BDDK bankaları uyardı: Çapraz kura dikkat

BDDK, çapraz kurlardaki gelişmeleri dikkate alan para birimi bazında yabancı para pozisyon yönetimi yapılması konusunda bankaları uyardı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumuna (BDDK), sadece toplam yabancı para pozisyonun dengelenmesi değil, çapraz kurlardaki gelişmeleri de dikkate alan para birimi bazında yabancı para pozisyon yönetimi yapılması konusunda bankaları uyardı.

BDDK, Türk bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonunda meydana gelen gelişmeler, kur kaynaklı riskler ve sektörün türev işlemlerinin incelendiği Türk Bankacılık Sektörü Kur Riski Değerlendirme Raporu'nu yayımladı.

Kurul, küresel kriz sonrası oluşan istikrarsız ortamın, Avrupa'da baş gösteren borç krizi ile bir süre daha devam edeceği göz önünde bulundurularak, sadece toplam yabancı para pozisyonun dengelenmesi değil, çapraz kurlardaki gelişmeleri de dikkate alan para birimi bazında yabancı para pozisyon yönetimi yapılması konusunda bankaları uyardı.

Rapora göre, banka ve grup bazında farklılaşabilmekle birlikte, genel olarak sektör, piyasalarda dalgalanmaların yaşandığı, istikrarın azaldığı veya volatilitenin (dolayısıyla risklerin) arttığı dönemlerde bilanço içi pozisyonunu azaltma eğiliminde oluyor.

Eylül ayı itibariyle inceleme döneminde, yabancı para net genel pozisyonu ile ilgili yasal sınırlara uyum konusunda sektörde herhangi bir olumsuzluk gözlenmediği kaydedilen raporda, bankaların kur riski konusunda farkındalık düzeyinin yüksek, doğrudan maruz kaldıkları risklerin ise makul seviyede olduğunun görüldüğü belirtildi.

Türk bankacılık sektörünün kur riski konusunda yapılan genel değerlendirmelere göre, bilanço dışı türev işlemler ile bilanço içi pozisyonun dengelenmesi, yabancı para net genel pozisyonunu ve dolayısıyla kur riskini sınırlandırıyor.

Dövize endeksli varlıklar 16,2 milyar dolara ulaştı

Eylül ayı itibariyle Yabancı Para (YP) Pozisyon hesabında YP olarak dikkate alınan dövize endeksli varlıklar 16,2 milyar dolara ulaşırken, dövize endeksli yükümlülükler çok düşük tutarlarda bulunuyordu. Sektörün kullandırmış olduğu dövize endeksli krediler 15,4 milyar dolar, YP krediler ise 84,9 milyar dolar düzeyinde.

Sektörün YP kredileri, 30,8 milyar doları off-shore şubelerden olmak üzere toplam 32,3 milyar doları, yurtdışı şubeler aracılığı ile kullandırıldı.

Rapora göre, kambiyo mevzuatında yapılan değişiklik sonucunda, bankaların reel sektöre yurtdışından YP kredi kullandırımı azalarak, yurtiçine kaydı. Bu kapsamda önceki yılın aynı dönemine göre yurt dışı şubelerden kullandırılan YP kredilerin toplamda 7,3 milyar dolarlık (yüzde 18,4) bir azalma ile Eylül 2010 itibarıyla 32,3 milyar dolara geriledi. Yurt içi şubelerden kullandırılan YP krediler ise 24,7 milyar dolar (yüzde 88,7) artarak 52,6 milyar dolar seviyesine yükseldi.

Kullandırılan kredi 36,6 milyar dolar

Türkiye'de kurulu bankaların yurtdışı şubelerinden ve konsolidasyona tabi yurtdışı ortaklıklarından, Hazine Müsteşarlığı haricindeki Türkiye'de yerleşik banka dışı kesime kullandırılan kredi tutarı, 36,6 milyar dolara geriledi.

Rapora göre, sektör, türev işlemlerden Mart-Haziran 2009 dönemi hariç genelde zarar etti, Mart-Mayıs 2009 dönemi hariç diğer dönemlerde de genelde kambiyo karı elde etti.  2010 yılı basından itibaren türev işlemlerden kaynaklanan zarar tutarı hızla artarken, buna karşılık bilanço içinde kambiyo karları da artarak net zarar tutarını dengeledi. Türev işlemlerden kaynaklanan zarar tutarındaki artışın kambiyo karlarındaki artıştan fazla olması, net zarar tutarının da 2010 yılının ikinci çeyreğinden itibaren artış trendine girmesine neden oldu.

Kısa vadede faiz artışı, karlılığı olumsuz etkileyecek

Raporda, sektörün en fazla TL faiz oranlarına, YP'de ise USD para birimine duyarlı olduğu belirtilirken, kısa vadede (1 aya kadar vade) faizlerin yükselmesinin, karlılığı olumsuz şekilde etkileyeceğine dikkat çekildi.

Sektörün yabancı para net genel pozisyonunun düşük seviyelerde seyretmesi ve kurlardaki volatilitenin kriz sürecindeki düzeyine göre nispeten azalmış olması, sektörün kur riskinden çok, faiz riskine duyarlı olduğunu gösterdiği vurgulandı.

BDDK, ''küresel kriz sonrası oluşan istikrarsız ortamın, Avrupa'da baş gösteren borç krizi ile bir süre daha devam edeceği göz önünde bulundurularak, sadece toplam yabancı para pozisyonun dengelenmesi değil, çapraz kurlardaki gelişmeleri de dikkate alan para birimi bazında yabancı para pozisyon yönetimi yapılması gerektiği'' konusunda bankaları uyardı.

Rapora göre, Türk bankacılık sektöründe gerçekleştirilen türev işlem hacminin Eylül ayı itibarıyla yüzde 57,8'ini özel, yüzde 35,7'sini yabancı bankalar gerçekleştirdi. Eylül sonu itibarıyla, sektörde gerçekleştirilen türev sözleşmelerin, yüzde 59,6'sını swap, yüzde 25,2'sini opsiyon ve yüzde 13,2'sinin ise forward sözleşmeleri oluşturdu.

Türev işlemlerin yüzde 75,3'ünün konusu para, yüzde 22,3'ünün konusu ise faiz oldu. Toplam türev sözleşmelerin yüzde 70,8'inin karşı tarafının on-shore bankalar, yüzde 16,5'inin ise on-shore tüzel kişiler yer aldı.

Türev sözleşmelerin yüzde 47,4'ü İngiltere, yüzde 25,8'i Türkiye ve yüzde 5,5'i ise ABD'de yerleşikler ile yapıldı.

Bankaların kendi risk gruplarına dahil kişi ve kuruluşlar ile gerçekleştirdikleri türev işlemlerin toplam içindeki payı, yüzde 13,8 oldu. Yabancı bankalar, yüzde 29 oranı ile kendi risk grubuyla en fazla türev islem yapan banka grubu oldu.

Bu konularda ilginizi çekebilir