Artist 2010'un benzeri bir etkinlik dünyada yok

Faruk Şüyün'ün bu haftaki konuğu; Ümit İyem

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TÜYAP Tüm Fuarcılık Yapım A. Ş. tarafından düzenlenen İstanbul Sanat Fuarı Artist 2010 bu sene biribirinden önemli sergiler ve yurtdışından çok sayıda sanatçı ile 20. yaşını kutlamaya hazırlanıyor. 30 Ekim – 7 Kasım tarihleri arasında 29. İstanbul Kitap Fuarı ile eşzamanlı olarak gerçekleştirilecek Artist 2010'u konuşmak üzere TÜYAP Genel Müdür Yardımcısı, sanat fuarının organizatörü Ümit İyem'le birlikteyim bu hafta. İlk sorumda 20 yıl öncesine gidelim, ilk fuarın ortamını hatırlayalım diyorum ve Ümit İyem yanıtlıyor:

"Biz sanat fuarı diye yola çıktığımızda Türkiye'de böyle bir kavram yoktu. Sayıları herhalde 15- 20'yi geçmeyen birtakım galeriler vardı. Bunlar da belirli semtlere odaklanmıştı, canhıraş galericilik yapmaya çalışıyorlardı. Aralarında profesyonelce uğraş veren, düzgün 5-10 galeri sayabilirdik. Güzel sanatlar fakültelerinden gençler yetişiyor, ama onlar da galeri sayısı az olduğundan sergi açacak imkân bulamıyorlardı. Söz konusu galeriler de haklı olarak genç bir insana yatırım yapamıyorlardı. Sanırım bu nedenlerle ortaya çıktı sanat fuarı. Bu sanat piyasasına bir canlılık, bir yenilik getirmek, önünü açmak, yenilikleri tanıtmak, özellikle gençlere imkânlar sağlamak için... Bu konuda ilk çabayı Hüsamettin Koçan Hoca gösterdi. O zamanlar Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'ndeydi. ‘Genç Etkinlik' diye sergiler yaptı uzun süre, sonra ‘yoruldum ben, size devrediyorum' dedi. Ki hakikaten yıpratıcı bir çalışmaydı. Sanat fuarı işte böyle başladı Tepebaşı'ndaki yerimizde."

Ve Beylikdüzü'nde, çok daha geniş olanaklarla, büyük salonlarda her yıl genişleyerek devam etti. 20. yıl için neler yapıyorsunuz?

"20 sene içinde neler yaptık izleyicilerimize bir hatırlatalım, hesap verelim dedik. Örneğin çok önem verdiğimiz, onur sanatçımız var, her sene kurul tarafından seçilen. 20 sene boyunca onur sanatçılarımızın kimler olduğunu bir sergiyle hatırlatacağız.

Kapsamlı bir portre sergisi

Koleksiyoner Onur Ödülü'müze bu sene İpek - Ahmet Merey çifti uygun görüldü. Onlarda bildiğiniz gibi bir aile geleneği var bu konuda. Türkiye'nin çok köklü bir ailesi, düşünün daha Oryantalistler ancak bilinirken bunlar Türkiye'nin ilk iyi ressamlarına, Çallı kuşağına falan, ailenin portrelerini yaptırmaya başlamışlar. Böylece ailede  bir portre geleneği oluşmuş. Şimdi sanırım 4. kuşaktalar. Çocukları da sanatçı ve onlar da bu işle uğraşıyorlar. Ve cidden ellerinde çok önemli, kalabalık bir koleksiyon var. Onların arasından Türk resminde portre geleneği üzerinden yola çıkıp bir portre sergisi yapalım dedik. İki-üç ay uğraştık, güzel bir sergi hazırladık. Tam sayısını hatırlamıyorum, ama 120 civarında portre var. Bunlar, şöyle söyleyeyim, bugün daha akademiden yeni mezun olmuş çok genç bir çocuktan tut, Çallı kuşağına kadar giden çeşitli isimlere ait. Hem aile portreleri var hem de beğenip de aldıkları başkalarına ait portreler. Dolayısıyla bu serginin çok ilgi çekeceğini düşünüyorum, çünkü resimler hakikaten çok kıymetli. Şimdiye kadar bu konuda böyle kapsamlı bir sergi açılmadı."

