BM'de reform talepleri artıyor
72. BM Genel Kurulu'nda, BBM'de reform yapılmasına yönelik talepler ön plana çıktı. Buna göre, bazı liderler BMGK'nin yapısında değişiklik isterken bazı liderler ise yönetim ve bütçe konusunda değişiklik yapılmasını talep ediyor.
Uluslararası toplumu bir araya getiren en büyük platform olan 193 üyeli Birleşmiş Milletlerin (BM) yapısında reform yapılması talepleri giderek artıyor. BM Genel Kurulu genel görüşmelerinin 72. dönem oturumlarına katılan dünya liderleri, 1945'te kurulan BM'nin günün şartlarına cevap veremediğini belirterek reform taleplerini yüksek sesle dile getirdi.
Liderlerin ortak talebi BM'de reform yapılması olurken, bazı liderler yapısal değişim bazıları yönetimsel bazıları ise iki konuda da kısmi değişimler istiyor.
BM'nin barış ve güvenliğe ilişkin temel karar alma organı olan Güvenlik Konseyi'nde 5'i daimi 15 üye mevcut. Daimi üyeler ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere'nin, karar tasarılarını tek başlarına veto etme yetkisi bulunuyor.
Başta Almanya, Japonya, Hindistan, Brezilya (G4) gibi ülkeler tarafından onlarca yıldır dillendirilen reform çağrıları, BM Güvenlik Konseyinin (BMGK) daimi üyeleri ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin tarafından göz ardı ediliyor.
Almanya ve Japonya, 5 milyar doları aşan yıllık BM bütçesine en fazla katkı veren ilk 5 ülke arasında olduklarını belirterek BMGK'de daimi üyelik istiyor.
BM'nin yıllık bütçesine yüzde 22 ile en büyük katkıyı ABD sağlıyor. ABD'yi sırasıyla Japonya, Çin, Almanya, Fransa, İngiltere, Brezilya, İtalya, Rusya ve Kanada izliyor.
Afrika grubu da BM'nin gündemindeki birçok konunun kıtayı ilgilendirdiğini ve yeterince temsil edilmediğini savunarak Afrika'ya 2 daimi üyelik verilmesini talep ediyor.
İngiltere ve Fransa tarafından gündeme getirilen bir başka öneride ise kitle katliamı ve kimyasal silah kullanımı gibi olaylara ilişkin alınan BMGK kararlarında veto yetkisinin devre dışı kalması isteniyor.
Özellikle Beşşar Esed'in cezalandırılmasını isteyen tasarıları Rusya'nın veto etmesinin ardından gündeme gelen talepler de karşılık bulmadı.
"Dünya beşten büyüktür"
Son yıllarda katıldığı tüm BM görüşmelerinde reform taleplerini dillendiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu yılki konuşmasında da reform konusuna önemli yer ayırdı.
Özellikle sembol haline gelen "Dünya 5'ten büyüktür." sözüyle BM Güvenlik Konseyi'nde değişim isteyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mevcut yapısıyla insanlığın hayrına somut adım atma kapasitesi kalmamış olan bu çarpık sistemin devamında ısrar etmek, kimsenin faydasına değildir." ifadelerini kullandı.
Dünyanın artık beş ülke ile idare edilemeyeceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık 2. Dünya Savaşı sonrası dünya yok, dünya çok değişti. Öyleyse sadece 5 daimi üyeyle idare edilen bir dünya değil, tüm dünya ülkelerinin görev aldığı, dünya ülkeleriyle idare edilen bir Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin insanlığın vicdanı olacağına inanıyoruz." dedi.
Güvenlik Konseyinin demokratik, şeffaf, adil ve etkin yapıya kavuşmasını istediklerini dile getiren Erdoğan, Konseyin, tamamı aynı hak ve yetkilere sahip, her yıl 10'u yenilenmek suretiyle hepsi 2 yıl görev yapan 20 üyeden oluşan bir yapıya kavuşturulması teklifinde bulunduklarını söyledi.
Erdoğan'ın önerisinde daimi üyelik ve veto yetkisi bulunmuyor.
Trump'tan "bütçede adalet" çağrısı
ABD başkanı seçilmeden önce BM'yi diplomatların "hoşça vakit geçirdiği yer" olmakla eleştiren Başkan Donald Trump da ilk kez katıldığı BM Genel Kurulu'nda reform çağrısı yaptı.
Bunun için pazartesi günü ABD'nin ev sahipliğinde BM'de toplantı düzenleyen Trump, kuruluşun yönetim ve bütçe konularında reform yapması gerektiğini dile getirdi.
Trump, "BM, bürokrasi ve kötü yönetim nedeniyle potansiyelini ortaya koyamadı. 2000 yılından bu yana BM'nin normal bütçesi yüzde 140, personel sayısı ise iki katından fazla artmasına rağmen bu yatırımla orantılı neticeler göremiyoruz." diye konuştu.
