255 sanıklı "Gezi" davası başladı

Gezi Parkı olaylarına ilişkin soruşturma kapsamında 1 Haziran ile 4 Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen eylemlerle ilgili 7'si yabancı uyruklu 255 sanık hakkında açılan dava başladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Taksim'deki Gezi Parkı olaylarına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 1 Haziran ile 4 Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen bazı eylemlerle ilgili 7'si yabancı uyruklu 255 sanık hakkında açılan davanın görülmesine başlandı.

İstanbul 55. Asliye Ceza Mahkemesi'nce mayıs ayı boyunca salı çarşamba ve perşembe günleri görülecek davanın ilk duruşmasına çoğunluğu üniversite öğrencisi 32 sanığın yanı sıra müştekilerden Ali Çezik ile taraf avukatlar katıldı.

Sanıkların "2911 Sayılı Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanuna muhalefet", "görevi yaptırmamak için direnme","kamu görevini usulsüz üstlenme ve   kamu malına zarar verme", "Özel kıyafetleri usülsuz kullanma", "suçluyu kayırma" "İbadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme"  ve " hırsızlık" gibi suçları işledikleri iddiasıyla 1 yıl ile 11 buçuk yıl arasında değişen hapis cezaları istemiyle yargılandıkları davada kimlik tespitinin ardından savunmalarının alınmasına geçildi.

Grafiker Seçkin Cebeci, arkadaşları ile buluşmak için Taksim'e gittiğini belirterek, "4 arkadaşımla birlikte Taksim'de  yürüyorduk, ne olduğunu anlamadan polisler bizi yakaladı. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Serbest çalışan kameraman olduğunu ifade eden Görkem Celiloğlu ise, 3 Haziran 2013'te kameraman olan 3 arkadaşıyla beraber gelir elde etmek amacıyla çekim yapmak için eylemlerin sürdüğü yerlere gittiğini ifade etti. Celiloğlu, "Beşiktaş civarındayken eylemci grubun arasındaydım polis gaz atınca grup bir anda geri çekildi ve ben önde kaldım. Gözaltına alındım. Kimseye direnmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum. Beraatimi talep ediyorum" diye konuştu.

"Arkadaşımı nereye götürüyorsunuz dedim"

Bir diğer sanık Mimar Gizem Ünek de eylem amacıyla yürüdükleri sırada arkadaşını polislerin çağırdığını, yanına gidince de gözaltına aldıklarını belirtti. Ünek kendisinin "Nereye götürüyorsunuz onu?" diye sorması üzerine ise polislerin "Sende gel o zaman" diyerek gözaltına alındığını ifade etti. Sanık Ünek, polisin uyarısını duymadığını belirterek suçlamaları kabul etmedi ve beraatini talep etti.

Sanık mimar Gizem Ünek de eylem sırasında arkadaşının gözaltına alınmasına tepki göstermesi üzerine polislerin kendisini de gözaltına aldığını söyledi. 

"Barışçıl bir protesto amacıyla Taksim'e gittim"

Sanık Deha Okyay ise "Gezi Parkı'ndaki ağaçların kesileceğini duyduğum ve buna çok üzüldüğüm için barışçıl bir protesto amacıyla Taksim'e gittim'' dedi.

Polisin müdahalesi üzerine Osmanbey'e doğru kaçtığını anlatan Okyay, ''Burada polisler beni yere düşürerek yakaladı. Düşünce yaralandım. Ancak polislerden şikayetçi olmadığımı ilk ifademde de söylemiştim. Sivil polisler sadece ayağıma çelme takarak durdurmak ve yakalamak istedi. Çevik Kuvvet polislerinin de yüzlerini göremediğim için şikayetçi olmadım" diye konuştu.

''Elimde kola vardı"

Olay günü Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camisi'nde bira içtiği öne sürülen sanıklardan Emre Öztürk ise çekilen fotoğrafla birlikte Türkiye'nin üçüncü gündemi olduğunu belirterek, "İnsanlara 'elinde bira vardı' diye yansıtıldı. Hayatıma kastedildi. Eğlenmek için Beşiktaş'a gitmiştik. Birden müdahale oldu ve biz de insanlara yardım etmek istedik ama böyle bir haber çıktı. Elimde bir kola var ve 'camide bira içildi' diye servis edildi. İnsanlar minibüste falan beni tanıyorlar'' dedi.

Sanık Öztürk, olay günü yaralanan insanlar olduğunu ve camiye sığındıklarını anlatarak, şunları söyledi:

"Caminin içine gaz sıkıldı"

''Ben de yardım amaçlı camiye girdim. Caminin içine gaz sıkıldı. Gazdan dolayı gözlerim yandı ve ben de kola kutusunu gözüme tuttum. Fotoğrafım çekildi, basında yer aldı. Ben de bununla ilgili suç duyurusunda bulundum. Olaylar sırasında gözaltına alınmadım, davet üzerine karakola gittim. Bana, kamu malına zarar verilip verilmediği soruldu.'' 

Öztürk'ün avukatı Abdullah Onur Eyüboğlu da müvekkilinin şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınmadığını fakat iddianamede şüpheli olarak yer aldığını savunarak, "Müvekkilim net delil olmadan suçlanmıştır. Atılı suçlamayı kabul etmiyoruz" dedi.

Duruşma, sanık savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir