Yatırımcının ‘çevre’ sevgisi 1 trilyon doları aştı

İklim değişikliğiyle ilgili kaygılar, çevreye duyarlı şirketleri en gözde yatırım enstrümanları arasına soktu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

EVRİM KÜÇÜK

ABD’de açıklanan bir rapor iklim değişiminin ağır fırtınalar, kuraklık, yangınlar ve seller gibi etkilerinin görülmeye başladığı ve tarım, turizm gibi doğal kaynaklara dayalı sektörlerin iklim değişiminden zarar göreceği uyarısı yapıyor.

ABD Başkanı Donald Trump raporu gerçekçi bulmadığını söyledi. Ancak Trump ve diğer bazı siyasiler bu ikazlara kulaklarını kapatsa da iklim değişikliklerine yönelik kaygıların ve buna paralel olarak şirketlerin sosyal bilincinin arttığı bir dönemde yatırımcı ESG (Çevre, Toplum ve Yönetişim) fonlarına giderek daha fazla ilgi göstermeye başladı. Çevresel ve toplumsal sürdürülebilirlik kriterlerine uygun hareket eden şirketlerin yer aldığı ESG fonlarına yatırımların büyüklüğü 1 trilyon dolar seviyesini geçti.

Her geçen gün artan çevre kirliliği, doğal afetler ve doğal yaşamın tahrip olması sonucunda çeşitli önlemler alınmaya başlanıyor ve bunun sonucunda tüketimde ve üretimde sürdürülebilirlik kavramı ortaya çıktı. Yatırım kararı verirken, getiri ve riskin yanında sosyal sorumluluk unsurlarının yani çevresel ve toplumsal unsurların da dikkate alınmasıyla, ilk olarak 1928 yılında ABD’de kurulan daha sonra Avrupa ve dünyaya yayılan sosyal sorumlu yatırım fonlarının cazibesi artıyor. Veri şirketi Morningstar’ın rakamlarına göre 2012’de dünyada kurulan sosyal sorumlu yatırım fonları sayısı 140 iken, geçtiğimiz yıl çoğu Avrupa’da olmak üzere 372 fon kuruldu. Bu çerçevede ESG fonlarında yönetilen paranın büyüklüğü de ekim ayında, 2012 yılındaki 65 milyar dolardan 1.05 trilyon dolara fırladı.

BlackRock CEO’su Fink’e göre büyüme potansiyeli büyük

Sürdürülebilir yatırımların en büyük savunucularından olan BlackRock da ESG’lerin öneminin artacağını düşünüyor. Sürdürülebilir yatırımlarda liderlik hedefleyen ve 6 trilyon dolarlık portföy yöneten BlackRock’ın CEO’su Larry Fink, ESG’nin sosyal sorumlu yatırımlar giderek daha fazla önem kazanacağını söylüyor. Dünya genelinde birçok varlık yöneticisi ESG fonları kurarak ya da sürdürülebilir yatırımları çeşitli varlık sınıflarına entegre ederek bu alana yöneliyor. Nitekim sürdürülebilir yatırımları hedef alan portföylerdeki varlıklar 2016’da sona eren on yıl içinde yüzde 600 artarak 23 trilyon dolarlık büyüklüğe çıktı.

Yıllarca ‘sorumlu yatırımlar’ portföylerin içinde küçük bir paya sahip olmuştu. Genelikle sigara ya da alkollü içecek üreticilerinin hisseleri gibi şirketlere yatırımlardan kaçınmaya odaklanılmıştı. Ancak otomotiv sektöründeki emisyonlardaki yanıltıcı bilgiler gibi şirket skandallarının hisselerde yol açtığı kayıplar ESG kritelerinin şirketlerin performansına etkileyebileceğini yatırımcıya göstermiş oldu.

Sürdürülebilirlik konusunda duyarlı şirketlerin performansı daha iyi

2015’te Harvard Business School tarafından yapılan bir araştırma yatırımcının ESG’ye bakışı açısından önemli ipuçları ortaya koydu; analizin sonuçlarına sürdürülebilirlik konusunda daha duyarlı şirketlerin performansının bu konuda karnesi zayıf şirketlerden daha daha iyiydi. ESG yatırımlarının şirketlere olumlu yansıdığını gösteren başka araştırmalar da var. İngiliz portföy yöneticisi Hermes, bu ay açıkladığı bir raporda, toplumsal bilinci gelişme gösteren şirketlerin diğerlerinden daha iyi hisse performansı sergilediğini belirtiyor.

Amerikan finans kuruluşu Morgan Stanley tarafından geçtiğimiz yıl yapılan bir araştırma da ABD’de yatırımcıların dörtte üçünün özellikle de milenyum gençlerinin ve kadınların sürdürülebilir yatırımlara ilgi duyduğuna işaret ediyor.

Yatırımcın bu alana temkinli yaklaştığını gösteren anketler de bulunuyor. Örneğin İngiliz Schroders’in eylül ayında yayınladığı ankete katılan 24 trilyon dolarlık varlık yöneten 650 yatırımcının neredeyse üçte biri, sürdürülebilirliğin kararları üzerinde etkisiz ya da çok az etkili olduğunu söylemiş. Buna karşın yüzde 75’lik kısım sürdürülebilirliğe yatırımın gelecek 5 yıl içerisinde büyük bir önem kazanacağı kanaatinde.

Yılın ilk yarısında fatura 45 milyar dolar!

İklim değişikliğinin dünyaya faturası kabarık. Bu yılın ilk yarısında dünya genelinde doğal afetlerin yol açtığı ekonomik kayıp Amerikan sigortacılık grubu Aon’a göre 45 milyar doları aştı. Bunun neredeyse yarısını sigortalı kayıplar oluşturdu. 2018’in doğal afetlere bağlı can kaybı da 3 binin üzerinde. Diğer yandan Münich Re’nin raporuna göre yılın ilk yarısındaki doğal afet sayısı 430 olarak kayıtlara geçti. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 380 iken ve uzun vadeli ortalamaya bakıldığında 250 olduğu görülüyor. Uzmanlar en sert fırtınaların genellikle yılın ikinci yarısında yaşanması ve Yunanistan ile California yangınlarının etkisiyle temmuz-aralık döneminde doğal afetlerin yol açacağı ekonomik kaybın çak daha fazla olacağı tahmininde bulunuyor.