Bilecik sanayi lojistik köyü bekliyor

Garanti Anadolu Sohbetleri’nin yeni durağı Bilecik oldu. DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman Saffet Arolat'ın yönettiği toplantıda kentin doğaltaş, seramik ve çimento sektörlerindeki potansiyeli ele alındı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

K.Umut ÜNAL/Tuncay ÇANKAYA

BİLECİK - Eskişehir ve Kütahya'nın da içinde yer aldığı iş kümesiyle seramik sektöründe hedef  büyüten Bilecik, TCDD'nin Bozüyük'te kurmayı planladığı lojistik köyle doğaltaş, seramik ve çimento sektörlerinde gelişimine ivme kazandırmak istiyor.

Garanti Bankası'nın DÜNYA Gazetesi işbirliği ile düzenlediği Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 73'üncü durağı Bilecik oldu. DÜNYA Gazetesi Başyazarı Osman Saffet Arolat'ın moderatörlüğünde Bilecik Üniversitesi Rektörlüğü Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen toplantıda söz alan iş çevreleri, 7'nci OSB'nin kuruluş çalışmalarına başlanan Bilecik'in büyümesinde artık finans merkezi haline gelen İstanbul’dan gelecek yeni yatırımların da önemi olacağını ifade etti. Lojistik köy projesinin daha geniş ölçekli olarak bir an önce inşa edilmesine ihtiyaç olduğunu belirten iş çevreleri, Gemlik ve Bursa demiryolu bağlantı projesinin de bu kapsamda hızlandırılmasını istiyor.

Yeni teşvik yasası kapsamında birinci bölge kapsamında yer alan Bilecik'in yanı başındaki 3'üncü bölge kentleriyle özellikle seramik ve mermer sektörlerinde haksız rekabet yaşadığını vurgulayan iş çevreleri, sektörel teşvik istiyor. İş çevrelerinin bir başka talebi ise TMSF’ye devredilen Bozüyük'teki Toprak Grubu işletmelerinin acilen tam kapasiteyle faaliyete geçmesi ve bu işletmelere tedarik hizmeti sağlayan bölge işadamlarının alacaklarının ödenmesi.

Özünlü: 6 OSB ile beklediğimiz gelişmeyi biraz sağlamış olduk

Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ahmet Özünlü: İlimizde ilk sanayileşme hareketi 1965 yılında  Bozüyük Sümerbank AŞ ile gerçekleşti. Arazisinin dağlık olması ilde sanayi birikiminin oluşmasını engelledi ve sanayi hareketi çok hızlı gelişmedi. 1973 yılında kalkınmada öncelikli yöre kapsamına alınınca birden bire 90 sanayi tesisine kavuştuk. Ancak bu hızlı gelişme, verilen kredilerin herhalde denetimsizliğinden merkezimizde ilk anda oluşmadı ve çevre illere kaydı. 80’li yıllardan sonra kurulan 6 OSB ile beklediğimiz gelişmeyi biraz sağladık. İlk mezunlarını bu yıl veren üniversitemizin kuruluşuyla da sanayi-üniversite işbirliğinin önünün açıldı.

Seramik hammaddelerine sahip olan Bilecik’te, genellikle seramik, yer ve duvar karosu, mermer ve granit tesisleri var. Bilecik bej mermerleri dünyaca tanınıyor. Seramik ihracatının yüzde 56’sını ilimizdeki dünya markası olmuş işletmeler gerçekleştiriyor.Toplam 1 milyar 500 milyon dolar civarında ihracatımız var. 7'nci OSB’nin de çalışmalarına başlandı ve artık finans merkezi haline gelen İstanbul’dan gelecek yatırımlara açık olduğumuzu belirtmekte fayda görüyorum.

