları depoları yok. Şehirleşmenin gelişmesiyle tırların, kamyonların otoparkları da şehir dışına çıktı. Saat 22’den sonra gelip iş yerlerine giriyorlar. TOSİ’de 200 metrekare ile 3 bin metrekare arası ölçeğimiz var. Biz KOBİ’leri ortaya getirdiğimiz takdirde, otomatikman üretimi de artırmış oluyoruz. Bunu şu anda bakanlıklarla çalışıyoruz. TOSİ’lerin içinde spor alanları, okullar, konut da var. TOSİ benzeri Tekirdağ Kapaklı’da bir çalışmamız var. O da biterse yaklaşık 10 bin dönümlük bir alanı üretim alanı olarak yatırıma açacağız. TOKİ de yanında konut inşaatı yapacak.”
Cazibe merkezleri programının sadece sanayi yatırımıyla olmayacağını dile getiren Kaan, her ilin kendine göre cazibesi olması gerektiğini vurguladı.
Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa gibi illerin cazibe merkezi olmasına karşın bunlardan daha ileri olmayan Isparta, Tokat, Amasya, Edirne, Kırklareli gibi illerin kapsam dışında olduğunu kaydeden Kaan, “Cazibe merkezlerine hammaddeyi nasıl götürüp, üretim yapıp, pazara ulaştıracaksınız. Oralar tarımsal üretim ve turizm ile geliştirilebilir. Manisa dünyadaki yayınlarda yatırım yapılabilir il olarak gösteriliyor. Çünkü limana çok yakın. Karadeniz de öyle. Rize’de çay, Trabzon’da fındık var. Ayrıca turizmde çok gelişmiş yerler. Limanlara yakın yerlerde Ekonomizone kurulması gerektiği üstünde duruyoruz. Tekirdağ ekonomi bölgesi oldu. Yetişmiş insanı getirmek için bu bölgelere ihtiyaç var. Yaşam alanı olması lazım. Trakya’ya bile getiremiyorum yetişmiş insanı. Benden AVM istiyor, spor alanı, özel okul, site hayatı istiyor. 50 bin 100 bin kişilik şehirler kurmak lazım kümeleşme olması için. Bu 1 milyar dolara kurulur. Bir Çanakkale Köprüsü 10 milyar dolar. Bu parayla güzel, planlı 1 milyon kişilik şehir kurarsınız ya da 10 tane 100 bin kişilik şehir kurarsınız” diye konuştu.
“Üretim varsa spekülatör olmaz”
Eskiden MÜSİAD’ın proje bazlı çalışmasına karşı yeni dönemde daha farklı işler yapacağını bildiren Kaan, 4 yönetim kurulu üyesini 4 ayrı üst kurulda görevlendirdiklerini belirtti. Hepsinin kendi alanında uzman olduklarını söyleyen Kaan, “Stratejik Alanlar ve Politikalar Başkanlığı kurduk. Birbirine yakın komisyonları birleştirdik. Mesela kurumsal ilişkiler ve kurumsal iletişimi birleştirdik. Bir üst kurulumuz Sanayide, Yatırımda Dönüşümle Yatırım Ortamını İyileştirme. Diğer 2’si ise Gıda, Tarım ve Hayvancılık ile Enerji ve Çevre. Buradaki ekibimiz kanun hazırlayacak ve direkt hükümete sunacak. Taslak nasıl hazırlanıyorsa öyle hazırlayacak. Eskisi gibi “rapor çıkarıp, yayınlayalım”ın ötesine geçiyoruz. STK’larda çok konuşulan şeyler var. 27 yılda 280’e yakın baskılı dokümanımız var ama artık dünya hızlandı. Ülkeler bile 2- 3 yılda politika değiştiriyor” ifadelerini kullandı.