Üç onur ödülünüz daha var...

"Evet, Eleştirmen Onur Ödülü için Prof. Dr. Ayla Ödekan'da karar kılındı. Sanatçı Onur Ödülü ise heykeltıraş Ali Teoman Germener'e verildi. Sanatsever Kurum Ödülü de büyük bir özveriyle senelerce uğraşıp doğduğu topraklarda bir müze açmayı başarabilen Hüsamettin Koçan'ın Baksı Müzesi'ne verildi. Dolayısıyla bunları da bir ödül töreni ile herkesle paylaşacağız."

İstanbul Sanat Fuarı, bu sene günümüz sanatını ve sanatçılarını İstanbul'a bir kez daha bakmaya çağırıyor değil mi?

"İstanbul, 2010 Kültür Başkenti. Bu, tabii çok tartışıldı, çok eleştirildi, epey sıkıntılı günler yaşadılar. Biz geçen seneden bunun biraz kaos yaratacağını tahmin ediyorduk, öyle bir tema işlemiştik. Bu sene de kaostan sonra ‘Görünmeyen İstanbul' diye bir temamız var. Uzun uzun oturduk, tartıştık, bir sanat eleştirmeni arkadaşımız bir metin hazırladı. Bu metni galerilere, bağımsız gruplara dağıttık. Dışardan davet ettiğimiz birkaç sanatçı var, onlara yönelik bilgi verdik. Herkes görünmeyen İstanbul'u kendi resminde kendi üslûbuyla irdelesin istiyoruz. Çünkü bizim sanat fuarının içinde biliyorsun 3 bölüm var. Bir tanesi galeriler, bir tanesi çok genç kuşaklardan oluşmuş, kendine sergi imkanı bulamayan, ancak yarışmalarda filan görebildiğimiz bağımsız gruplar, bir de üniversiteler..."

Yani bu fuarda, "Görünmeyen İstanbul" temalı işler izleyeceğiz...

"Sanatçılarımız, kentin bin yıllarla örtülü sırlarını, görünenler içindeki görünmeyenleri keşfetmek, ortaya çıkarmak için resimler yapıyorlar… Umarım hoş bir şey çıkacak. Bunu da sanatseverlerin önüne sürpriz olarak koyacağız diye düşünüyorum."

İlk kez Hollandalılar

Hollanda'dan bağımsız sanat inisiyatifleri de bu sene ilk kez fuarda...

"Aralarında BasementArtProject.com, De Service Garage, IRFAK, M4gastatelier, Palatti, Sattelietgroep, European Exchange Academy'nin bulunduğu 20 grup işlerini sergilerken çeşitli etkinlikler yaparak güncel sanatı tartışmaya açacaklar. Bu 20 insiyatifin içinde enstelasyon var, video-art var, resim var, performans var, açlığa, sefalete dikkat çekebilmek için her türlü etkinliği yapan gruplar var."

Genç sanatçılarımız için fırsatlarla dolu olacak fuar...

"Evet, örneğin bunlardan birisi Hollanda'da bulunan Çağdaş Sanat ve Tasarım Yüksek Lisans programı Sandberg Instituut ve Amsterdam'da yapılan Kunstvlaai Sanat Fuarı'nın düzenleyicilerinin katılımı. Buradaki tek amaç Türkiye'deki genç sanatçıları tanıtmak ve onların Hollanda'daki imkânlarla çalışmalarını sağlamak. Ressam değiş-tokuşları gerçekleştirmek amaçlarımız arasında..."

Yine gençlerle devam edelim, üniversiteler...

