Faiz indirimi adım adım olur

Başbakan Erdoğan’ın faiz indirimi çağrısının ardından Kayseri’de bir konferans veren Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, zamanlamasına PPK’nın karar vereceğini söyledi. Başçı, olası indirimi enflasyon şartına da bağladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN / Hatice KEVEN

Merkez Bankası Başkanı Başçı, “Likidite politikası şu anda son derece sıkı, yüzde 12 son derece sıkı bir oran. Yüzde 12’yi gerekirse kademeli şeklide 10’a kadar çekebiliriz. Burada bizim bir hareket alanımız var” ifadelerini kullandı. Başçı, mayıs ayında Fed’in verdiği sinyalin ardından yaşanan ilk raundun faiz artırımıyla sonuçlandığını anlatarak, ikinci rauntta faizlerin tekrar normalleşmesi gerektiğini de belirtti. Erdem Başçı şöyle konuştu: “Bir anda mı faizleri yüzde 4.5’a indireceksiniz yoksa küçük adımlarla şartlara ve ekonomik verilere bakarak mı indireceksiniz? Adım adım yapmakta fayda var. Faiz indirimleri ne zaman başlar PPK karara bağlar. Ama atılacak adımların adım adım gelmesinde fayda var. İleride ölçülü adımlar atılabilir. Zamanlaması ve hızı çok önemli. TCMB’ye ve ekonomiye olan güveni sarsmadan A noktasına gelmemiz lazım. A noktası da; enflasyonda yüzde 5’tir. Enflasyonda yüzde 5, faizler yüzde 5’in hafif üzerinde, uzun vadeli faizlerde yüzde 7-8-9 civarında artık nerede otuyorsa bir dengeye gelecek. Bunu 2015 yılında getirme imkanımız var. Bunu yapmamızda da çok büyük fayda var. Çünkü 2018 enflasyon hedefi yüzde 4.5. Bizim vatandaşı yüzde 4.5 enflasyona ikna etmemiz için önce yüzde 5’i göstermemiz lazım. Yüzde 6.2’yi gördükten sonra enflasyonda yüzde 5’te yüzde 4.5’ta görülebilir. Ondan sonra faizlerde düşebilir.”

İndirimde stratejiyi anlattı

“TCMB olarak stratejimiz Avrupa borç krizi sırasında da yaptığımız gibi, adım adım faiz artırımı yapıp ondan sonra bunu izleyip, sonrasında yine adım adım faiz indirimleri yapmaktansa ani yapabileceğimizin daha iyisini baştan yapıp daha sonra eğer şartlar değişirse faizleri yavaş yavaş indirmek. Bu strateji Türkiye’de geçmiş dönemde çalıştı. Euro Bölgesi borç krizinden önce faydalı oldu. Mevcut dış belirsizlikler de göze alındığında daha yararlı bir yaklaşım olduğunu düşünüyoruz. Şu anki enflasyon beklentileri ve faiz seviyelerini göze alarak daha sıkı bir noktaya geliyoruz” diyen Başçı, "Bu politika cevap verir, istikrar sağlanırsa, kademeli, dikkatli bir şekilde (faizi de) sıkı duruşumuzu koruyarak indireceğiz. İndirdiğimiz zaman da sıkı duruşumuzu koruyup adım adım indirmek, hem güveni hem istikrarı koruyoruz, bu şekilde bir faiz indirim süreciyle ilerliyoruz. Bunu mesela 2002 yılından itibaren Türkiye yaptı. 2002 yılında faizler yüzde 70’ler seviyesindeydi, çok temkinli, imkan oldukça indirerek çok iyi bir noktaya getirdi” ifadelerini kullandı. 

Makro tedbirler de  adım adım geri alınmalı

Başçı, BDDK ve TCMB tarafından alınan makro ihtiyati tedbirlerde de ölçülü adımlar atılabileceğine kaydederek ilk adımında ‘ılımlı’ olması gerektiğini belirtti. Başçı, “Şu anda gördüğümüz dengelenme sürecinden, tüketici kredilerinin büyüme hızının yavaşlamasından, ticari kredilerin büyüme hızının nispeten daha yüksek olmasından memnunuz. Dolayısıyla bunu belki ileride ele alabiliriz hemen şu anda bir aciliyet görünmüyor. Yine de kurul toplantısında bunu enine boyuna değerlendiririz ve haddinden fazla yavaşlama görürsek kredilerde büyük ihtimalle, bunu devreye almak mümkün. Hem zorunlu karşılıklarda, belki telafi faizinde ölçülü bir adım olabilir” dedi. 