Esel: TCDD, lojistik merkezi acilen hayata geçirilmeli

Bozüyük Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Habib Esel : Bozüyük 1970’li yılların ortalarında devlet tarafından çıkarılan özel teşvikler sayesinde bölge dışından gelen yatırımlara ev sahipliği yapmaya başladı. Yaklaşık 50 sanayi kuruluşu faaliyette.  İlçemizde geniş bir üretim yelpazesi var fakat ağırlıklı olarak seramik, karo, vitrifiye üretilerek dünyanın dört bir yanına ihraç ediliyor. 2010 yılı sonu itibariyle  30 firmanın toplam ihracatı 500 milyon dolar. Bin 461 kayıtlı firmamızda, 14 bin 326 kişi çalışıyor. 5 milyon 250 bin metrekarelik bir alanda kurulu OSB’mizin altyapı ihtiyaçları tamamlandı ve yatırımcılara tahsis ediliyor. TOBB’a sunulmak üzere bir rapor düzenledik.

Bölgemize ait 5 sorun ve 5 çözüm önerisi geliştirdik. Şehir içindeki konteyner hattının bir an önce şehir dışına alınması, TCDD'nin projelendirilip bütçesini yıllar öncesinden ayırdığı lojistik merkezinin acilen hayata geçirilmesini talep ediyoruz. İlçemizdeki Toprak Grubu işletmeleri TMSF’ye devredildi. Bunların acilen tam kapasiteyle faaliyete geçmesini ve bu işletmelere tedarik hizmeti sağlayan odamız üyelerinin yıllardır tahsil edilemeyen  alacaklarının bir an önce ödenmesini istiyoruz.

İlçemizde  Bilecik Üniversitesi’ne bağlı fakülte açılması ve üniversiteye tahsis edilen arazinin amaca hizmeti için gerekli girişimler yapılmalı. Yeni teşvik yasasıyla  bölgemiz birinci derece iller arasında yer aldı. Hemen yanı başımızdaki illerin üçüncü derecede yer almaları, özellikle seramik ve mermer sektöründe haksız rekabet  yaratıyor. Bölgemiz sektörel teşvikler kapsamına alınmalı. Kamu ihalelerini kazanan firmalarımız sonrasında birçok belge talebiyle karşı karşıya. e-devlet kapsamında bu bilgi akışının sağlanmasını, gereksiz bürokrasinin önlenmesini talep ediyoruz.

Yıldıztekin: Gemlik ve Bursa demiryolu bağlantı projesi hızlansın

Lojistik Yönetim Danışmanı Atilla Yıldıztekin: Lojistik artık İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerden Anadolu’daki küçük şehirlere hatta kasabalara yayılmalı. TCDD'nin, Bozüyük dahil, Türkiye’nin her noktasında yüklerin birleştirilebileceği, ıntermodal aktarma istasyonları kurma hedefi var. Ancak mevcut yapısıyla lojistiğe ve sanayiye pek katkıda olmaz. Ek bazı işlemler yapılmalı. Lojistik sektörünün gelişmesi sadece firmaların depolarının birleşmesiyle olmaz. Eğitim desteğiyle lojistik eleman ihtiyacı karşılanmalı, tüm bölge lojistiği tek merkezde toparlanmalı, TCDD’nin yapmayı planladığı merkezin ölçeklerinin biraz daha büyütülmesi, daha farklı hizmetlerin de verilmesi gerekiyor. Kümelenme çalışmaları da lojistiğe çok büyük destek olacak.. Bilecik’teki merkez  132 dönümlük bir arazi üzerine planlanmış. Bu büyüklük sadece TCDD’nin kendi ihtiyaçlarını karşılayabilir. Bu arazinin 300 dönüme çıkarılıp içine depolar, antrepolar, TIR parklarının, konteyner stok alanlarının ve sosyal tesislerinin yapılarak bütün lojistiğin aynı bölgede toparlanması gerekiyor.

