Taşeron işçi odaklı kıdem fonu masada

Kıdem tazminatının yerine fon kurulması önerisinin ardından hükümetin çağrısıyla toplanan Üçlü Danışma Kurulu’nda, “uzlaşma için zemin arayışı” ön plana çıktı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mehmet KAYA

ANKARA - Kıdem tazminatının yerine fon kurulması önerisinin ardından hükümetin çağrısıyla toplanan Üçlü Danışma Kurulu’nda, “uzlaşma için zemin arayışı” ön plana çıktı. Üçlü Danışma Kurulu’na üye olmayan TOBB’un da katıldığı toplantıda, DÜNYA’nın edindiği bilgilere göre hükümet kanadı taşeron işçi odaklı bir kıdem ayarlamasına yönelik girişimde bulundu.

Çalışma Bakanlığı, kıdem tazminatı başta olmak üzere son dönemde önerilen ve kendisinin de benimseyebileceği bir ilkeler dizisini toplantıda sundu. Taraflar da bu görüşler üzerine çalışma yapmadan yanıt veremeyeceklerini söyleyince, tarafların katılımıyla bir teknik heyetin çarşamba günü toplanması, bunun ardından da 10 gün içinde başkanların tekrar bir araya gelmesi kararlaştırıldı.

Toplantıda, Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in yapılan sunum çerçevesinde kıdem tazminatı konusunda sadece taşeron işçilere yönelik sorunun üzerinde ağırlıklı olarak durduğu kaydedildi. Çelik, önerdikleri fon esaslı düzenlemenin de isteğe bağlı olarak uygulanması esasını benimseyebileceklerini vurguladı. Faruk Çelik, ayrıca özel emeklilik fonları aracılığıyla yönetilecek kıdem tazminatı fonu önerisini tekrarladı ve devletin bu fondan kişi alacaklarına garantör olamayacağı ilkesini de belirtti.

Türk-İş ve DİSK’in mevcut haklar konusunda geri adım sayılabilecek hiçbir öneriye evet demeyeceklerini tekrarladıkları, taşeron işçilikle ilgili yapılmak istenen düzenlemeye de inceleme sonrası yanıt verebileceklerini belirttiler. Hak-İş ise daha önce olduğu gibi bilim heyeti tarafından hazırlanan fon taslağı üzerinden gidilmesi önerisini tekrarladı.

İşveren kanadı ise yüksek oranlı bir prim kesintisinin işverenlere ek maliyet getireceği ve finansmanında güçlük çekileceğini tekrarladılar.

İşçi alacakları ön sıraya alınsın

Toplantıda, iflas eden Feniş üzerinden de konu tartışıldı. İflas eden bu kuruluşta emekliliğine 17 gün kalanlar bulunduğu belirtilerek, hükümet ve işveren kanadı tarafından fon sisteminin bu türden durumları önleyeceğinin üzerinde durdular. İşçi kanadı ise bu tür durumlara yönelik olarak iflas durumlarında alacaklar sıralamasında işçi ücret ve tazminatlarının birinci sıraya alınmasını önerdiler. Bu hususun da teknik komite tarafından ele alınması kararlaştırıldı. Bakanlık temsilcileri toplantıda, Türkiye’de yıllık 10 milyondolayında giriş-çıkış bildirgesi verildiğini, kıdem tazminatının işlemediğinin en önemli göstergesinin bu sayı olduğunu ileri sürdüler.

Öte yandan, toplantının ardından açıklama yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bugüne kadar kıdem tazminatı, esnek çalışma ve istihdam bürolarıyla ilgili tüm tarafların ortaya koyduğu görüşlerin bir metin haline getirildiğini belirtti. Bu aşamadan sonra oluşturulacak bir komisyonun taslak metin üzerinde teknik düzeyde çalışma yapacağını belirten Çelik, bu çalışmanın 10 gün içinde tekrar kurul gündemine geleceğini söyledi.

