Dünya yapay zekâyı konuşuyor

ALİ SERİM / Strateji, Finans ve Yönetim Danışmanı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Davos’ta 46'ncı düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) , toplantılarına ana tema olarak robot teknolojisindeki inovasyon, sürücüsüz araçlar ve 3 boyutlu yazıcılar gibi gelişmelerden yola çıkarak ‘4. Sanayi Devrimi’ adını vermişti. Hâlbuki dünya liderlerinin tek tartışacağı konunun, Avrupa kapılarında perişan olan milyonlarca Suriyeli olmasını beklerdim. Birleşmiş Milletler Yüksek Komiserliği'nin verileri gösteriyor ki 2014 yılında 2.7 milyon insan, mülteci durumuna düşmüştür. Bu feci tablodan daha önemli bir konu olarak neden '4. Sanayi Devrimi' öne çıkıyor diye araştırmaya koyuldum ve öğrendiklerim karşısında irkildim. Yapay zeka ve bağlantılı teknolojilerin geleceğimizi şekillendireceği ortada. WEF için hazırlanan bir raporda, teknolojideki bu devasa gelişmelerin etkisiyle yaklaşık 5 milyon işin 5 yıl içinde yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacağı tahmin ediliyor. 

Peki, nedir bu “yapay zekâ”?

Yapay zekâ, genel tanımıyla canlı bir organizmadan faydalanılmaksızın, insansı  davranışlar sergileyebilen makinelerin geliştirilmesi teknolojisidir .İngiliz Bilim adamı Mathison tarafından ortaya atılan "Makineler düşünebilir mi?" sorusu hemen 2. Dünya Savaşı sonrasında konuşulmaya başlansa da, konunun ciddiyeti yapay sinir hücreleri geliştirilebileceği görülünce artmıştır. 1956 yılında da “Yapay Zeka” terimi literatüre girmiştir. Ülkeler gelecek yüzyıla damgasını vuracak “Yapay Zeka” konusuna yatırım yapmaktadır. Akıllı cihazlar içeren sektörlerin her sene %20 oranında pazar payı genişlettiğini biliyor muydunuz? Yapılan öngörülere göre 2024 yılında “yapay zeka” ile bağlantılı sektörler ortalama yılda %22.8 oranında büyüyecek. Bu bize para kazanılacak yeni alanı da ilan ediyor!

Acaba Türkiye bu konuda ne yapılıyor? Bahçeşehir Üniversitesi, Stanford Üniversitesi işbirliği ile Türkiye’de alkışlanması gereken bazı çalışmalar yapıyor. Ayrıca konuya ülkemizde öncülük eden Prof. Dr. Levent Akın, Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'ne bağlı Yapay Zeka Laboratuvarı’nın başkanı ve dünyada tanınmış bir bilim adamıdır. Savunma Teknolojileri ve Mühendislik AŞ'nin, kuracağı Siber Füzyon Merkezi’yle siber saldırı tehditlerini önceden tespit edilebilecek teknolojiler geliştirecek olması önemli bir inisiyatiftir. Bu ve benzeri örnekler çoğaltılabilir. Devletin bu konuda Ar-Ge için ayırdığı destekler sınırlı. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yapay Zeka, robotik teknolojiler, nesnelerin interneti, büyük veri ve bulut bilişim gibi alanlarda yaşanan gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirtti. . Mesela 2014 yılında Cornell Üniversitesi'nde, proje ekibinde Türk doktora öğrencilerinin de olduğu, RoboBrain yani robot beyni adı verilen proje akla gelebilecek her kaynaktaki bilgiye ulaşarak, semboller, lisanlar, görseller, elle tutulabilir objeler ve hareketlerden faydalanan ve diğer robotları bilgilendiren robotların aramızda dolaşmasını sağlayacak. Buna çok yakında kullanıma gireceğini düşündüğüm kuantum bilgisayarlarını eklersek, bugün kullandığımız mikro işlemcilerin 100 milyon katı kapasiteye sahip işlemcilerin gelecek yıllarda üretime geçeceğini ve bunun yapay zeka ile birleştiğini bir düşünün. Bu gelişmeler göz önüne alındığında bölgemizdeki gerginlik, çatışmalar ve terör ile dış güçlerce bilinçli olarak meşgul edildiğini düşündüğüm ülkemizin AR-GE çalışmalarına bütçeden dünya ülkeleriyle yarışacak oranda kaynak ayırması dileğimi anlayacağınızı umuyorum. Bilim politikalarımızın acil olarak kökten değişimler getirerek gözden geçirilmesi gerektiğini de vurguluyorum. Neden en zengin ülke olan Amerika Birleşik Devletleri’nden (ABD) örmek verdin diyebilirsiniz ama biz büyük ülke olmak iddiasındaysak, en iyileri örnek almak mecburiyetindeyiz. ABD Başkanı Obama, 2015 bütçesinde Ar-Ge için 135.4 milyar dolar fon ayırdı. Birde üniversite ve kurumların yüzlerce milyar dolarlık Ar-Ge harcamaları da eklenince çok etkileyici bir kaynakla karşı karşıya kalıyoruz. 

Türkiye’nin yapması gereken Ar-Ge desteklerini, bütçenin ilk 3 kaleminden biri haline getirmektir. Teknoloji üreten bir ülke olmak, büyük dünya güçleri arasında yerimizi almamız için elzemdir. Yakın geleceğin dünyası “Yapay Zeka” teknolojilerine sahip ülkelerin dünyası olacaktır. Güncel sorunları ne olursa olsun Türkiye bu hayati konuyu küçümsememelidir! Özel sektör de bu konuda yapılacak yatırımlara öncelik vermelidir. Başta enerji yatırımları olmak üzere son 15 yılda büyük yatırımcıların akın ettiği sektörler yavaş yavaş demode olurken, bahsettiğim bu konular giderek popülerleşmektedir. Dünyada söz sahibi olacak bir Türkiye’nin bu alanda söz sahibi olması gerekmektedir.