Şekerdeki navlun sorunu, Rekabet Kurulu'na taşındı
25 fabrikanın ortak yönetiminden oluşan Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nün ton başına 61 dolar navlun bedeli alması çikolata ve şekerleme sektörünü harekete geçirdi.
İSTANBUL- Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nün ton başına 61 dolar navlun bedeli almasının doğru olmadığını savunan çikolata ve şekerli ürünler sektörü, konuyu Rekabet Kuruluna taşıyarak, Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nün yıllık hasılatının yüzde 10'u oranında ceza kesilmesini talep etti.
İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Zekeriya Mete, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'de şeker fiyatını Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü'nün belirlediğini ifade ederek, "Ortada bir rekabetsizlik var. Herkes anlaşmış, kartel oluşturulmuş" dedi.
Mete, dünya piyasalarında şekerin tonunun 600 dolar civarında olduğunu vurgulayarak, "61 dolarlık ücret yüzde 10 ek maliyet getiriyor, bu durumun özellikle ihracatta büyük bir dezavantaj yaratıyor. Çikolata ve şekerli ürünlerde sektör olarak yıl sonunda 2.4 milyar dolarlık bir ihracat rakamına ulaşacağız. Özellikle Afrika pazarı ve yakın bölgeler çok cazip. Ama fiyattan dolayı olumsuzluklar yaşıyoruz. Siz bizim tozun hesabını yaptığımız bir pazarda yüzde 10'umuzu haksız bir şekilde elimizden alıyorsunuz. Şekerde zaten ithalatı engelliyorsunuz, bir de üzerine bütün fabrikalar beraber hareket edip rekabete aykırı davranıyorsunuz. Ton başına bizden para alıp adına da navlun diyorsunuz. Sen hem bu devletin maaşını alacaksın ama milletin hak ve menfaatlerine uygun davranmayacaksın. İşte bu olmaz" ifadelerini kullandı.
Ne Bakan ne de Şeker Kurumu'nun kararı dinleniyor
Bu konudaki şikayetlerini uzun süredir gündeme getirdiklerini anlatan Mete, sonunda Şeker Kurumu'nun 61 dolarlık navlunun alınmaması yönünde karar aldığını hatırlatarak, "Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün de bunu dile getirdi. Ancak 25 fabrikanın ortak yönetiminden oluşan Şeker Fabrikaları'nı aşamadık" tespitinde bulundu.
Şeker Fabrikaları'nın Şeker Kurumu'unun ve Bakanın direktiflerini uygulamadıkları öne süren Mete, "Bakanlık '61 dolarlık navlunu almayın' dedi, Şeker Kurumu da bu yönde karar aldı. Şeker Kurumu, 'Londra borsa fiyatı uygulanır' diyor ama Şeker Fabrikaları 'O taban fiyat, ben üzerine koyarım' deyip, bildiğini okumaya devam ediyor. Biz de bunu durdurmak için önce İdari Mahkeme'ye ardından da Rekabet Kurulu'na başvurduk. Hasılatlarının yüzde 10'u kadar para cezasına çarptırılmalarını talep ettik. Ayrıca biz yılda 200 bin ton şeker kullanıyoruz. Buna karşılık da geriye dönük 10 yıllık 50 milyon dolar talep edeceğiz" diye konuştu.
Herkes anlaşmış, kartel oluşturmuş
Türkiye'de şeker fiyatını Şeker Fabrikaları'nın belirlediğini ve Rekabet Kurulu'na da bu nedenle başvurduklarını anlatan Mete, "Ortada bir rekabetsizlik var. Herkes anlaşmış, kartel oluşturmuş. Ama onlar bizim Rekabet Kurulu'na başvuracağımızı düşünmüyorlardı. Ben de böyle bir eyleme başvuran ilk birlik başkanı olarak tarihe geçeceğim herhalde" dedi.
Komşu ülkeler ile problem yok
Şekerleme sektörünün potansiyelinin çok yüksek olduğuna değinen Mete, ihracatın sadece bu yıl yüzde 20 artmasını ve 2.4 milyar dolara ulaşmasını beklediklerini söyledi. Engellemelerden kurtulabilirlerse bu rakamı yüzde 40'a kadar çıkarabileceklerini iddia eden Mete, "Şu anda komşu ülkelerle problem olsa bile hassas ürün bizimkisi... Yakın mesafelerde lojistik avantajı var. Dünyanın çoluk çocuğu var ve kısa mesafelerdeki ülkeler bizden almak zorunda. Şu anda Suriye pazarı bitik ama Libya ve Irak ön plana çıktı. Arap baharından sonra kendine gelen Mısır, Ürdün ve Tunus gibi ülkelerde çok ciddi artışlar var" şeklinde konuştu.