Yapılacak toplantıda, taslak metinde yer alan görüşlerin uzlaşmaya dönüşüp dönüşmeyeceğinin ortaya çıkacağını dile getiren Faruk Çelik, toplantının düzeyli ve seviyeli geçtiğini aktardı. Kısa süre içinde yapılacak toplantıda, uzlaşılan ve uzlaşılmayan konuların netliğe kavuşacağını söyleyen Faruk Çelik, “Esnek çalışma, uzaktan çalışma ve istihdam bürolarıyla ilgili durum vardı. Konu üzerinde tarafların çekinceleri vardı. Bununla ilgili de çalışma yapılacak. Çıkış ihtimali olan alanlarda çıkış yolu arayacağız” dedi.

Bakan Çelik, üzerinde çalışacak metnin herhangi bir kesimin metni olmadığının altını çizerken, “Bugüne kadar tüm kesimlerin, tüm talepleri özet metne dönüştürüldü. Bizim biz taslağımız değil, taraflardan herhangi birisinin taslağı değil” diye konuştu.

Yapılacak toplantıda, çıkış ihtimali olan alanlarda çıkış yolu arayacaklarını belirten Çelik, “Ortak bakışımız, sorun alanları var, ancak her yiğidin yoğurt yiyişi farklı olduğu gibi her kesimin bakışı da farklı. Bunları ne kadar uyumlaştırabilirsek başarılı olacağız, olmazsa tarafların bakışı bu diyeceğiz. Umarım, hem işçi hem de işverenlerimizi, rekabet gücümüzü arttıran, işçinin istismarına vesile olmayacak düzenlemeyi anlayış içerisinde çözmüş oluruz” dedi. Bakan Çelik, kıdem tazminatının kaldırılacağına yönelik haberlerin hatırlatılması üzerine, “Paniğe endişeye gerek yok, bizim ağzımızdan böyle bir söz çıkmadı” şeklinde konuştu.

‘Kıdemde mavi-beyaz yaka ayrılsın’

 

[PAGE]
 

‘Kıdemde mavi-beyaz yaka ayrılsın’

Kıdem Tazminatı Fonu kurulması durumunda beyaz yakalı çalışanların rakiplere transferinin kolaylaşacağı belirtilerek mavi ve beyaz yakalılara ayrı düzenleme istendi.  

Sercan AKINCI

İSTANBUL - Dün yapılan Üçlü Danışma Kurulu toplantısından kıdem tazminatına yönelik bir uzlaşma çıkmadı. Taraflar 10 gün sonra bir kez daha bir araya gelecek ve kıdem tazminatı yanında esnek çalışma ve istihdam büroları konularında uzlaşılan ve uzlaşılamayan maddeler netleştirilecek.

DÜNYA Gazetesi olarak bu tartışma sürecinde işçi ve işveren kesimlerinin kıdem tazmınatı konusundaki görüşlerini derledik. İşçi kesimi adına görüşlerine başvurduğumuz DİSK Başkanı Kani Beko, tazminatın olmadığı yerde iş güvencesinin de olmayacağını belirterek mevcut durum değiştirilecek olursa tüm işçi sendikalarının genel greve gitmesi çağrısını yineledi. Beko, ayrıca kıdem tazminatının kaldırılmasını yabancı sermayenin istediğini öne sürdü.

İşveren kesimini temsil eden görüşlerin ortak noktası, mevcut düzenlemede işçilerin kıdem tazminatı hakkından faydanalamadıkları, bu nedenle devlet garantili bir sistemin çok daha geniş kesimlerin tazminat hakkından faydalanmasının önünü açağı oldu. TİM Makine Sektör Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran, birikmiş tazminatlar konsuna dikkat çekerek, “tümü bir anda ödenirse fabrikaların yarısı kapanır” uyarısında bulundu.  TGSD Başkanı Cem Negrin ise devletin uzun vadeli ve düşük faizli tazminat kredisi vermesi önerisini getirdi.

Kıdem tazminatı konusunda bugüne kadar çok fazla dile getirilmeyen bir sorunu ise TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça ve TÜRKONFED YİK Başkanı Celal Beysel dile getirdiler. Özellikle beyaz yakalı çalışanların tazminatlarını alarak rakip firmalara transfer olduklarını, kıdem tazminatında yapılacak yeni bir düzenlemenin bu durumu daha da vahimleştirebileceğini savunan Beysel, mavi ve beyaz yakalılar açısından iki ayrı düzenleme ile bu sorunun çözülebileceğini kaydetti. TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça da düzenlemenin çalışan ile işveren arasındaki barışı bozmadan, KOBİ temsilcilerinin görüşlerinin alınmasını istedi.

