Tariş, arz fazlası çekirdeksiz kuru üzümü TMO alsın

Tariş, arz fazlası çekirdeksiz kuru üzümü TMO alsın

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İZMİR - Bağ sahalarının kontrolsüz olarak genişlemesi, birliklerin özerkleştiği 2000'den bu yana çekirdeksiz kuru üzümde stok yükünü taşımaya çalışan Tariş Üzüm Birliği'ni de sıkıntıya soktu. Tariş Üzüm Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Bağcılık Komitesi Üyesi Murat Uludemir, "Stok yükünü taşıyacak gücümüz kalmadı" diyerek, Toprak Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) fındıkta uyguladığı modeli çekirdeksiz kuru üzüme de uygulamasını istedi. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın çıkardığı Bağcılık Yönetmeliği'nde yer alan 'bağ işletme beyannamelerinin 3 yıl içersinde verilmesi' maddesi nedeniyle kuru üzümde yaşanan sıkıntıların çözümünün gecikeceğini ifade eden Uludemir, "Yıllarca çekirdeksiz kuru üzüm sahaları kontrolsüz olarak genişledi. Eskiden arz fazlasının muhatabı devletti. Birlikler hükümet adına alım yaparlardı. 2000 yılında çıkan 4572 sayılı yasa ile birlikler özerkleştirilince ortada muhatap kalmadı. Buna rağmen Tariş olarak biz bu işte kendimizi görevli saydık ve 430 bin ton stok yükünü taşıdık. Fakat bunun bize bir maliyeti oldu. Sonuçta da bu yükü taşıyacak gücümüz kalmadı. Talebimiz, bu yükü siyasi iradenin de oluruyla fındıkta olduğu gibi TMO'nun üstlenmesi" diye konuştu. Uludemir, bağ sahaları sınırlandırılamadığı için arz fazlası sorununun yıllardır arttığını vurgulayarak, "Bu sıkıntının çözümü için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı bir yönetmelik hazırladı. Yönetmelik kapsamında da Bağcılık Komitesi oluşturuldu. Biz aslında konunun yönetmelik değil, yasa ile düzenlenmesini istiyorduk. 2007 yılı Kasım ayında çıkan yönetmelik kapsamında bağ alanlarının tespit edilmesi için tarım il müdürlükleri görevlendirildi. Ayrıca 12 kişiden oluşan bir komite oluşturuldu. Komite ve Tariş Üzüm Birliği olarak amacımız bağcılık sektörünün ülke ekonomisine katkısını artırmak" dedi. Hedef, arz-talep dengesini sağlamak Komitenin Avrupa Birliği'nin ilgili mevzuatını dikkate alarak bağcılığa uygun coğrafi bölgelerin belirlenmesi yönünde çalışmalar yaptığını vurgulayan Uludemir, "Öncelikli hedefimiz arz ve talep dengesini sağlayarak bağ alanları ile asma ve üzümden elde edilen ürünlerin çeşit ve miktarını tespit etmek. Fakat bu yönetmelikte yer alan 3 yılda bağ alanlarının tespiti maddesi yerlerin tespiti ve sorunların çözüm süresini uzatıyor" diye konuştu. Çekirdeksiz sultaniye üzümünde 'bölge işareti" konusunda ısrarcı olduklarını da vurgulayan Uludemir, "Manisa, İzmir, Denizli ve biraz da Aydın'ın dışında çekirdeksiz sultaniye üzüm üretilmediği için, diğer bölgelerde kurutmalık üzüm yetiştirilmemesi gerektiğini söylüyoruz. Bu sebeple kurutmalık sultaniye üzümünün kontrol altında tutulması lazım" şeklinde konuştu. İhracatta getiri çok yüksek Kuru üzüm ihracatının miktar ve tutar açısından her yıl değiştiğini hatırlatan Uludemir, buna karşın ihracat tutarının artmasının ülke ekonomisine büyük katkı sağladığını kaydetti. 2003-2004 (Eylül-Ağustos) sezonunda ihraç edilen 191 bin 916 ton kuru üzümden 220 milyon dolarlık gelir elde edildiği bilgisini veren Uludemir, "2007-2008 (Eylül-Temmuz) sezonunda ihracat miktarı 181 bin 748 tona düşmesine karşın 307 milyon dolarlık getiri sağlandı. Bu kuru üzümün getirisinin ne kadar yükseldiğinin en çarpıcı örneği" dedi.