'KGF oyunu değiştirdi'
KGF Genel Müdürü İsmet Gergerli, "Türkiye'de çağdışı ipoteğe dayalı kredi sistemi artık geride kaldı. KOBİ'lerimiz proje risklerini kredi riskine dönüştürüyor ve KGF gibi çağdaş finans kurumları da bu kredi riskini üstlenince firmalar düşük maliyetli finansmana ulaşıyor..."
İsmet GERGERLİ
KGF Genel Müdürü
10 Mart Pazartesi günü ajanslara şöyle bir haber düştü;
"BofA Merril Lynch: Türkiye'de Kredi Garanti Fonu (KGF) oyunu değiştirdi." Haberde Türk bankaları için hisse başına kâr tahminleri yüzde 12 oranında artırılıyor ve Türk banka sisteminin, kredi büyümesi, varlık kalitesi ve sermaye rasyolarında, KGF sayesinde olumlu bir yükseliş yapacağı vurgulanıyordu. Ayrıca bu kredilerin bankaların sermaye yeterlilik rasyosunda sağladığı pozitif katkı sayesinde de bankacılık endeksi yükseldi, yabancı yatırımcıya ‘al' tavsiyesinde bulunuldu.
Aynı gün BIST 100 endeksi, yüzde 3,10 yükselişle 91 bin 240 puandan günü tamamladı. Endeks, üç haftanın en yüksek kapanışını kaydetmiş oldu. Bankacılık endeksi ise Mayıs 2015'ten bu yana en yüksek seviyeye çıkarak yüzde 5,87 yükselişle kapandı. Peki borsayı coşturan bankacılık sistemine güveni tazeleyen bu haberlerin kaynağı neydi?
Çok basit…
Kredi Garanti Fonu o günün sabahında Mart ayı sonu itibariyle ulaşılan kefalet hacmini duyurdu. 2017 yılının şubat ayı sonu itibariyle yalnızca 20 milyar TL büyüklüğe ulaşan KGF, bugün gelinen noktada piyasaya yaklaşık 160 milyar TL kredi kullandırılmasını sağlayan bir mekanizma haline geldi. Dünyadaki diğer örneklerine baktığımızda da gördüğümüz gibi kredi garanti kurumlarına sağlanan devlet destekleri ekonomiye doğrudan etki etmekte, büyüyen ekonominin en önemli yapı taşı olmaktadır.
Örneğin, Kredi Garanti Fonu'ndan sonra dünyanın en büyük kredi garanti kurumu olan KODİT. 1974 yılında çıkarılan Kredi Garanti Fonu yasası ile KODİT'in çalışma esasları ve faaliyet alanı belirlenmiş olup verdiği kefaletlerin dayanağını güçlü sermaye yapısı oluşturmaktadır. Sermayesi; yıllar içinde artan devlet katkısı, sürdürülebilir gelir kaynağı niteliğindeki kefalet ürününü kullanan firmalardan tahsil edilen yıllık binde üç oranındaki kefalet komisyonları ve diğer iş anlaşmaları ile sağlanan katkılardan oluşmaktadır. 2015 yılı sonu itibariyle KODİT'in sermayesi 4,8 milyar dolar olup 2015 yılında devlet tarafından kuruma 111 milyon dolar ek sermaye katkısı yapılırken aynı yıl komisyon geliri olarak 782 milyon dolar sermayeye eklenmiştir.
Türkiye'de çağdışı ipoteğe dayalı kredi sistemi artık geride kaldı. KOBİ'lerimiz proje risklerini kredi riskine dönüştürüyor ve KGF gibi çağdaş finans kurumları da bu kredi riskini üstlenince firmalar düşük maliyetli finansmana ulaşıyor. Ayrıca bankalar da KGF teminatlı kredi vererek, aktif kalitesini ve sermaye rasyosunu iyileştiriyor. Başka bir deyişle bankacılık sisteminin kaynak ihtiyacını daha kolay ve daha ucuz sağlayacağı gerçeği bankaların daha düşük maliyetlerle kredi kullandırmasını da sağlayacak. Aktif kaliteleri ve sermaye yeterlilikleri yukarı çıkan bankalar dış dünyadan daha uzun vadeli ve uygun koşullarda kaynak bulabilecekler. Bu değişim, istihdamı artıracak ve yeni kaynaklarla hızla yatırımlarını yapan firmalar, eğitimli, kaliteli istihdamı tercih edince, ücretler de yükselecektir.
Bu bağlamda Türkiye'nin 2017 büyümesinin en çok yüzde 3 civarlarında olacağı tahmin edilirken, KGF'nin devreye girmesiyle bu oranın yüzde 4.5 civarına yükseleceği bekleniyor. Bu Kredi Garanti Fonu'nun sadece 2017 yılından beklentisi. Önümüzdeki yıllarda ise KGF'nin etkisini çok daha yoğun bir şekilde hissedecek, piyasada oyun kuruculardan biri haline geldiğini hep birlikte göreceğiz.