”Baykal, Ergenekon'un biz milletin avukatlığını yapıyoruz”

Erdoğan, partisince Trabzon'un Atatürk Alanı'nda düzenlenen mitingde Deniz Baykal'ı Ergenekon'un Avukatlığını yapmakla suçladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TRABZON - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan, "Ya benim ne işim var padişahlıkla. Padişahlık devri kapandı. Böyle bir derdim yok. Kendisi yıllardır her seçimi kaybediyor, hem de saltanat kayığından inmiyor" dedi.

Erdoğan, partisince Trabzon'un Atatürk Alanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, partisi hakkında "yüzde 52 kriteri" koyduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Ya sana ne bizim yüzde 52'mizden. Sen ne alacaksın onu söyle. Ben diyorum ki 'eğer AK Parti birinci parti olmazsa, ben siyasette yokum.' Diyorum ki 'Baykal sen birinci parti olamazsan siyaseti bırakmaya var mısın? Sayın Bahçeli, sen birinci parti olamazsan var mısın?', ama onlarda cevap yok. Sandalyeye bir yapıştılar, pir yapıştılar. Sandalye onları atmak istiyor, bunlar sandalyeyi atmak istemiyor. Değerli kardeşim, barajın altında kalıyorlar, yine yok. 29 Mart bunun güzel cevaplarından bir tanesi olacak."

"Dürüstçe konuşmuyorlar, diyorlar ki Türkiye'nin borcu çoğaldı" diyerek sözlerini sürdüren Erdoğan, " Biz göreve geldiğimizde gayri safi yurt içi hasılasının 100 lirasının 64 lirası borçtu. Şimdi ne oldu; 100 liranın 25 lirası borç. Doğru konuş, ama bunlar doğru konuşmaya alışmamış. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, bununki yatsıyı bulmayacak. Çünkü bu akşamın yatsısı değil, yatsısı 29 Mart'ta. 29 Martta göreceksin onu. Şimdiden söyleyeyim" diye konuştu.

Erdoğan, iktidarı devraldıkları MHP-DSP-ANAP koalisyonu dönemindeki enflasyon rakamları ile şimdi enflasyon rakamlarını karşılaştırarak, "Bunu yaptık. Bunlar sürekli karşılıksız para basıyorlardı, ama şimdi karşılıksız para basmak yok, o devir kapandı. Çünkü o hırsızlıktı. Bu hırsızlığı AK Parti iktidarı yapamaz, ama bizden öncekiler yaptılar" dedi.

"Benim ne işim var padişahlıkla"

Başbakan Erdoğan, meydanlara çıkıp kendisini "padişahlıkla, saltanatla suçladıklarını" ifade ederek, "Ya benim ne işim var padişahlıkla. Padişahlık devri kapandı. Böyle bir derdim yok. Kendisi yıllardır her seçimi kaybediyor hem de saltanat kayığından inmiyor. Değerli kardeşim, saltanatını bir türlü bırakamıyor" diye konuştu.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Trabzonlu hemşehrilerimin bir lafı var; Sayın Baykal nereye giderse oranın horonunu oynar. Burada da bunu yapıyor. Geçen Giresun'a gitti, orada da bir şeyler yaptı. Dedi ki 'Hükümet fındıktan 3 katrilyon görev zararıyla ne yapmak istiyor, Hazine'yi ne hale getirdi'. Bakın biz bir defa fındıkta 3 katrilyon görev zararı ödemedik. Böyle bir şey yok. Biz göreve geldiğimizde 6,5 yıl önce yaklaşık 2 katrilyonluk FİSKOBİRLİK'in borcunu sildik, ama bizim ondan sonra TMO'yu FİSKOBİRLİK'in sıkıntıları nedeniyle tuttuk, TMO'yu devreye soktuk, halkımızın talepleri sebebiyle. Çünkü piyasada vatandaşımın elinden bu fındık alınıyordu. Onun için TMO'yu devre soktuk. TMO devrede. 2,5-3 liraya fındık alıyor. Böyle mi kalsaydı. Şimdi biz 5 liraya alıyoruz böyle mi kalsın? Ben halkıma 5 lira verince ben kötü oluyorum, Sayın Baykal bunu söylerken iyi oluyor. Böyle bir mantık var mı? Anlamak mümkün değil. Az fiyat verirsin kalkar Baykal der ki 'az fiyat verdi'. Yüksek veririz o zaman da der ki 'bak görev zararı'. Diyorum ya, dalgaya göre kürek. Bunun siyaset mantığı bu. Trabzon'un bir lafı daha var, 'oy Kadırga Kadırga cuma gelmedi mi. Senin bu yalanların daha tükenmedi mi'. Öyle mi? Bunlar ne zaman tükenecek? 29 Mart, bak çok önemli."

"Yalan yanlış haber yapan gazeteleri almayın"

"Deniz Baykal'ın bir yandaş medyası, CHP'nin yandaş medyası olduğunu" söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şahsıma, aileme, partime yönelik asılsız iddialar yayınlıyorlar. Sayın Baykal ile el ele verdiler, iş birliği, gönül birliği yaptılar. Yalan yanlış haber yapan bu gazeteleri almayın. Ben sivil inisiyatifle hareket ediyorum. Siyasi partinin lideriyim, yalan yanlış haber yapan bu medyanın gazetelerini almayın, okumayın, para vermeyin bunlara. İnanın yanlışa gidiyoruz. Felaket tellallığı yapıyorlar. İşte bak ortaya çıkan şeyler, Baykal kimin avukatlığını yapıyor. Onların, Ergenekon'un avukatlığını yapıyor. 'Ben onların avukatıyım' diyor. Ben de milletimin avukatlığını yapıyorum. Aramızdaki fark bu. Eğer ezilmişlerin mazlumların avukatlığını yapabiliyorsam bana ne mutlu.