‘Yabancı sermaye kalksın istiyor ancak onları asıl kıdem tutuyor’

DİSK Başkanı Kani Beko

Bize göre kıdem tazminatının kaldırılmasını uluslararası sermaye istiyor. 2011- 2012 yıllarında hükümet 6,2 milyar dolar şartlı IMF ve Dünya Bankası’ndan kredi aldı. Bu kredi Meclis’ten ‘Ulusal İstihdam Stratejisi’ adı altındaki programın geçmesi için alındı. Bu programda kıdem tazminatlarını kaldırarak bir fona sevk etmek var. Uluslararası sermaye diyor ki; “15- 20 yıl Türkiye’de çalışırız. Biz Türkiye’de çalıştıktan sonra ucuz emek nerede varsa oraya giderken işçiyle kıdem tazminatı konusunda kavgalı hale gelmek istemiyoruz.Gelmemizi istiyorsanız kıdem tazminatını kaldırın.” Ama biz aksini savunuyoruz. Kıdem tazminatları yatırımın teminatıdır. Türkiye’deki yabancı yatırımcı kıdem tazminatı nedeniyle burada kalıyor.

Bu kadar fazla yaygaraya hiç gerek yok. Türkiye’de 2.5 milyona yakın taşeron işçi var. Bunların sırtlarında yataklar var. 3 ay orada 5 ay burada çadırlarda yaşıyorlar. Bir dönem ben de böyleydim. Şimdi bu arkadaşlarımızla ilgili garanti fonu kurulsun. Mesela siz ihale aldınız yanınızda 100 tane taşeron işçiniz var. Bunlar için vergi, sigorta primi veriyorsunuz.Yanında “Garanti Kıdem Fonu” adı altında ne kadar çalıştılarsa bankaya o kadar fon yatırılsın. Bu arkadaşımız için bir zaman koyarsınız. Bu zaman sonunda bu taşeron işçi arkadaşımız gider devlet bankasına fondan kıdemini alır. Bunun dışında mevcut düzenleme kesinlikle kalacak. Buna dokunmayacaklar. Bunun yanında taşeronlar için yapılacak tek şey “Garanti Kıdem Fonu.” Bu bizim son kalemiz. Kıdem tazminatının olmadığı yerde işçilerin iş güvencesi olmaz. Tüm sendikaların ve işçilerin demokratik tepkilerini koyabilmeleri için mevcut durum değiştirilecek olursa genel greve gidilmelidir. Kararlı olmak lazım, teslim olmamak lazım.

15 günlük fon gelirse kayıtdışı azalır 

TİM Makine ve Aksamları Sektör Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran

Biz işverenler olarak 15 günlük çalışma süresinin kıdem tazminatı fonuna katılmasını istiyoruz. Şunun da göz ardı edilmemesi lazım; Türkiye’de çalışanların önemli bir kısmı kayıtdışı.Dolayısıyla sürekli olarak kayıt altındakilere yönelik yapılan düzenlemelerle kayıtdışındakiler sürekli olarak avantaj elde ediyor. Devlet kayıt dışını önleme yolunda bir faaliyet göstermezse yapılacak her düzenleme işverene eksi olarak dönecek. Bu şekilde düşününce planlanan düzenleme kayıt altındakiler için gayet olumlu. Mevcut sistemdeki yüklerden korkarak kayıtdışı kalan şirketler de planlanan düzenlemeyle belki biraz daha cesaret kazanıp kayıt altına girecektir. Türkiye’de sendikal faaliyetlere olumsuz bakılmasının nedeni, sendikaların rasyonel bakıştan uzak olması. Şu anda baktığınız zaman Türkiye’deki sendikal mücadelenin ana omurgasının kayıtdışı üzerinde olması gerekirken, bugün mevcut var olan güçlerinin devam etmesi yönünde. Oysa sendikalar çalışanların yüzde 40’ının kayıtsız, her türlü sosyal haktan mahrum olduğu bir alanın dönüştürülmesi için mücadele verse, o zaman çalışanlar açısından da samimi olduğu görülür. Mevcut durum üzerine sendikaların bu kadar odaklanıyor olması sendikanın lehine olan bir statükonun devamından yana olduklarını gösterir.

