Katılım bankalarının kârı ilk yarıda yüzde 36 arttı

Katılım bankalarının net kârı ilk yarıda 2016'nın aynı dönemine göre yüzde 36 artarak 769 milyon lira, aktif büyüklüğü de yılbaşına göre yüzde 7,7 yükselişle 143 milyar lira oldu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Katılım bankaları, bu yılın ilk yarısında 2016'nın aynı dönemine göre yüzde 36 artışla 769 milyon lira kâr elde etti.

Albaraka Türk, Kuveyt Türk, Türkiye Finans Katılım Bankası, Vakıf Katılım ve Ziraat Katılım'ın konsolide olmayan finansal tablolarından derlenen bilgilere göre, katılım bankalarının toplam aktif büyüklüğü geçen yılın sonuna kıyasla yüzde 7,7 artarak 143 milyar lirayı aştı.

Sektörün ilk yarıda net dönem kârı, 2016'nın aynı dönemine göre yüzde 36 artışla 566 milyon liradan 769 milyon liraya ulaştı.

Kuveyt Türk zirvede

Katılım bankaları içinde ilk yarıda en fazla net kârı 348 milyon 559 bin lira ile Kuveyt Türk elde etti. Net kârda Kuveyt Türk'ü 185 milyon 809 bin lira ile Türkiye Finans Katılım Bankası, 131 milyon 297 bin TL ile Albaraka Türk, 53 milyon 670 bin TL ile Ziraat Katılım ve 49 milyon 744 bin TL ile Vakıf Katılım izledi.

Haziran sonu itibarıyla Kuveyt Türk, 52 milyar 22 milyon liralık aktif büyüklüğüyle sektörün lideri konumunda bulunurken, 37 milyar 490 milyon liralık aktif toplamla Türkiye Finans Katılım Bankası 2'inci, 34 milyar 217 milyon lira ile Albaraka Türk 3'üncü sırada yer aldı.

Ziraat Katılım ve Vakıf Katılım'ın aktif büyüklüğü ise sırasıyla 10 milyar 925 milyon lira ve 8 milyar 399 milyon lira oldu.

"Katılım bankacılığı daha hızlı büyüyecek"

Türkiye Katılım Bankları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı Melikşah Utku, katılım bankalarının ilk yarı sonuçları ve beklentilerine ilişkin yaptığı açıklamada, katılım bankacılığı sektörünün Türkiye'de önemli bir gelişim süreci içerisinde ve ciddi bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.

Utku, katılım bankacılığı sektörünün 10 yıllık dönemde 9-10 misli büyüme gerçekleştirdiğini ve bu yılın ilk yarısında ciddi büyüme sergilediğini belirterek, katılım bankacılığının toplam aktif büyüklüğünün 143 milyar liraya ulaştığını, 2016 sonu verileriyle karşılaştırıldığında katılım bankacılığı sektörünün aktif büyüklükte yüzde 7,7 artış yakaladığını kaydetti.

Katılım bankalarının yılın ilk yarısı itibarıyla 769 milyon lira net kar açıkladığını bildiren Utku, "Bir önceki yılın aynı dönemi ile kıyaslandığında ciddi büyümeler gözükmekle birlikte sektörden çıkan bir katılım bankasının zararını hariç tuttuğumuzda, bir önceki yılın aynı dönemine göre karda yüzde 36'lık artış sağladığımızı söylememiz mümkün." dedi.

Haziran sonu itibarıyla katılım bankacılığı sektörü olarak topladıkları fon miktarının geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11,3 artarak 94,3 milyar liraya ulaştığını, kullandırılan fon miktarında yüzde 7,6'lık artış olduğunu, toplam rakamın 95,2 milyar lira seviyesine geldiğini kaydeden Utku, şöyle devam etti:

"Sektöre katılan yeni iki bankanın hızlı şubeleşmelerinin de etkisiyle şube sayımız toplamda 990'a, istihdam edilen personel sayısı ise 14 bin 610'a ulaştı. Önümüzdeki dönemde özellikle ülkemiz ekonomisindeki ve siyasi taraftaki istikrar ile katılım bankacılığının daha hızlı büyüyeceğini düşünüyorum."