Görevi 3 Haziran’daki genel kurulla Nail Olpak’tan devralan Abdurrahman Kaan, süt ve süt ürünleri üreticisi Kaanlar Gıda’nın sahibi. Kaan ile yaptığımız sohbet sırasında son zamanlardaki gıda fiyatlarındaki artışı da sorduk. “Bir yerde üretim varsa, mal fazlası varsa orada spekülatör olmaz” diyen Kaan, fiyat artışlarının sadece spekülatörlerle açıklanamayacağını ifade etti. Sorunun vergileri düşürüp, ithalatın önünü açarak geçici olarak çözülebileceğine işaret eden Kaan, kalıcı çözümün ise kombine ırklara geçilerek sağlanabileceğini söyledi.
Holştayn cinsinin et ırkı olmadığını, sütü de sulu verdiğini kaydeden Kaan, “Bundan ziyade Simental gibi eti sütü daha iyi olan cinsleri tercih etmek lazım. 10 kilo yem veriyorsunuz Holştayn 1.2 kilo süt veriyor günde. Simentalden 1.6 kilo süt alabiliyorsunuz. Bunlar Anadolu’ya gitmez diyenler lobi yapıyor. Holştayn 500 metre yüksekliğe kadar idealdir. Onun üstünde dayanamaz ama Simental bin- 1500’e kadar direnir. Bölgeye göre hayvan ırkları tercih edilmeli. Yeni yatırımlarda bu oluyor artık. Simentale dönüş var. Küçükbaşta daha kolay büyüyebiliyorsunuz. Verilen yemle çifte doğum yaptırabiliyorsunuz. Doğu ve Güneydoğu’da bu iş cazip hale getirilebilir” dedi.
MÜSİAD’ın ilk 1000’ini bulacak
MÜSİAD’ın İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ile 2011 yılında proje hazırlaması için 30 tane genç yetiştirdiklerini anlatan MÜSİAD Başkanı Kaan, daha sonra bu projeyi Genç MÜSİAD’a devrettiklerini bildirdi. Bu insanların ürettiği projelerden 14’ünü desteklediklerini ifade eden Kaan, yüzde 100 başarıyı yakalayamadıklarını kaydetti. Kaan, Türkiye’nin gündeminde projelerin olmadığını buna karşın üniversitelerde teknokentlerin kurulduğuna dikkat çekerek, özellikle teknokentteki yüksek teknolojiyi üreten startupların krediye ihtiyacı olduğunu belirtti.
MÜSİAD olarak 2020’de 20 marka çıkarma hedefleri olduğundan da bahseden Kaan, şunları aktardı: “Bunların hepsi orta ölçekli işletmeler. Üyelerimizle ilgili envanter çalışmamız var. Fortune 500’ün anketlerine girip doldurmaz bizim üyelerimiz. O yüzden de tam olarak görülmüyorlar. Çünkü Türkiye’de endeksler üzerinden istatistikler çıkar. Türkiye ekonomisinin içindeki gerçek payımızı bulmaya çalışıyoruz. MÜ- SİAD’ın ilk 1000’ini çıkartacağız.”
‘Faiz kullanımı İncil’de de Tevrat’ta da yasak’
Tüm ülkelerin yatırımı çekmek için mücadele verdiğini anlatan MÜSİAD Başkanı Abdurrahman Kaan, kendilerinin de öncelikle faizsiz modeller üstünde çalıştıklarını söyledi. Katılım bankacılığında ‘murabaha’ körleşmesi olduğunu savunan Kaan, “Tarımsal finanasman modelleri hazırladık. Kasım ayındaki Global Katılım Finans Zirvemiz (GPAS) var. Orada kamuoyuna duyuracağız. Tüm Türkiye’de araştırma yapıyoruz. Faizde sömürü vardır, bir taraftan alır diğer tarafa satar. Bu da ekonomiyi zorlar. Biz incelemelerimizde faizi en çok kim kullanıyor diye baktık, Katoliklerin ve Yahudilerin kullanmadığını gördük. Dinen İncil de ve Tevrat da faiz kullanımını yasaklıyor” dedi.