Yabancı da ne zaman indireceksiniz diye sordu

Erdem Başçı, perşembe günü Londra’da yabancı bankaların analistleri ve ekonomistleri ile bir araya geldiklerini ve orada gelişmekte olan ülkelere olan risk iştahının biraz açıldığını gördüklerini de söyledi. Londra’da analistlerin durumu iyi anladığını kendilerine daha çok zorunlu karşılıklara ne kadar faiz ödeneceğini sorduğunu anlatan Başçı, “Yabancı bizi şaşırtan bir şekilde acaba faizlerde indirim düşünüyor musunuz? Ne zaman başlarsınız sorularını beklemiyorduk. Fakat bu sorular da geldi. Biz standart cevabımız verdik; likidite politikası şu anda son derece sıkı, yüzde 12 son derece sıkı bir oran. Yüzde 12’yi gerekirse kademeli şeklide 10’a kadar çekebiliriz. Zaten onun geçici olduğu belli aksi halde zaten 10 değil de 12 derdik. Dolayısıyla burada bizim bir hareket alanımız var onlar da bunu olumlu karşılıyor” açıklamasını yaptı. 

Yabancı girişini  ‘ılımlı’ olarak niteledi 

Seçimden sonra yabancı yatırımcının hem hisse senedine, hem DİBS’e hem de para piyasasına girişinin görüldüğünü de aktaran Başçı, girişler için ‘mayıs öncesi kadar güçlü değil, ama son aylardan daha iyi’ tanımlamasını yaptı. Başçı, “Londra’daki genel hava bir miktar olumluya dönmüş. Eskisi kadar olumsuz yaklaşmıyorlar. Bir miktar yatırım iştahında artış var. Edindiğim intiba 1 ay öncesine göre gelişmekte olan ülkelere yatırım yapma konusunda son derece iyi bir yaklaşım var. Ama bunu verilerde kuvvetli bir şekilde görmedik. Zayıf bir giriş şeklinde gördük” şeklinde konuştu. 

Haziran ve sonrasında  enflasyon düşecek

Erdem Başçı, alınan tedbirlerin etkisinin görüleceğini, enflasyonun haziran ve sonrasında düşeceğini aktararak,  2015 yılında da hedefe doğru ilerleyeceklerini bunun için gereken tedbirleri alacaklarını belirtti. “Türkiye yüzde 5 enflasyonu gördüğünde resim çok değişecek” diyen Başçı yüzde 8’lik enflasyonun yarısının kurdaki yükselişten kaynaklandığına da işaret etti. Başçı, “TL şu anda önemli ölçüde değer kaybetmiş durumda, devamının nasıl geleceğini göreceğiz. Döviz kuru istikrarlı seyreder ve enflasyon beklentileri bozulmazsa döviz kuru geçişgenliğinden enflasyona gelen yaklaşık 4 puanı gelecek yıl görmeyeceğiz” diye konuştu.

İki şartın bir araya  gelmesi gerekiyor

İki şartın bir araya gelmesi halinde enflasyonda yüzde 5 hedefinin mümkün göründüğünü söyleyen Başçı, “Döviz kuru istikrar kazandığı taktirde, yatay bir seyir bile izlese, baz etkisiyle enflasyonun 2015 yaz aylarına doğru düşmesi makuldür. Artı talep koşulları, arzı destekleyen ama talebi yavaşlatan bir bileşim var. İlave bir şok yaşamadığımız taktirde yüzde 5 kolaylıkla ulaşılabilir, yeter ki beklentiler çok fazla bozulmasın” dedi. 

Başçı ayrıca Türkiye’nin büyümede yüzde 4 hedefini yakalayabileceğini de düşünüyor. Bu yılın büyümesinin hem iç hem de dış talebin katkı yaptığı ılımlı bir büyüme görülebileceğine, bu açıdan da nadir bir yıl olacağını belirtti.