Utku, gayri nakdi kredilerde 2016 sonuna göre yüzde 3'lük artışla 36,9 milyar liraya ulaştıklarını bildirdi.

'Karlar öz sermayelere ekleniyor'

Melikşah Utku, karlılıkta sadece katılım bankalarında değil, tüm sektörde ciddi artışlar olduğunu belirterek, "2017'nin ilk yarısında, piyasada Kredi Garanti Fonu (KGF) olarak bilinen Hazine Destekli Kredi Kefalet Sistemi'nin sektöre ciddi katkısı oldu. Toplamda 250 milyar lira hacme sahip KGF sisteminde şu ana kadar kullandırılan tutar 200 milyar seviyesinde. Bu, kârlılığı en çok etkileyen alanlardan biri." diye konuştu.

Bankaların mali anlamda ellerini rahatlatan yönetmeliklerin uygulanmaya başlanmasının da bankacılık sektörünün karlılığını pozitif etkilediğini dile getiren Utku, devletin iki yeni katılım bankasının sisteme dahil olmasının da bu karlılık ve büyüme rakamlarına ulaşabilmede önemli rol oynadığını vurguladı.

Utku, oransal olarak bakıldığında katılım bankalarının karının ortalama öz kaynağa oranının ilk 6 ayında yüzde 6,67, yıllıklandırdıklarında ise yüzde 13,34 olduğunu bildirdi.

Bankacılık sektöründe ise ilk yarıda bu oranların sırasıyla yüzde 8,81 ve yüzde 16,62 olduğunu belirten Utku, "Bu oranların önceki 1-2 yılda daha düşük olduğunu ve bu yılki teşviklerle arttığını söyleyebiliriz. Ayrıca, hem katılım bankalarının hem sektördeki karların büyük kısmının tekrar öz sermayelere eklenerek ekonomiye kazandırıldığını da belirtmem gerek." şeklinde konuştu.

'Yeni oyuncuların desteğiyle büyüme hız kazanacak'

TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Melikşah Utku, gelecek dönemde ekonomide büyümenin güçlü görünümünü sürdüreceğini, kur ve siyasi taraftaki istikrarla bankacılık sektörünün de ivmeleneceğini ifade ederek, KGF'nin limitlerine yaklaşılmasının sektörün iştahını etkileyebilse de sektörel büyümenin devam edeceğini, katılım bankalarında da yeni oyuncuların desteğiyle büyümenin hız kazanacağını vurguladı.

Ölçek olarak büyüklükleri dolayısıyla özel katılım bankalarının, sektörün büyümesini hızlandıracağını belirten Utku, şunları kaydetti:

"Büyüme, fon kaynakları ile doğrudan ilişkili. Özellikle KGF etkisi ile kredi/mevduat oranlarında ciddi bir artış yaşandı. TL tarafında yüzde 150'lere varan bir kredi/mevduat oranı gözlemlemekteyiz. Haliyle bu mevduat/katılım fonu tarafındaki rekabeti artırmakta. Özellikle konvansiyonel bankalar ile katılım bankacılığı kar payı oranları arasındaki mevduat faizi makasının ciddi şekilde açılması, mevduat tarafında katılım bankalarımızı rekabet anlamında etkileyebilecek bir gelişme."

'Aktif toplam 160 milyar lirayı aşar'

Melikşah Utku, katılım bankaları olarak paylarını 2025'te yüzde 15'e çıkarma hedefleri olduğunu belirterek, "Yüzde 15-20'lik bir potansiyele inanıyorum ama bu, sadece bankaların yapabileceği bir şey değil. Bu potansiyeli Türkiye ekonomisindeki ciddi bir dönüşüm ile düşünmek gerekiyor." dedi.