Aynı şekilde TCDD sadece 1,9 milyon tonluk bir yükü demiryolu olarak planlamış ama buranın bir lojistik köy olmasıyla beraber, karayolunun desteğiyle bu yük potansiyelinin en az iki katına çıkacağını öngörüyoruz. TCDD’nin Gemlik ve Bursa demiryolu bağlantı projesi öne alınıp hızlandırılmalı ve bölgeyi limana demiryoluyla bağlayan bir altyapı hızla ortaya çıkmalı. Bu çalışmalar bir lojistik köy yapısıyla birleştirilmeli. Demiryolunun, lojistik köylerdeki depolara arkadan yanaşması şart.

Bu, maliyetleri düşürüp işi hızlandırır. Trafik sorunu, şehrin biraz dışında kalacak lojistik merkezlerle önlenecek. TIR parkı için ortak tesisler kullanılacak. Farklı bölgelere giden ya da gelen yükler aynı merkezde birleşecek. Kamyon taşımacılığı yavaşça TIR taşımacılığına dönüşecek. Bölgeye giren çıkan araç sayısı kayıt altına alınarak daha rahat planlama yapılacak. Üreticilere mal ve ihracatta destek sağlanacak. Bölge insanlarına yeni iş olanakları yaratılacak. Bütün bunlar bölgeyi, yatırımcılar için cazibe merkezi haline getirecek.

Akbulak: Türkiye’nin en büyük işlenmiş granit üretimi Bilecik’te

Silkar Madencilik Yönetim Kurulu Başkanı Erdoğan Akbulak: Bilecik’te de faal olarak 55 ocak ve 34 fabrika çalışıyor. Kentin yıllık 250 bin metreküp blok ve 7,5 milyon metrekare işlenmiş ürün imal ediyor. Buradan yaklaşık 80 ülkeye, yılda ortalama 50-60 milyon dolarlık ihracat var. Türkiye’nin en büyük işlenmiş granit üretimi Bilecik’te yapılıyor. Çin’in çok büyük bir hammadde alıcısı olması ve Türkiye’deki üretimin hammadde ihracatına kayması işlenmiş ürün birim fiyatlarının düşmesine neden oldu. Türkiye, dünyada sektörün önemli bir aktörü, Bilecik’in de bu potansiyeli var. Seramiğin yanı sıra madenlerimiz var. Burada nasıl bir değer, fırsatlar yaratabiliriz? Uzman kadrolar için öncelikle sanayi üniversite işbirliğini geliştirmeliyiz. Herşeyde olduğu gibi doğaltaşta da marka yaratmalıyız. Bu, sektörün alışık olmadığı ve uzun soluklu bir iş. Türk doğaltaş sektörünü marka ve katma değer yaratan bir konuma getirebiliriz.

Tuncay: Bilecik'te 7'nci OSB'ye ihtiyacı var mı, iyi incelenmeli

Organize Sanayi Bölgeleri Derneği Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay: Türkiye’deki OSB’lerin yüzde 47’si ya altyapı aşamasında ya da boş. Bilecik’te 6 tane OSB var. Bilecik 1'inci OSB’de 44 parselde 42 yatırımcı var, 10 parsel boş. Bilecik 2'inci OSB'de 32 parselde 23 yatırımcı var, 4 parsel boş. Bozüyük’te 32 parselde 6 yatırımcı var. Söğüt’teki 4 parselde yatırımcı yok. Pazaryeri’nde 3 parselde 1 yatırımcı, Osmaneli OSB’de de 13 parselde yatırımcı yok. Türkiye bir OSB çöplüğü haline getirildi, Bilecik de bundan nasibini aldı. Valimiz Bilecik’e 7'nci i OSB’nin kurulmasından bahsetti, buna gerçekten ihtiyaç var mı iyi incelenmeli. Kıt kaynakların bu durumlardaki OSB’lerin kamulaştırma ve altyapılarına harcanmasını doğru bulmuyoruz. İki önemli kaynağınızdan biri mermer, diğeri toprak ve toprağa dayalı ürünler. Üçüncü ve önemli bir faktörde İstanbul sermayesinin Bilecik’e yatırım yapması.

