IMF: Ücret artışı baskı altında kalabilir
Uygun politikalar sayesinde işsizlik oranının düşürülebileceği vurgulanan IMF raporunda, ücret artışının yine de baskı altında kalabileceği uyarısında bulunuldu.
Uluslararası Para Fonu (IMF) Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun Ekim 2017 sayısına ilişkin analitik bölümlerini yayınladı.
"Gelişmiş Ekonomilerdeki Yeni Ücret Dinamikleri: Dinamikler ve Sonuçlar", "Ekonomi Aktivite Üzerinde Hava Durumu Şoklarının Etkileri: Düşük Gelirli Ülkeler Nasıl Başa Çıkabilir?" ve "Mali Politikaların Sınır Ötesi Etkileri: Hala Önemli Mi?" başlıklı üç rapordan oluşan analitik bölümlerde genel olarak teknik analizlere yer verildi.
Gelişmiş ekonomilerde ücret artışının 2008 küresel finansal krizinden önceki döneme kıyasla daha düşük olduğu vurgulanan raporda, ücretlerdeki yavaşlamanın en büyük nedeni olarak işsizliğe ve emeğin eksik kullanımına işaret edildi.
Raporda, uygun politikalar sayesinde işsizlik oranının düşürülebileceği vurgulanırken, ücret artışının yine de baskı altında kalabileceği uyarısında bulunuldu.
Küresel ısınma ve iklim değişikliği
Son 40 yılda küresel sıcaklıklardaki artış nedeniyle düşük gelirli ve sıcak iklimli ülkelerde tarım faaliyetlerinin, yatırımın ve kişi başına üretimin düşmesinin beklendiği kaydedilen raporda, iç politikalar ve uyum stratejileri sayesinde iklim şoklarının olumsuz etkilerinin azaltılabileceği belirtildi.
Raporda, düşük gelirli ülkelerin iklim değişikliğine karşı mücadelesinde uluslararası toplumun kilit rol oynadığının altı çizilirken, iklim değişikliğinden birçok ülkenin de olumsuz etkilenmesinin beklendiği aktarıldı. Ancak uluslararası dayanışma sayesinde küresel ısınmanın uzun dönem risklerinin sınırlandırılabileceği bildirildi.
Ülkeler arasında mali açılım
Dünyanın en büyük ekonomilerindeki ortak mali eylemler sayesinde 2008 finansal krizinden sonra toparlanmanın hızlandığı ifade edilen raporda, ülkeler arasındaki mali açılım etkilerinin hala önemli olduğu vurgulandı.
Raporda, üretim açığı olmayan bir ülkede meydana gelen mali şok göz önüne alındığında mali açılımların düşük olduğu kaydedilirken gerileme yaşayan bir ülkenin mali açılımlardan daha fazla faydalanabileceği de belirtildi.
Ayrıca, mali reformların ülke sınırlarını aşarak geniş etkilerinin olabileceğine işaret edilen raporda, bu kapsamında ABD'nin kurumlar vergisi reformuna ve Almanya'da artan kamu yatırımlarına dikkat edilmesi gerektiği görüşüne yer verildi.