MB'den 'ani değişim' uyarısı

Finansal İstikrar Raporu'nu açıklayan Merkez Bankası, küresel likiditenin bol ve faiz oranlarının düşük olduğu mevcut konjonktürde, risk iştahındaki ani değişimlere karşı dikkatli olunması uyarısında bulundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, küresel likiditenin bol ve faiz oranlarının düşük olduğu mevcut konjonktürde gelişmiş ülke ekonomilerinde ortaya çıkabilecek yeni sorunlara bağlı olarak, risk iştahında oluşabilecek ani değişimlerin sermaye akımlarına duyarlı gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme dinamiklerine zarar verebileceği uyarısında bulundu.

Merkez Bankası tarafından yılda iki kez yayımlanan "Finansal İstikrar Raporu'nun" ilki yayımlandı.

Raporda, küresel ekonomik görünümü tehdit eden kısa vadeli önemli bazı riskler kontrol altına alınmış gibi görünmekle birlikte, gelişmiş ülkelerde gözlenen zayıf büyüme performansının özellikle Avro Bölgesi kaynaklı sorunlar nedeniyle devam ettiğine işaret edildi. Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin zayıf dış talep şartları ve küresel risklere karşı uygulanan ihtiyatlı politikalar nedeniyle 2012 yılında belirgin bir yavaşlama gösteren büyüme performanslarında önümüzdeki dönemde iyileşme beklendiği ifade edelen raporda, "Söz konusu iyileşmenin temel olarak düşük kamu borçları ve güçlü seyreden iç taleplerinden kaynaklanması beklenmektedir. Diğer taraftan, küresel likiditenin bol ve faiz oranlarının düşük olduğu mevcut konjonktürde gelişmiş ülke ekonomilerinde ortaya çıkabilecek yeni sorunlara bağlı olarak risk iştahında oluşabilecek ani değişimler sermaye akımlarına duyarlı gelişmekte olan ülke ekonomilerinin büyüme dinamiklerine zarar verebilecektir" denildi.

Türkiye'ye net yabancı sermaye girişi yaşanıyor

Bütçe performansının 2012 yılında bir miktar zayıfladığı, alınan tedbirler ve iç talepteki kısmi toparlanmayla 2013 yılının ilk çeyreği itibarıyla iyileşme sürecine girildiğine işaret edilen raporda, kamu borç stoku göstergelerindeki iyileşme eğiliminin devam ettiği ve 2011'de yüzde 39,9 olan borç stokunun milli gelire oranının, 2012 sonunda yüzde 37,6'ya gerilediği belirtildi.
Raporda, enflasyondaki düşüş eğiliminin devam ettiği, 2013 yılının ilk dört ayında 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri arasındaki farkın daralarak hedefe yakınsadığı da dile getirilirken, küresel risk iştahındaki oynaklığa rağmen, son altı ayda Türkiye'ye net yabancı sermaye girişi yaşandığına dikkat çekildi.

Not artışı borçlanma maliyetlerini azaltacak

[PAGE]

 

Not artışı borçlanma maliyetlerini azaltacak

Raporda, MB'nın  esnek para politikası uygulamalarını sürdürdüğü ve bu doğrultuda fiyat istikrarının sağlanması ve finansal istikrara katkıda bulunulması çerçevesinde, ekonominin finansal şoklara duyarlılığını azaltan yapısal ve döngüsel araçlar kullanıldığına yer verildi.
Raporda, TCMB'nin destekleyici politikalarının devam etmesi ve faiz oranlarında yapılan indirimlere paralel olarak, kredi faiz oranlarının kademeli bir şekilde düştüğü, kredi artış hızında ise ivmelenme gözlendiği belirtildi. Döviz rezervlerinin artış eğilimini sürdürdüğü belirtilen raporda, ihracat reeskont kredisi kullanımının 2013'de 12-15 milyar dolara ulaşması ve döviz rezervlerine 10-12 milyar dolar katkı yapması beklendiği kaydedildi.
Raporda, Türkiye'nin reel efektif döviz kurundaki artışa devam ettiği ve kur oynaklığının da gelişmekte olan ülkelere kıyasla olumlu bir performans sergilediği kaydedildi. Raporda, reel sektörün yurt dışından sağladığı kredilerin büyük bölümünün uzun vadeli kredi niteliğinde olduğu bildirilirken, "Son dönemde iki büyük kredi derecelendirme kuruluşu tarafından ülkemizin kredi notunun yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesinin ardından borçlanma maliyetlerinin azalması beklenmektedir" değerlendirmesi yapıldı.
İç talepteki ılımlı toparlanmaya rağmen, dış talepteki zayıf seyrin, firmaların cirolarını reel olarak düşürdüğüne dikkat çekilen raporda, TL'nin değer kaybetmesinin etkisiyle artan finansman giderlerinin karlılığı olumsuz etkilediği belirtildi.

Raporda, hanehalkının tüketim harcamaları artış hızının yavaşladığı, tasarruf oranlarının ise henüz istenen seviyeye ulaşmadığına dikkat çekildi.

Kredi faiz oranları aşağı yönlü eğim devam ediyor

Yurt dışı finansman koşullarındaki olumlu seyir ve uygulanan para politikasının desteğiyle, kredi faiz oranlarındaki aşağı yönlü eğilimin 2013 yılının ilk çeyreğinde de devam ettiği belirtilen raporda, şunlar ifade edildi:
"2012 yılında finansal istikrar açısından makul seviyelere çekilmiş olan kredi artışı, 2012 yılının son çeyreğinden bu yana ağırlıklı olarak bireysel kredilerden özellikle de konut kredilerinden kaynaklanmak üzere ivmelenerek referans seviyesinin üzerinde gerçekleşmektedir.

Firma kredilerindeki talep, ağırlıklı olarak işletme sermayesi kaynaklı olup, yatırımlar için kredi talebi nispeten zayıf seyretmektedir. Mevduat, bankalar için ağırlıklı fonlama kaynağı olma özelliğini korumakla birlikte, menkul kıymet ihraçları ve yurt dışı borçlar gibi mevduat dışı kaynakların da artan bir şekilde kullanıldığı görülmektedir.
Rapora göre tasarrufların artırılması amacıyla yapılan reformların ve özellikle bireysel emeklilik sisteminde atılan adımların olumlu etkilerinin görülmeye başlandığı belirtildi.
 Gelişmiş ülkelerde miktarsal genişlemenin sürmesine paralel olarak artan fonlama imkanlarının etkisiyle bankaların yurt dışı yükümlülükleri artış eğilimini koruduğu ve bankacılık sektörünün dış borç yenileme oranı yüzde 100'ün üzerinde seyrettiği vurgulanan raporda, Türkiye'ye yönelik sermaye akımlarının güçlenmesine ve kredi faizlerinin gerilemesine bağlı olarak kredi artışının ivmelenerek referans seviyesinin üzerindeki seyrini sürdürdüğü belirtildi. Raporda, 2012 yılı kasım ayından itibaren bireysel kredilerin firma kredilerine göre daha hızlı arttığına işaret edildi.
Raporda, "2013 yılı mart ayı itibarıyla kredi portföyünün türler itibarıyla dağılımında belirgin bir değişim gözlenmemiştir. Krediler ağırlıklı olarak orta-uzun vadeli ve Türk Lirası cinsinden yapısını korumaktadır. Ülkemiz bankacılık sisteminin kredi portföyündeki döviz cinsinden kredilerin payı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında orta sıralarda yer almaktadır. Bankamızın uyguladığı para politikasının da etkisiyle faiz oranlarındaki gerileme devam etmektedir."