Bilecik’in geleceği için bu sürecin devamlılığı sağlanmalı. Bu olmazsa sadece mermer, toprağa dayalı üretim ve tarımla ayakta kalınamaz. Bir şehrin üniversitesi, şehrin ana kaynaklarına yönelik üretim planlayamazsa, zaten o şehrin üç ayağından biri sakatlanır. OSB’lerin seçimindeki 4 ana faktör; demiryolu, karayolu, denizyolu ve havayolu. Bilecik için bu faktörlerden ikisi var; demiryolu ve karayolu.  Demiryolu taşımacılığı pahalı ve bu bedeller düşürülmeli. Hızlı demiryolları Bilecik’in cazibesini artırsa da üreticiler bununla hammadde getiremez, mal sevk edemez.

Karamercan: Artık katma değer artırıcı reformlara yönelmeliyiz

Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Dr. Erdal Karamercan: Türkiye artık ekonomisini iyi yönetebilen, dışsal şoklara daha dayanıklı bir ülke haline geldi. Yumuşak karnımız ise cari açık. Bunun temelinde yatan unsur Türkiye’nin yeterince rekabetçi olmaması ve katma değer yaratamaması. Artık katma değer artırıcı reformlara yönelmeliyiz. Bunu sağlayacak 2 yöntemden biri verimliliği artırmak, diğeri ise inovasyon ve Ar-Ge’dir. Markalaşma da katma değeri artırıcı bir süreç..

Daha kestirme bir yol da markayı satın almak. Türkiye’nin bu şekilde katma değer yaratması için uzun bir yol alması gerekiyor. İnovasyon konusuna  daha çok önem verirsek; cari açığı ortadan kaldıracak, hatta işsizliği ve yatırımsızlığı giderecek bir tabloya kavuşuruz.  İnovasyona, yeniliğe açık bir toplumuz, yeter ki ortam oluşturulsun. Katma değeri artırmanın en kestirme yolu, rekabet öncesi işbirliği modeli olan kümelenme konusu da oldukça önemli.

Ozan: Türkiye seramik ihracatının % 50’si kümeden

Vitra Karo Genel Müdürü ve Eskişehir-Bilecik-Kütahya Seramik İş Kümesi Derneği Başkanı Zeki Şafak Ozan: Kümelenme Türkiye’nin kalkınmasında çok önemli bir rol oynayacak. Brezilya seramik kümelenmesi ile  sektörde dünyanın3 ülkesinden biri oldu. Hindistan'da 3 küme ve 2 milyon dolar bir bütçeyle başlayan kümelenme yolculuğu bin kümeye ulaştı. 120 milyon dolarlık bir bütçesi olan, 18 devlet kurumunun olduğu bir yapı, Hindistan'ı dünya ölçeğinde lider ülke adayı  yaptı. Türkiye’de ise 2005 yılında başlayan proje sonrası 10 sektör öne çıktı. En önemlisi de bölgemizdeki seramik sektörü. Seramik kaplama malzemelerinde dünya 9'uncusuyuz. Avrupa’da 3'üncü sıradayız. İhracatta  Avrupa’da 3'üncü, dünyada 4'üncüyüz.

Seramik sağlık gereçlerinde de Avrupa’nın hem en büyük üreticisi hem de ihracat birincisiyiz. Yol haritasıyla kendimize 9 öncelikli alan belirledik. Bunları, etkin yönetim ve koordinasyon birimi, iletişim, promosyon portali, seramik makinası üreticilerinin bölgede odaklanması, ortak satın alma, ortak deneme tesisi, uzman eğitimi, yardımcı malzeme üreticilerinin bölgede odaklanması, enerji verimliliğin artırılması ve çevre yaklaşım projeleri geliştirilmesi olarak sıralayabiliriz.Türkiye’nin toplam seramik ihracatının yaklaşık yüzde 50’si bölgedeki kümeden gerçekleştiriliyor. En önemli rakiplerimiz İtalya ve İspanya gibi ülkeler ekonomik sorunlar nedeniyle sektörde kan kaybediyor. Bu iki ülkenin yerini alabilecek en güçlü aday Türkiye.