"Üniversite  öğrencilerinin bir sanat fuarında görünür olmasına olanak veren Türkiye'nin tek fuarı İstanbul Sanat Fuarı. Burada öğrencilerin çalışmalarını sergileyecekleri, sanat piyasasıyla tanışabilecekleri bir platform oluşuyor. Bu sene yedi üniversitemiz var fuarda aralarında Sabancı Üniversitesi FASS Art Gallery, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin de olduğu... Roma Güzel Sanatlar Akademisi de geliyor öğrencileri ve öğretim görevlileriyle. Bir de şöyle hoş bir şey oldu: Kültür Üniversitesi'nden - bu sene ilk defa katılıyorlar - dediler ki bir yarışma yapmak istiyoruz burada, kendimizi nasıl tanıtabiliriz diye. Projeyi kendileri yaptılar. O projeyi getirip fuarda uygulayacaklar. Ayrıca Türkiye'de bildiğim kadarıyla ilk defa Kültür Üniversitesi'nde bir fuarcılık bölümü var. Bizden birtakım arkadaşlar gidip ders veriyorlar. İşte gördüğünüz gibi sanat fuarı, hayırlı işlere de vesile oluyor."

Profesyonel bir tartışma ortamı

Sanat tartışmaları sürecek mi?

"İstanbul Kültür Başkenti olduğu için kent ve sanat, eleştirmenler, küratörler, fuara etkileri, sanata etkileri, müzeler biliyorsun sık sık gündeme gelmeye başladı. Müzecilik, Türkiye'de güncel sanat da. Bu konuları tartışmaya açmak istiyoruz. Bunda da Sanat Eleştirmenleri Derneği var, uluslararası AICA diye bir grup, onun Türkiye ayağı, sorumluluk onlarda, konuşmacıları onlar belirliyor. Profesyonel bir tartışma ortamı yaratmak istiyoruz."

Dünyada yapılan sanat fuarlarıyla kıyaslayacak olursak...

"Avrupa'da bu büyüklükte olanlar var, ama onlar böyle çalışmıyorlar, yani meselâ benzer fuarlar şöyle diyeyim, alternatif olarak çıkıyorlar. Bizim yaptığımız iş gibi belirli sayıda galeri oluyor, ama mutlaka o ülkenin ileri gelen, sıkı üniversitelerini ve bir-iki inisiyatifi de alıyorlar. Ayrıca çok pahalı nesnelerin satıldığı küçük, konsantre olanlar; gezerken aklına gelebilecek en ünlü ressamı da bulup pazarlık edip satın alabileceğin ya da güncel sanata yüklenmiş fuarlar var...

Biz bunların içinde şöyle söyleyeyim, çok fazla ticaretin döndüğü bir fuar değiliz. Türkiye'de sanat piyasasının gazetelerde okunduğu kadar büyük meblağlarla döndüğünü filan ben pek zannetmiyorum. Yani belirli bir fiyat artışı var, kalite artışı var, Türk insanının resme olan merakı var, ama bizim sanatımız daha çok genç, dolayısıyla bu kadar yüksek fiyatlar olabileceğini zannetmiyorum. Ancak birkaç kuşak daha geçecek, onlar da resme merak salacak, çoluğuna çocuğuna, evindeki duvara asmaya resim almaya başlayacak, ondan sonra o düzeyi yakalayabiliriz. Yani bizim Avrupa'daki fuarlarla boy ölçüşmemizin imkânı yok, ama dünyada bizim gibi bir örnek olduğunu da zannetmiyorum. Yani içinde iki yüz, üç yüz genç ressamın sergi açma imkânı, memleketin önde gelen yüz galerisinden yetmişinin, sekseninin yer bulabileceği, yabancı ve Türk üniversitelerin gelip birbirleriyle işlerini karşılaştırabildikleri, başka ülkeden katılan grupların, inisiyatiflerin diğer ülke ressamlarıyla bir arada olabileceği  fuarlar yok.

İşte bu demin bahsettiğim Kunstvlaai diye bir fuar var Hollanda'da, sadece gençlere yönelik, o da devlet desteğiyle yapılıyor, bir enstitü gerçekleştiriyor onu. Onlar da fonları kullanarak yapıyorlar ve yurtdışından birtakım genç sanatçıları davet ediyorlar. Hollanda hükümeti buna çok fazla önem veriyor. Bizim böyle bir farkımız var dünyadaki diğer fuarlardan, bu da bence hoş bir şey, yani önemli bir şey yaptığını düşünüyorum Tüyap'ın ben bu konuda."

Hiçbir destek almadan, yalnızca kendi olanaklarınızla değil mi?

