Beyaz bayraklı istasyonlara tepki

Akaryakıt Piyasası Kanun Taslağı’nda yer alan beyaz bayraklı istasyon uygulaması ve bayilik lisanslarının yerel yönetimlerce verilmesinin sağlanması gibi maddeler dağıtım firmalarının tepkisini çekiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MELİH KOCAGİL

İSTANBUL - Akaryakıt Piyasası Kanun Taslağı ile ilgili çalışmalar son aşamaya geldi. Yakın bir zamanda Meclis'te görüşülmeye başlanacak olan tasarıda beyaz bayraklı istasyon uygulaması, mesafe tahdidinin aynı güzergahta değil, yarı çapta aranması ve bayilik lisanslarının yerel yönetimlerce verilmesinin sağlanması gibi maddeler dağıtım firmalarının tepkisini çekiyor. Bu maddelerle ilgili çekincelerini yetkililere aktardıklarını dile getiren Türkiye Akaryakıt Bayileri Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Başkanı Ferruh Temel Zülfikar, “Bir yerle anlaşmamış ‘no name’ beyaz bayraklı istasyonlara karşıyız. Türkiye buna hazır değil” diye konuştu. Zülfikar, “Bu istasyonlar beyaz renktedir. O gün nereden mal aldıysa onu satar. Şimdi bu taslakta onlara ithalat izni de veriyorlar. Kaçak cenneti olmuş bir ülkede kaçakçılık yuvalarını artırmanın bir anlamı yok” ifadelerini kullandı. 

“Mesafe tahdidinin yarı çapının 1 km olmasında ısrarcıyız” diyen Zülfikar,” Türkiye’deki pazar şartları ve oluşan pazara göre, 13 bine yakın istasyon çok fazla. Bu mesafe tahdidini kaldırmak ya da 1 km çaptan geri adım atmak istasyon açılma şartlarını kolaylaştıracağı için sektörde sıkıntı yaratacaktır. Yurtdışındaki uygulamalarda mesafe şartı yok gözüküyor ancak orada fizibilite sonuçları ve sivil otoriteler var. Market açarken bile mutlaka sorulur nüfus yoğunluğuna göre bakılır eğer eksiklik var ise oraya yönlendirilir. Yoksa müsaade edilmez” diye konuştu.

“Sınırlarımızın durumu ortada” 

“Avrupa’daki şartları Türkiye’de de istiyorsak fizibilite otorite kuruluşlarını kurmamız gerekiyor” ifadelerini kullanan Zülfikar sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa’da beyaz bayraklı istasyonlar var ancak Almanya’daki istasyona kaçak akaryakıt nereden gelecek? Fransa’dan, İngitere’den gelme ihtimali sıfır. Türkiye petrol denizine yakın bir coğrafyada yer alıyor. Güney sınırımızdaki ülkelerin durumu ortada, yeterince denetleme yok. Kaçak akaryakıtın tanımı yapılırken sadece bir markere endeksleniyor. Bunun içinde yeterince marker yoksa bu kaçaktır deniliyor. Kaçağın tanımını sadece markere endekslememek gerekir. Marker kendini tam anlamıyla ispat etmiş bir ürün değil. Ama faydası var.” 

“Dağıtım şirketleri başıboş bırakılmamalı” 

Akaryakıt Ana Dağıtım Şirketleri Derneği (ADER) Yönetim Kurulu Üyesi Neşat Akil Neşat Bohça, “Beyaz bayraklı istasyon ve akaryakıtı istediğin yerden al uygulaması bunca zaman kurulan düzeni ve denetimi dışarı çıkaracak bir uygulama” diye konuştu. Beyaz bayraklı istasyon uygulamasının sektörü geriye götüreceğini dile getiren Bohça, “Biz dağıtım şirketlerinin başıboş bırakılmasını istemiyoruz. 750 bin TL’ye akaryakıt istasyonu kurulurken 200 bin TL’ye dağıtım şirketi kurulamasın. 15-20 bin dolar teminat istenmeli. Bir dağıtım şirketi kurulurken korkulmalı” şeklinde konuştu. 

Bohça sözlerine şöyle devam etti: “Türkiye’nin dört bir yanında sahip çıkamayacağınız istasyonları beyaz bayrak altında faaliyetine izin verirseniz o kadar çok açık ticaret yapacak dağıtım firması çıkar ki altından kalkamazsınız. Bayiilik lisanslarının yerel yönetimlere verilmesi konusu da çok sakıncalı.”

“Haksız rekabete yol açacak” 

Kadoil Genel Müdür Yardımcısı Çağdaş Demirağ bağımsız bayilik–beyaz bayrağın sektörde geriye dönüş anlamına geldiğini söyledi. Demirağ şu bilgileri verdi: “Bu uygulanırsa, denetim ve sorumluluk açısından açıklıklar oluşacak ve aynı zamanda haksız rekabete yol açacaktır. Bağımsız bayilik ile kaçakçılığın üzerinde kurulmuş baskı kalkar ve denetimlerde boşluk yaratılır. Devletin karşısında sermaye yapısı ile sorumlu dağıtım şirketi yerine kiralık istasyonlar– bayiler çıkacaktır.” Demirağ, ayrıca kesilecek olası cezaların tahsili zor olacağı için kaçak akaryakıt satışını planlayanlara imkan tanınacağını da vurguladı. Demirağ, denetimlerin ve lisansların yerel yönetimlere geçişi düzenlemesi ile ilgili ise “Özellikle Anadolu ilçelerinde, küçük yerlerde yerel yöneticiler ile istasyon sahipleri yakın- akrabalık ilişkileri içerisinde. Denetim ve lisansın yerel yönetimlere aktarılması denetimin suistimaline yol açma riski doğuracak ” diye konuştu.