Yeni bir strateji belirlediler. Miting miting dolaşıp kusur arıyorlar. Bir bakanımın elini bir  vatandaşımız sıkmamış, flaş haber. Bir öğrenci, bir bakanımdan öğretmen istemiş. Okuldaki öğretmenleri de öğrenciyi azarlamış, flaş haber. Mitingde bir vatandaş pankart açmak istemiş flaş haber.

Dün bir ilçemizde şiir okudum. Hiç alakası olmayan yere çektiler. Diyorlar ki 'Mahsuni Şerif, Elbistanlı değil Afşinlidir.' Halbuki doğduğu belde, Elbistan'a bağlıydı, sonradan Afşin'e bağlandı. Daha önce Elbistan'a bağlıydı. Onu araştırmıyorlar. Diyorlar ki böyle, böyle. Ya Elbistanlı olsa ne olur Afşinli olsa ne olur. Mahsuni Şerif mi, Mahsuni Şerif, bitti."

"Köşe yazarları hakaret yağdırıyor"

Erdoğan, "köşe yazarlarının hakaret yağdırdığını, maaşlı memur oldukları için böyle yapmalarının normal olduğunu" savunarak, şunları söyledi:

"Ne kadar para alıyorsanız o kadar küfür ediyorsunuz, hakaret ediyorsunuz. Yaptığınız bu. Söylediklerimizden, konuştuklarımızdan tek satır yok. Nerede olumsuzluk yakalıyor, onu veriyorsunuz. O kadar hayırlı işleri var, bir gün de ondan bahset. 133 bin derslik yaptık, ondan bahsedin. Vatandaş istediği hastaneye gidiyor. Fakir, zengin ayırt etmeden herkes sırası üzerinde kitabını buluyor. Vatandaş ilacı kuyrukta beklemeden alıyor. 'Yolu olmayan köy kalmayacak' dedik, bunları yapıyoruz. Bunlardan bahsedin. Bir tane bulsun yeter, bir okulda bir şey bulsun yeter, ama benim halkım her şeyi biliyor."

Dimdik ayaktayız

 

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Hiç merak etmeyin, evelallah bu can bu tende oldukça biz dimdik ayaktayız" dedi.

Erdoğan, partisince Trabzon Atatürk Alanı'nda düzenlenen mitingde, küresel krizin ABD'de başladığını, Avrupa'ya geldiğini belirterek, "Ama biz karamsar değiliz. Biz Türkiye'yi gayet iyi yönetiyoruz. Onlar yeni yeni şeyler bulup konuşuyorlar. Ne konuşurlarsa konuşsunlar, biz yönetiyoruz" diye konuştu.

Eksiklikleri olabileceğini ifade eden Erdoğan, "Bu eksikleri görenler varsa, bakanlarım kendileriyle görüşüyor veya gelsinler lütfen bakanlarımla görüşsünler. Bu memlekette onların da derdi varsa, derdi olan bakanımla görüşsün. Önerisi varsa önerisini versin. Hiç merak etmeyin, evelallah bu can bu tende oldukça biz dimdik ayaktayız, hiç merak etmeyin, ama ben de sizden Trabzon'da belediyeyi istiyorum. İlçeleriyle, beldeleriyle istiyorum ha. Onun için durmak yok" dedi.

Trabzon'daki mitinginin 37. mitingi olduğunu anımsatan Erdoğan, "Buradan ayrıldıktan sonra öyle eve gidip yatmak yok. Trabzon 37. miting. Onlar nerede? Biz gidiyoruz onlar 'geliyi arkadan yali yali.' Onun için son kararı sizler vereceksiniz" şeklinde konuştu.

Felaket tellalığı yapıyorlar

Başbakan Erdoğan, dünya krizi yaşarken ABD'de, Japonya'da dev bankaların çöktüğünü, finans kuruluşları ile sigorta şirketlerinin battığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Elbette bu krizin de Türkiye'ye etkisi olacak, ama hamdolsun Türkiye'de batan bir tane banka var mı? Bu önemli bir ölçü, bir tane banka batmadı. Ancak Türkiye'nin bir farkı daha var. Çok köklü reformlar yaptık. Kriz başlamadan, o işi yaptık. Türkiye her türlü şoka hamdolsun dayanabilir bir noktaya geldi. Şimdi yeni hesap yapıyorlar. Bu yıl sonlarına doğru başlayabilir, 2010'da başlayabilir, şimdi de bunu konuşuyorlar. Şimdiden karamsarlık pompalıyorlar. Felaket tellallığı yapıyorlar."

"Felaket tellallığı yapan medya grubuna özellikle seslendiğini" dile getiren Erdoğan, "Ne yazarsan yaz, benim borsada param yok, sen batacaksın sen. Benim orada param yok, ama senin var. Sen böyle yazdıkça bu iş geri gider. Sen felaket tellallığını yaptıkça daha geri gider. Biz buna rağmen mücadelemizi vereceğiz. Çünkü istiyoruz ki senin yanında, kurunun yanında yaşlar yanmasın. Onun için mücadelemizi vereceğiz" dedi.

Türkiye'ye gelen yetkililerin, liderlerin, bakanların "sağlam duruşlarını takdir ettiğini" söyleyen Erdoğan, "Ama bizdeki bu siyasetçiler, medyamız bunu hazmedemiyor. İhracat düşsün de AK Parti kaybetsin. İşsizlik artsın da AK Parti kaybetsin. Bu kadar kaygısız, bu kadar bu noktada tutarsızlık olur mu? Ama ne yaparsa yapsınlar biz yolumuza emin adımlarla devam edeceğiz" diye konuştu.