Sermaye Piyasası Kurulu, Borsa İstanbul ve yabancı yatırım ajanslarının devreye girmesi, İstanbul'un bir finans merkezi olması gerektiğini vurgulayan Utku, mevzuat, altyapı, ürün ve iletişim tarafında alınması gereken mesafe bulunduğunu söyledi.

Utku, "Bütün bunların hayat bulması varsayımıyla yüzde 15 oranında bir hedef belirledik. İnşallah olacak. Biz inanıyoruz. Tarihlerde sarkmalar olabilir ama bu potansiyeli görüyoruz." ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin faizsiz finans merkezi olmasının da imkan dahilinde olduğunu, İslami finansın bugün dünyada 2 trilyon dolar civarında büyüklüğe ulaştığını bildiren Utku, ürün yelpazesinin genişlemekte ve taliplerinin artmakta olduğunu söyledi.

Utku, yıl sonunda katılım bankacılığı sektörü olarak yüzde 20 civarı büyüme ile 160 milyar lira üzeri bir aktif büyüklüğe ulaşabileceklerini bildirdi.

'Körfez sermayesinin Türkiye'ye çekilmesinde önemli katkı sağladık'

TKBB Yönetim Kurulu Başkanı Utku, katılım bankalarının Türkiye'de sermayenin etkin şekilde kullanılması ve mali sistemin sorunsuz işleyebilmesi noktasında ciddi katkılar sunduğunu, varlıkların değerlendirilmesi, güven ortamının oluşturulması, girişimcilerin desteklenmesi, işlem ve transferlerin kolaylaştırılması gibi birçok fayda sağladığını anlattı.

Utku, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Katılım bankacılığı ekonomimize ayırt edici vasıfları dolayısıyla üç olumlu katkı sunmaktadır. Birincisi, Türkiye'de mali sektörün penetrasyonuna baktığımızda, ciddi anlamda ekonomiye katkı sağlayamadığını görüyoruz. Bunun sebepleri çeşitli. Bu sebeplerinden biri faiz hassasiyeti. Çünkü toplumun faize hassas kesimleri alternatif yatırım araçlarına yöneliyor. Gayrimenkul gibi ya da altın, döviz gibi enstrümanlar tercih ediliyor. Katılım bankalarının bu gibi atıl yatırımları tasarruf sistemine çektiğini ve kullanılabilir hale getirdiğini, dolayısıyla mali kesimin penetrasyonun artmasında önemli bir işlev gördüğünü söyleyebiliriz.

İkincisi, ticari bankalardan farklı olarak katılım bankaları, kamu finansmanından ziyade reel üretime destek sağlamak durumunda olduğu için alım satım söz konusu olacak ki katılım bankaları onu finanse edebilsin. Katılım bankaları bu çevrede KOBİ kredileri, leasing ve reel sektöre destek sağlayacak her türlü enstrümanı sunabiliyor. Son olarak, katılım bankalarının yabancı fonların, özellikle Körfez sermayesinin Türkiye'ye çekilmesinde çok önemli katkı sağladığını düşünüyoruz. Bu da önemli bir unsur."

Katılım bankacılığı sektörü olarak KOBİ'lerle ilgili çeşitli proje ve ürünler geliştirdiklerini, bu işletmelere desteklerini gün geçtikçe artırarak sürdürdüklerini ifade eden Utku, bankacılık sektöründe verilen kredilerin yüzde 25'inin KOBİ'leri kapsadığını, katılım bankacılığında bu oranın yüzde 35'e çıktığını kaydetti.

Katılım bankacılığının toplamda yüzde 5'lik pazar payına sahip olmasına karşın KOBİ kredilerinde paylarının yüzde 7'ye yükseldiğini ifade eden Utku, ilk yarı sonu itibarıyla toplam KOBİ kredilerinin 29,1 milyar lirasının nakdi ve 13,4 milyar lirasının da gayri nakdi krediden oluştuğunu bildirdi.