"Biz sizi çarşaflı görmek istemiyoruz"
"Biz sizi çarşaflı görmek istemiyoruz"
(18:00)ANKARA - Partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Erdoğan'ın "Çarşafımızı giydik" dediğini iddia eden CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Biz sizi çarşaflı görmek istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına yakışır olgunluk, anlayış içinde anayasa, hukuka ve millete saygılı bir başbakan olarak görmek istiyoruz"dedi. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen Anayasa değişikliğiyle ilgili olarak, "Söz konusu olay, hepimiz çok iyi biliyoruz ki bir kaç bin genç kızımızın üniversitede türbanlı olarak okuma hakkını elde etme mücadelesinin ötesindedir" dedi. Baykal, "İnsanların mezhep ayrımı, inanç farklılıklarından dolayı, hangi temel haklarından yoksun bırakıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Buna karşı sessiz, ilgisiz kalıp, istemediği halde milyonlarca insana zorunlu din dersi verip, sonra birkaç bin öğrencinin başı kapalı okuma hakkı için kıyameti koparmanın, bunu gerçekleştirenlerin kafasında o insanlarla doğrudan ilişkilendirilemeyecek bir anlamı ve öneminin bulunduğu gerçeği tartışma götürmez" diye konuştu. Baykal, vatandaşların, "Sıkıntılarımızı anlatın, ama varsa yoksa türban tartışması. Böyle şey olur mu?" diyerek, feryat ettiğini ileri sürdü. İktidara destek veren bütün çevrelerin, iyi niyetli, aklı başında kişilerin de artık "Bunların kafasında farklı proje var" demeye başladığını savunan Baykal, bunun "İyi niyetli değil, içinden pazarlıklı gidiş" olduğunu, kafalarına koydukları projeyi adım adım gerçekleştirmeye çalıştıklarını söyledi. Konuşmasında, tarihi bir dönemden geçildiğini belirten Baykal, "Türkiye Cumhuriyeti'nin çok önemli bir tarihi kırılma yaşadığına hep beraber tanık oluyoruz" dedi. Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, çok tedirgin ve telaşlı olduğunu, ağzına yakışmayacak sözlerle bu konuları tartıştığını, asabının bozulduğunu savundu. Erdoğan'ın "Çarşafımızı giydik" dediğini iddia eden Baykal, "Biz sizi çarşaflı görmek istemiyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına yakışır olgunluk, anlayış içinde anayasa, hukuka ve millete saygılı bir başbakan olarak görmek istiyoruz. Sizi oradan, demokrasi içinde, sandıkta milletin oyuyla uzaklaştırması gerektiğine inanıyoruz. Çabamız buna yöneliktir" diye konuştu. "Cumhuriyetin ilanıyla başlamış bir mücadele" Anayasa değişikliğiyle sonuçlanan gelişmenin arkasında, "On yıllardır devam eden bir büyük çabanın, birikimin yattığını" öne süren Baykal, şöyle devam etti: "Şu ortaya çıkmıştır ki Türkiye'nin önündeki mesele, sadece bir grup genç kızımızın üniversitede başlarına türban takarak okuma hakkını kazanmalarının ötesinde bir anlam taşıyor. Söz konusu olay, hepimiz çok iyi biliyoruz ki bir kaç bin genç kızımın üniversitede başı kapalı, türbanlı olarak okuma hakkını elde etme mücadelesinin ötesindedir. O çocuklarımızı, kızlarımızı aşan, onların çok ötesinde, uzun vadeli, kalıcı sonuçlar oluşturacak bir büyük süreç yaşanmaktadır. Olayı bu çerçevesiyle görmek ve değerlendirmek lazım"diye konuştu. Bugün Türkiye'de milyonlarca insanın en temel insan haklarından yoksun olduğunu savunan Deniz Baykal, "İnsanların mezhep ayrımından, inanç farklılıklarından dolayı, hangi temel haklarından yoksun bırakıldığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Buna karşı sessiz, ilgisiz kalıp, istemediği halde milyonlarca insana zorunlu din dersi verip, sonra birkaç bin öğrencinin başı kapalı okuma hakkı için kıyameti koparmanın, bu gerçekleştirenlerin kafasında o insanlarla doğrudan ilişkilendirilemeyecek bir anlamı ve öneminin bulunduğu gerçeği tartışma götürmezdir" dedi. CHP Genel Başkanı Baykal, olayın aslında Türkiye'nin geleceği, devletin niteliğiyle ilgili olduğunu vurgulayarak, "Bu kavga bugünün kavgası değil, bunun arkasında cumhuriyetin ilanıyla birlikte başlamış olan bir mücadele