BM'nin bürokrasi yerine insanlara odaklanması gerektiğine dikkati çeken Trump, "BM'nin insanların tekrar güvenini kazanmasını istiyoruz. Bunun için BM bütün yönetim birimlerini hesap verebilir hale getirmeli, süreç yerine sonuçlara odaklanmalı. BM'de hiçbir üye ülke tek başına orantısız külfet omuzlamamalı. Bu finansal olarak da askeri olarak da orantısız olmamalı." değerlendirmesinde bulundu.
ABD tarafından hazırlanan ve 10 maddeden oluşan reform önerisinin, toplantıda imzaya açıldığı ve 128 ülkeden destek geldiği bildirildi.
Ancak Fransa, Çin ve Rusya gibi daimi üyelerin henüz belgeyi imzalamamış olmaları, Trump'ın önerilerinin hayata geçmesinin zor olduğunu gösteriyor.
"Bürokrasi uykularımı kaçırıyor"
BM Genel Sekreterliğine bu yıl başında getirilen Antonio Guterres, seçim kampanyasında da söz verdiği üzere reform çalışmalarına başladı. Ancak Guterres'in reform anlayışı da kurumun yapısından çok verimlilik, şeffaflık, hesap verebilirlik, yönetimde cinsiyet dengesi, bütçe, cinsel istismarın önlenmesi ve iyi yönetişim konularına odaklanmış durumda.
Özellikle bürokrasiden yakınan Guterres, "21. yüzyılda BM daha fazla insanlara, daha az süreçlere odaklanmalı. Daha az bürokrasi, daha fazla sonuç." dedi.
Bürokrasi yüzünden geceleri uyuyamadığını da vurgulayan Guterres, "Parçalanmış yapı, Bizans prosedürleri ve sonsuz bürokrasi uykularımı kaçırıyor." diye konuştu.
"21. yüzyılın sorunlarına yanıt versin"
İngiltere Başbakanı Theresa May de BM Genel Kurulu'ndaki konuşmasının önemli bir bölümünü reforma ayırarak, "BM'nin ve uluslararası sistemin reforme edilmesi gerekiyor ki bize 21. yüzyılın meydan okumalarına yanıt vermekteki değerlerini kanıtlayabilsinler." değerlendirmesinde bulundu.
"BM'nin tarihi boyunca asıl hedefleri ile bunlara ulaşmadaki etkinliği arasında kapatılamaz görünen bir uçurum olageldi." ifadesini kullanan May, "BM'nin ve BM kurumlarının yetersizlikleri, üyeleri ve bağışçıları olarak devletlerin güvenini kaybetme tehlikesini doğuruyor." diye konuştu.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Donald Tusk, BM konuşmasında, BM'nin çatışmalar, kıtlık, zorla yerinden etme, terörizm ve nükleer gerilime dönüş gibi sorunları ele almada en iyi araç olduğunu fakat yapıda bazı değişiklikler yapılması gerektiğini belirtti.
BM'nin daha enerjik, tüm eylemlerinde netlik ve belirli bir amaçla hareket edebilecek daha az bürokratik bir organizasyon olmasını beklediklerine işaret eden Tusk, "Bu nedenle AB, şu anda masada olan BM'de reform yapılmasına ilişkin görüşleri asgari gereklilik olarak görüyor. İhtiyacımız olan daha az değil, daha çok azim." ifadesini kullandı.
Japonya daimi üyelik istiyor
Japonya Başbakanı Şinzo Abe de BM'deki konuşmasında, tüm dünyanın BM'ye yönelik yüksek beklentileri olduğunu vurguladı.
"BM Güvenlik Konseyi zamanın gereklerine göre derhal reforme edilmeli." diyen Abe, "Japonya bu reformun gerçekleştirilmesi için dostlarıyla çalışacaktır. Japonya'nın BMGK daimi üyesi olarak dünya barışına aktif katkı sağlama konusundaki kararlılığını vurgulamak istiyorum." dedi.
İtalya Başbakanı Paolo Gentiloni, BM konuşmasında, BMGK'nin yapısında değişiklik yapılmasının İtalya'nın öncelikleri arasında olduğunu belirterek, BM'de birçok şeyin değişmesine karşın BMGK'nin aynı kaldığını ifade etti.
Gentiloni, "BMGK'yi daha demokratik, etkili ve temsiliyetçi yapacak reforma ihtiyaç var." dedi.
Güney Afrika Devlet Başkanı Jacob Zuma da "BM Güvenlik Konseyi felç durumda ve sorumluluklarını yerine getiremiyor." değerlendirmelerinde bulunarak, BMGK'de reform yapılamamasının BM'nin meşruiyetine geri dönüşümü olmayacak zarar vereceğini söyledi.