Tüm tazminatlar ödense fabrikaların yarısı kapanır

Bugün bir kanun çıkarılsa ve tüm şirketler bugün itibariyle bütün çalışanlarının kazanılmış kıdem tazminatlarını şu anda ödeyecek deseler, fabrikaların yarısı kapanır. Türkiye’de maliyetlerinde bile bunu hesaplamadan çalışan bir sürü şirket var. Ne kadar firma battıktan sonra işçilerin 5 kuruş kıdem tazminatı alamadığını biliyoruz. Burada mental bir problemle karşı karşıyayız. Türk sendikacılığını modern bir sendikacılık anlayışına geçirmeleri gerekiyor. Almanya’daki Mercedes fabrikasındaki sendika, firmanın karlılığı, borsadaki gücü gibi durumlar için de politika üretiyor. Bizdeki anlayış patron denen bir canavar var, paraları yutuyor, bundan ne koparırsak kardır. Böyle bir anlayışla sendikacılık olmaz.Sendikalar şu anda yüzde 10’un haklarını düşünüyor. Geri kalan yüzde 90’ı düşünmüyor.

Birikmiş haklar için devlet ucuz kredi vermeli

TGSD Başkanı Cem Negrin

Her iki tarafı da mutsuz eden bir uygulama var şu anda. Çalışanlar açısında bakılınca kapanan firmaların çoğu tazminat ödemiyorlar, insanların tüm hakları çöpe gidiyor. Bu noktada işin devlete geçmesinin çalışanlar açısından daha iyi olduğunu düşünüyorum. Tek problem şimdiye kadar biriken kıdem tazminatlarını nasıl bir şekilde ödeneceğidir. Ama uzun vadede firmaların içinden çıkması iyidir. Mevcut sistemde kıdem tazminatı senede bir aylık maaşa denk geliyor. 20 senelik firmalarda bunlar çok çok büyük rakamları gösteriyor.Dolayısıyla bunların toplanıp bir şekilde hiç ödenemeyecek duruma geleceğine, aydan aya ödenmesi daha iyi olacaktır. Sendikaların tutumunu yanlış buluyorum. Çalıştıkları sadece 30 tane firmaya bakarak tüm Türkiye’yi değerlendiriyorlar. Ben tabi ki eski çalışanların haklarının hiçbir şekilde kaybolması taraftarı değilim. Onlar da devletin verdiği ucuz kredilerle ödenmeli. Sistemin de bundan sonra devlete geçmesi lazım. Sanırım devlet birikmiş alacakları için bir sistem oluşturacaktır. Şu anda bir insan bir şirkette çalışıyorsa patron atmadığı sürece 15 yıldan önce kendi isteğiyle ayrılması durumunda tazminat alamıyor. Yapılacak düzenlemeyle bir kişi kendi ayrılsa da 15 yıl sonra tazminatını alabilecek. Ama orada biraz problem var. Çalışanı patronun işten çıkarması dahilinde tazminat alma hakları kaybolmuş oluyor. Onun 15 yıl bekleme diye bir sorunu olacak. Orada bir soru işareti var. Bu süre biraz fazla gibi arada bir yol bulmak lazım gibi bu noktada.

Fon, kısa vadede esnafa ek külfet ekler

KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç

Kıdem tazminatı konusunda yapılacak düzenlemenin faydalı olacağı açıktır. Buna rağmen, yeni düzenlemede ekstra bir külfetin ortaya çıkması kısa vadeli olarak düşününce tabi ki esnafı etkiler. KOBİ’lerin buna göre bir hazırlığı yoktur. İllaki bunun için bir çalışma yapılır. Yanında 5- 10 kişi çalıştıran bir KOBİ için umulmadık bir anda çıkan maliyet biraz zorlayacaktır. Burada belki işten çıkarma gibi yollara başvurulacaktır. Bunun için kaynak bulması lazım KOBİ’nin. Dolaysıyla mutlaka planlanan uygulama küçük ve orta boy işletmeleri etkileyecek.