yatıyor" . "Türkiye'ye büyük bir haksızlık yapılıyor" Geçtiğimiz günlerde Belçika'da yasadışı örgüt mensuplarına yönelik olarak verilen yargı kararına da değinen CHP Genel Başkanı Baykal, şunları söyledi: "Çağdaş dünyada, çağdaş hukuk sistemi içinde, 'Cinayet bizim topraklarımızda işlenmemiştir' denilerek, bir cinayetin takip edilmesi sorumluluğundan sıyrılabilmeyi kabul etmek mümkün mü? Ne kadar acı bir olay, ne kadar üzüntü verici, düşündürücü bir tablo. Belçika yargı sistemi maalesef Türkiye'deki kanıtlanmış cinayetlerin failleri konumunda olan insanları, 'Cinayet Belçika sınırları içinde işlenmemiştir' diyerek salıvermiştir. Terör karşısında uluslararası dayanışmanın sadece söylemde kaldığına sık sık tanık oluyoruz. Bu da o olaylardan biridir. Maalesef Belçika adaleti, yönetimi bu konuda çok ciddi bir insanlık mahcubiyeti içine girmiştir." Baykal, Türkiye'nin uluslararası platformda bu konuda kararlı bir çalışma yaparak haklarına sahip çıkması gerektiğini bildirerek, "Türkiye'ye büyük bir haksızlık yapılıyor, büyük bir mağduriyet söz konusu. Bunu açıkça ortaya koymak zorundayız" dedi. "Çarşaf moda olacak" Erdoğan'ın 11 Şubat 1994'de, "İktidara geldiğimizde çarşaf moda olacak" dediğine dikkati çekmek istediğini belirten CHP Genel Başkanı Baykal, "Tesadüf değil. Bir anlayışı, zihniyeti ortaya koyuyor. Bu, bir özlemi yansıtıyor. Bir Türkiye tercihini yansıtıyor. Oluşturmak istediği Türkiye tablosunu, yaşam biçimini yansıtıyor" dedi. Başbakan Erdoğan'ın, "İmam hatipliler Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek. Biz buna yönelik çalışmanın gönüllü erleri olarak yetiştik, yetişmeye devam ediyoruz", "21.Asır, dine dayalı sistemlerin asrı olacaktır" şeklinde geçmiş dönemde söylediğini öne sürdüğü sözlerini de aktaran Baykal, "Tesadüf mü? Bu anlayışla yola çıkıldı. Cumhuriyet, bu anlayışla yola çıkmadı" diye konuştu. "Laiklik din düşmanlığı değil" Deniz Baykal, laikliğin hiçbir şekilde din düşmanlığı olmadığı, son tartışmaların bunun bir kez daha ortaya konulmasına vesile olduğunu ifade ederek, "Artık açıkça anlaşılmıştır ki laikliğin, Türkiye için değerli ve önemli olduğunu söyleyenler, hiçbir şekilde din düşmanlığı duygusuyla hareket etmiyorlar. Tam tersine, dine derin bir saygı göstererek, dinin belirli bir dönemini çok iyi bilerek, laik bir devlet düzeninin, din bakımından da toplum bakımından da ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bu gerçek ortaya çıkmıştır" diye konuştu. Dinin bir inanç konusu olmaktan çıkarılıp, toplumsal ve devlet açısından yaşam biçimi haline dönüştürülmeye kalkılması durumunda itilaf çıkacağını belirten Baykal, "Laiklik o anda devreye girer. Yoksa sizin kendi başınıza inanan insanlarla birlikte, inancınızı yaşamanız, ibadetinizi gerçekleştirmeniz, o konuda her türlü özgürlüğü kullanmanız en saygı değer iş. Ama siz, 'Benim inancım, toplumun kolektif ve resmi devletin kimliği haline dönüşmelidir' dediğiniz zaman, sorun çıkar. Laiklik, bunun yanlış olduğuna inanır" dedi. "Devlete türban giydiremezsiniz" "Biz, dinden yola çıkarak, devlete istikamet vermeye çalışmıyoruz" diyen CHP Genel Başkanı Baykal, şöyle devam etti: "Dini anlamaya, dine saygı göstermeye, herkesin dini en doğru yaşamasının şartlarını devlet düzeni içinde sağlamaya çalışıyoruz. Görüldü ki İslamiyetin örtünme anlayışı vardır ama örtünme anlayışının, türban kavramıyla eşdeğer olması doğru değildir. Bu uygulama biçimiyle ilgili değişik anlayışlar vardır. Bunların her birisi saygı değerdir. Böyle bir anlayışın devletin Anayasasına yerleştirilmesi doğru değildir. İsteyen türban da giyer, buna itiraz etmiyoruz. İsteyen İslamın, Kuranıkerim'in bu konudaki anlayışını, isterse türban biçiminde yorumlayarak uygular. Başımızla beraber, buna da saygı gösteririz. Kimsenin buna karşı çıkma hakkı olmadığını da inanırız. Ama siz o türbanı giyebilirsiniz ama devlete giydiremezsiniz. Yanlış olan budur. İçine girilen istikamet de tutulan yol da budur."