‘Forex’e de, kulüplerin şans oyunlarına yönlendirmesine de karşıyız’
Abdurrahman Kaan, yeni dönemde sosyal hayat üstüne de çalışmalar yapacaklarını ifade etti. Uluslararası Teknolojik, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı’yla (UTESAV) şans oyunlarını değerlendirdikleri bir çalışma hazırladıklarını söyleyen Kaan, “Kumar makineleri dışarı gitti ama bilgisayar üstünden yapılıyor. Forex piyasalarından tutun da, iddaa gibi bir sürü toplum hayatını bozan oyunlar var. Bunun etkisini ortaya koyuyoruz bu raporda” dedi.
Forex’te dünyada günlük 9 milyar dolarlık işlem hacmi olurken, Türkiye’de ise yakın bir dönemde yapılan araştırmada günlük 1 milyar liralık işlem hacmine ulaşıldığını dile getiren Kaan, “Bu piyasaya düzenleme getirince bir anda forex şirketleri kapandı. Bu tabana kadar yayılmış. Biz inançlı kesimde de bunu gördük. Dinen bu caiz değil ama kar zarar var hesabıyla sabahtan akşama kadar forex oynuyorlar. İmalatı ve üretimi desteklemeyen bütün projelere biz karşıyız. Kumar makinesine de attığında para gelmezse zarar ediyorsun. Bunu helal mi kabul edeceğiz? Futbol takımlarının kendi masraflarını karşılamak için toplumu şans oyunlarına yönlendirmesine de karşı çıkıyoruz” diye konuştu.
‘İTO’da adayımız belli değil, son dakikaya kadar değişebilir’
Ekim ve Kasım aylarında yapılması öngörülen fakat gelecek yıla ertelenen oda ve borsa seçimlerine ilişkin açıklamalar yapan MÜSİAD Başkanı Kaan, MÜSİAD’ın her zaman olduğu gibi bütün grupları toplayarak hakemlik yaptığını ifade etti.
Normal şartlarda bu çalışmaların 1 yıl önceden başladığına dikkat çeken Kaan, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı İbrahim Çağlar’ın MÜSİAD’a yönelik sözlerini şu şekilde yorumladı:
“Adaylar çok bu kez. Bizim yaptığımız temayülün neticesinde bazı kişiler çıktı. O kişilerin isimleri de kamuoyunda konuşuldu. İTO Başkanı bir konuşma yaptı. O konuşma benimle ilgili değildir. Ben herhangi bir operasyon yapmadım. Üyemin içinde ben herhangi bir ayrım yapamam. Birtakım kulisler yapılmış, başkanımız bunlara kızmış. Herkes nefis taşıyor. Temayül her şey değildir. Buradan çıkan isimler bizim adayımız demek değil. Amaç üyelerin fikrini almaktı. Son dakikaya kadar aday değişebilir. Bu süreçte etkili olan insanlar da var. Onlara görüşleri, tercihleri de soruluyor. Çalışmalar devam ediyor. Amacımız herkesin seveceği birisini oraya getirmek. Benim prensibim ki bu bir hadis-i şeriftir: Kişi kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemediği müddetçe gerçek mümin olamaz.”
‘İhtisas borsaları kurulmalı’
Borsalara iş dünyasının zorunlu olarak kaynak aktarmasına karşın, buralardan herhangi bir proje çıkmadığını vurgulayan Abdurrahman Kaan, kendilerinin çok daha düşük bütçelerle başarılı olduklarını söyledi. Oda ve borsaları görevini yapmamakla suçlayan Kaan, “Bandırma Hububat Borsası işlevselliği bakımından idealdir. Canlı hayvan borsası kurulmalı. Fındık için çalışmalar var. Şimdi her şey elektronik. Borsa neden kurulmuştu? Atatürk’ün de daha sonra üstüne bir miktar değer kattığı kısma bakarsanız üretimin büyümesi için kuruldu. Bugün hammadde aşamasında borsaya para ödüyorsunuz, satarken de borsaya para ödüyorsunuz. Çifte vergilendirme yapıyor. Müşteriyi biz buluyoruz, satıyoruz, borsa para alıyor. Cirodan binde 1 pay alıyor. Kârın yüzde 2- 3’ü gidiyor. İhtisas borsaları oluşturulup, bu şekilde hareket edilmeli” açıklamasını yaptı.