İngiltere’de tazminatı alan 6 ay başka şirkette çalışamıyor

TÜRKONFED Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Celal Beysel

Kanunlarımız 15 yılını doldurmuş her çalışanın kıdem tazminatını alıp bir başka firmaya transfer olmasına imkan tanımaktadır. Bu imkanın mavi yakalılar açısından firmalara zarar vermeyeceği ileri sürülebilir. Ancak günümüzde pek çok beyaz yakalı bu imkanı kötüye kullanmakta, çalıştığı KOBİ’nin rakibi ile – hatta orada çalışırken- anlaşıp, kıdem tazminatını da alıp rakibe transfer olabilmektedir. Hukuk sistemimiz bu haksız rekabet ortamını açıkça koruma altına almıştır. Dikkat edilmezse, yeni çıkartılacak Kıdem Tazminatı Kanunu bu durumu daha da vahimleştirebilir. Bu sorun, kanunun mavi yakalılar ve beyaz yakalılar açısından iki ayrı kategoride ele alınması ile çözülebilir. Böylece bir taraftan sendikaların konuya ilişkin itirazları bir ölçüde ortadan kalkar, diğer taraftan mavi yakalıları koruması gereken yasaların arkasına saklanan bazı beyaz yakalıların KOBİ’lerin ticari ve sınai bilgi ve birikimlerini rakiplere haksız rekabet kurallarını çiğneyerek aktarmaları engellenmiş olur. Kıdem Tazminatı Kanunu değiştirilirken üzerinde durulabilecek bu konu, KOBİ’lerin iş etiğinden yoksun kişilerin neden olduğu haksız rekabet sonucu azalan Ar- Ge ve inovasyon iştahlarını artıracaktır. Bu konu derinlemesine incelenirse, ülkemizde haksız rekabete neden olan bu durumun batı ülkelerinde nasıl engellenebildiği ve böylece firmaların fikri mülki haklarının korunabildiği ortaya çıkar. Örneğin İngiltere’de, 6 aylık kıdem tazminatıalan bir bankacı, 6 ay süre ile bir başka bankada çalışmaya başlayamaz. Bu, ticari sırların belli süre ile rakibe gitmesini engeller. Amerika Birleşik Devletleri’nde bir çalışanın rakip firmaya bir ticari ya da sınai sırrı taşımasının cezası çok büyüktür. Almanya’da beyaz yakalılar ile işveren arasında işe girerken yapılan rekabet yasağı ve işten çıkartılırken verilecek tazminat anlaşmaları, hukuken garanti altındadır ve hem işvereni, hem de beyaz yakalı çalışanı eşit oranda korur.

Tüm varlıklarını satsalar tazminatı ödeyemezler

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Onatça

Çalışanların ancak yüzde 10’unun kıdem tazminatı alabildiği aksak bir sistemi düzeltmek için yıllardır çaba gösteriliyor. Bugün birçok KOBİ’miz, amansız rekabetin yaşandığı küreselekonomide  makine teçhizatını, işyerini hatta yıllar sonra edindiği gayrimenkulünü satsa dahi kıdem tazminatlarını ödeyemez durumda. KOBİ’ler üretimde dünya ile rekabet etmesi, enerjisini Ar-Ge’ye, yeni pazarlar bulmaya harcaması gerekirken bir de çalışanlarının kıdem tazminatlarını yönetmekle uğraşmamalı. Bu yükün KOBİ’lerin üzerinden alınması gerekiyor. Yeni düzenlemenin KOBİ’lerin büyük zorluklarla yıllar içerisinde oluşturdukları kazanımların, ticari ve sınai sırların haksız rekabete neden olacak şekilde rakibe gitmesine neden olmaması gerekiyor. Düzenlemenin çalışan ile işveren arasındaki barışı bozmadan, KOBİ temsilcilerinin düşünceleri de alınarak yeniden yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

 
Bu konularda ilginizi çekebilir