Akat: Arz fazlası, talep yetersizliği sorunu sürecek

İstanbul Bİlgi Üniversitesi İİBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Asaf Savaş Akat: Dünya ekonomisinde sorunlar tam çözülmedi ve halı altına süpürüldü. Herkes çok üretiyor ama alıcı sorunu çözülmedi. Arz fazlası, talep yetersizliği sorunu sürecek. Dengesizliğin çözümü zaman alacak. Ekonomimiz iki yılda hızlı büyüme sürecine girdi. Enflasyon düşük, ekonomi canlı, büyüme hızlı iyi, kamu dengesi çok iyi, borç oranı fevkalade düşük. Türkiye yüksek faiz sorununu çözdü. Dış açık hızla büyüyünce bu sorunu nasıl çözeriz arayışı başladı. Sorunu çözmek için döviz fiyatını doğru koyacaksınız. Faizleri çok artırırsanız iki risk var; birincisi talep, ekonomi, büyüme duracak. İkincisi; dış açık büyüyünce kontrol edemeyeceğimiz bir kur hareketi oluşacak.

Bunların dışında kurları bırakacağız, yavaşça, intizamlı bir şekilde gidecek. 2010 Kasımından beri bu yolda gidiliyor. Kurun nereye gideceğini bilmiyoruz. Euro-dolar sepetinin bu yıl ortalamasını 2,05 TL’ye çıkarabiliriz. Bu da yıl sonunda doları 1,85 TL’ye getirir. Hükümetin elinde bunu kontrollü götürecek mühimmat var ama şapkadan tavşan çıkma ihtimaline karşı kesin konuşamıyoruz. Genel görünüş; büyümede yavaşlama, kurda hafif bir yukarı gidiş, enflasyonda küçük ama hissedilmeyecek bir kıpırdama, bu şekilde 1-1,5 yıllık bir geçiş dönemi.

Karadere: Bilecik Türkiye'nin önemli bir sanayi merkezi olma yolunda

Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere: 54 ilde düzenlediğimiz 72 toplantıda 23 bini aşkın KOBİ ile bir araya geldik. Bilecik, kısa sürede ciddi bir atılım gerçekleştirerek, Türkiye'nin önemli bir üretim ve sanayi merkezi olma yolunda ilerledi. Kent, üretim ölçeğini bir adım ileri almanın eşiğinde duruyor. yakın bir gelecekte, dünya çapında bir merkez olma potansiyelini taşıyor.  Bilecik, geç kalmadan yeniden yapılanmasını tamamlayıp kısa sürede bunu gerçekleştirebilir. Şehrin coğrafi konumu, yapılanma sürecini hızlandıracak en önemli avantajı. Bilecik, her şeyden önce Türkiye'nin dört bölgesini birleştiren önemli bir kavşak noktasında.

Kurulacak lojistik köy, yatırımları artıracak ve bölgenin sanayileşme sürecini hızlandıracak. Ciddi hammadde kaynağı ve bilgi birikimiyle, özellikle doğaltaş, seramik ve çimento sektörlerinde çarpıcı bir atılım yapabilir. Önümüzdeki günlerde şehrin ve bölgenin hızla geliştiğine şahit olabiliriz. Yeter ki; Bilecik, elindeki bu değeri, ili bütünüyle kapsayan stratejik bir plan doğrultusunda somut projelere dönüştürebilsin. Seramik sektöründe gerçekleştirilen kolektif kümelenmeleri geliştirerek diğer sektörlerdeki dayanışmayı güçlendirsin.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir