“Rekabet şansımızın en çok olduğu en iyi ürün çeşitlerini üretmeliyiz”

Türkiye’nin sürdürülebilir olarak yüksek verim alabileceği, böylelikle rekabette elini güçlendirecek ürünlerde uzmanlaşması gerektiğini belirten Mahmut Arslan, “Her ülke her ürünü üretmek zorunda değil” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MELTEM AHATOĞLU ŞAHİN

Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu (GPC) ve Arbel Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, ülkelerin iklimsel ve toprak özelliklerini gözeterek tarımsal üretimini planlanması gerektiğini belirterek, “Her ülke her ürünü üretmek zorunda değil. Biz elimizi güçlendirecek, en iyi çeşitlerimizi, en çok verim alacağımız, rekabet şansımızın en çok olduğu ürünlerin ekimini yapmak ve bunu sürdürülebilir kılmak durumundayız” dedi.

Sektörün üretim gücünü artırması için hammaddenin artırılması gerektiğini ifade eden Arslan, “Bakliyat ve hububat gibi ürünlerin üretiminin artırılmasına yönelik kanunların konulması, üreticiye tohum- gübre-mazot desteklerinin verilmesi, özendirici özel destekleme primlerinin oluşturulması gerekiyor” dedi.

Bölge ülkelerine göre tarımsal zenginliği güçlü olan Türkiye’nin kısıtlı ekilebilir arazilerini daha aktif ve verimli kullanmayı sağlaması gerektiğine işaret eden Arslan, dünya nüfusunun hızla artması, küresel ısınma ve iklim değişikliği, ekilebilir alanların daralması gibi faktörlerle dünyanın bir gıda krizinin eşiğinde olduğunu söyledi. Arslan, “Genç işsizler, gıda fiyatlarının artması, doğal kaynaklar üzerindeki baskılar, su kaynaklarının tükenmesi, gıda israfı dünyayı tehdit ediyor” diye konuştu.

Küresel ısınma ve iklim değişliğinin yeni tohumların geliştirilmesini zorunlu kıldığını vurgulayan Hüseyin Arslan dünya ülkelerinin üretimin artması için daha az suya ihtiyaç duyacak, kuraklığa ve hastalıklara dayanıklı, rekoltesi yüksek yeni tohumlar geliştirmek üzere Ar- Ge çalışmalarına ağırlık verdiğinin bilgisini verdi.

“İklim değişikliği ülkelerin üretim sürecinde ve ürün çeşitliliğinde de değişikliklere sebep olacaktır” diyen Arslan bu süreçte ülkelerin iklimsel ve toprak özelliklerini gözeterek tarımsal üretimini planlanması gerektiği uyarısını yaptı. Ekim alanlarının coğrafik şartlarını, toprak özelliklerini, maliyetler de gözetilerek bunlara uygun ürün çeşitleri üretmek gerektiğine işaret eden Arslan, “Her ülke her ürünü üretmek zorunda değil. Dünya artık bir köy yeri; istenen ürüne talep doğrultusunda ulaşmak mümkün. Biz elimizi güçlendirecek, en iyi çeşitlerimizi, en çok verim alacağımız, rekabet şansımızın en çok olduğu ürünlerin ekimini yapmak ve bunu sürdürülebilir kılmak durumundayız” şeklinde konuştu.

"Tarife dışı engeller sektörü olumsuz etkiliyor"

Sektörü olumsuz etkilen tarife dışı engellere de işaret eden Arslan, bunu şu örneklerle anlattı: “Ara ara çıkarılan ek kararlar nedeniyle ihracatçı-ithalatçı firmalar zor duruma kalıyor. En son alınan bir kararla Rusya’dan ithal edilecek bazı ürünler için alınacak ürünün faturasının Rusya’daki Türkiye Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından onaylatılması isteniyor. Bu karar alınırken ‘şu tarihten itibaren’ ibaresi konmuyor. Firmalara zaman tanınmadığı için zor durumda kalıyoruz. Tarife dışı engellere bir örnek daha verecek olursak, dünyada GDO’lu bakliyat üretilmediği halde Türkiye’de bunun testleri yapılmakta, bu testler zaman ve bütçe kaybına neden olmakta.”

"100'e yakın ülkeye ihracat yapıyoruz"

Arbel Grubu’nun yüze yakın ülkeye ihracat gerçekleştirdiğini de dile getiren Arslan, Arbel’in 2016 yılı ihracatının 113 milyon dolar, Durum Gıda’nın 34 milyon dolar olduğunu, grubun 2016 yılı toplam cirosunun ise yaklaşık 2 milyar TL olduğunu açıkladı.

Arslan, “Günlük 38 bin metrik ton (MT) işleme kapasitesi, 50 bin MT çelik tahıl depolama siloları ve 70 bin MT yatay depolama olanağına sahip tesislerde, üretimin yanı sıra bakliyat temizleme, kabuktan ayırma, eleme-kırma, elektronik renk ayrımı ve boylama işlemleri yapılmakta. Tesislerde kırmızı ve yeşil mercimek, nohut, bulgur, makarna, fasulye ve irmik üretilmekte. Yıllık 180 bin ton irmik ve 160 bin ton makarna üretim kapasitesine sahip Arbella Makarna, makarna üretim kapasitesi ve tesisleri ile üretim ve ihracat potansiyeli açısından dünyadaki ilk on büyük şirket içinde yer almakta olup, Türkiye’nin en fazla ihracat yapan ilk üç markası arasındadır. 2008 yılında 15 ülkeye makarna ihraç eden Arbella bugün yüze yakın ülkeye 60 bin ton makarna ihraç etmekte” diye konuştu.

Arbel Grubu’nun yeni pazar arayışlarına devam ederken yeni ürünler geliştirmek, sektörle bağlantılı yan sektör ürünleri üretmek ve bu ürünler için pazarlar oluşturmak üzere fizibilite çalışmaları yaptığını kaydeden Arslan, iklim değişikliğinin artılar sağladığı Kanada, Rusya, Ukrayna gibi ülkelere yatırımlar yapmak üzere fizibilite çalışmaları yaptığını dile getirdi. Şirket cirosunun yüzde 8’ini Ar-Ge çalışmalarına ayrıldığını belirten Arslan, Arbel bakliyatın gerek direkt tüketim, gerekse endirekt olarak endüstride kullanımını sağlamak amacıyla yatırımlar ve çalışmalar da yaptığını söyledi.