"Evet bizim hiçbir desteğimiz yok, ancak Tüyap'ın kendi imkânlarıyla, kendi bütçesinden ayırdıklarıyla yapıyoruz. Profesyonel galerilerden bile katılım payının yarısını taksit taksit alıyoruz, diğer yarısını da resim karşılığı olarak. Dolayısıyla Tüyap'a da küçük çapta bir koleksiyon oluşturuyoruz."

Ciddi bir koleksiyon oluşmuştur herhalde..

"Ciddi, ama epey ayıklanması gereken işler var, dönemler var, ama elimizde gerçekten iyi resimler de birikmeye başladı."

Sergiler bu yıl 25 bin metrekarelik bir alanda...

Bu sene fuar kaç salonda yapılacak, kaç metrekareye yayılacak?

"Geçen seneki büyüklükteyiz yine, ama daha konsantre tutmaya çalıştık. Geçen sene ‘of çok büyük, gezemedik' diyenler vardı ama, o kadar genişledikten sonra geriye dönmenin de gereği yok. Yine yedinci salonda profesyonel galericilerimiz var, yaklaşık yüz civarında. Sekizinci salonu dokuzuncuyla birleştirdik, aradaki duvarları da kaldırdık bu sene. Toplam 25 bin metrekarenin üzerinde bir alanda yer alacağız."

Bu arada, Türkiye'den bağımsız gruplar ve sanat inisiyatiflerinden söz etmedik...

"Fuarın vazgeçilmezi haline gelen bu gruplar ve inisiyatifler bu sene de önemli sergiler ve güncel sanatın farklı disiplinlerinden işlerle ARTİST 2010'un alternatif rengi olmaya devam ediyor. Meselâ ‘Koridooor Çağdaş Sanat Programları' ve ‘216 Sanatçıları' bu sene fuarda yer alacaklar arasındalar..."

Farklı sanat disiplinleri sergilenecek

Farklı sanat disiplinlerinden örnekler de yer alacak mı fuarda?

"Avrupa'nın önde gelen video-art inisiyatifi Lowave geliyor. Lowave, fuarda Resistance(s)/Direniş(ler) ve sanatçı Triny Prada'nın işleriyle yer alacak. Resistance(s)/Direniş(ler) inisiyatifin Ortadoğu ve Kuzey Afrika deneysel film ve video çalışması koleksiyonunun üçüncü bölümü. Farklı kültürel geçmişlerden ve eğitim alanlarından gelen dokuz sanatçının yer aldığı bu samimi, şiirsel ve belgesel çalışmalar, bölgenin karmaşıklığına, canlılığına ve yaratıcı enerjilerin varlığına tanıklık ediyor.

Kolombiya'da doğan ve Paris'te yaşayan Triny Prada ise eleştirel çalışmalarında yaşamın kırılganlığını, açlık ve yoksulluk gibi küresel toplum konularını ele alıyor."

Söz yabancı konuklardan açılmışken sanıyorum Hollanda ağırlıklı bir fuar olacak...

"Örneğin Hollandalı bir ressamı davet ettik Willem van Veldhuizen. Çok gelmek istiyordu. Konuya çok meraklanmış, İstanbul'u hiç görmemiş. Dünyanın her yerinde müzelere gidip buralardan kente bakıp kentle müze arasındaki ilişkiyi, hem mimari hem tarihsel dokuyu inceleyip foto-gerçekçi resimler yapan bir sanatçı. Yurtdışında da ünlü. Epey takip ettik, resimleri müzayedelerde çok ciddi rakamlara satılıyor. Üç-beş gün onu ağırladık İstanbul'da. Bütün ezbere bildiği, Ortadoğu ya da oryantal İstanbul kafasında çöktü. Şok vaziyette, ben böyle olduğunu bilseydim çoktan gelirdim, diyerek ülkesine döndü. Dünyada gezmediği yer kalmamış gibi bir şey, ama buradan çok etkilendi ve büyük bir resim yapıyor. Sanırım bugünlerde bitirmiş olması lâzım. İstanbul'la ilgili bu resim, yine İstanbul'dan etkilendiği birtakım desenleri ve eski işlerinden de bir-iki örnekle bu fuarda yer alacak."