Ege’de deprem fırtınası! Prof. Dr. Okan Tüysüz yorumladı: Fay hareketi mi, volkanik aktivite mi?

Ege Denizi'nde Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda yaşanan deprem fırtınası, bilim dünyasında fay mı yoksa volkan kaynaklı mı olduğu tartışmalarıyla gündemde. Bölge, Helen dalma-batma zonunun etkisiyle sık sık depremler ve nadiren volkanik patlamalar yaşanan bir alan. Depremler Kolumbo yanardağı yakınlarında yoğunlaşıyor, ancak Yunan uzmanlar bunun büyük ölçüde fay kaynaklı olduğunu belirtiyor. Deprem fırtınasının birkaç hafta içinde sönümlenmesi beklenirken, çok düşük bir ihtimalle büyük bir deprem veya volkanik aktiviteyle sonuçlanabileceği de göz ardı edilmiyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ege Denizi’nde, Santorini Adası’nın kuzeydoğusunda ocak ayının son günlerinden bu yana yoğun bir sismik aktivite gözlemleniyor. 4 Şubat sabahına kadar bölgede en büyüğü 5,1 olmak üzere 700’den fazla deprem meydana geldi.

Bu durum, bölgede yaşayanların endişeyle adaları terk etmesine yol açarken, bilim dünyasında da depremlerin nedenine dair tartışmalar devam ediyor. Uzmanlar, depremlerin aktif faylar mı yoksa bölgedeki volkanik hareketlilikten mi kaynaklandığını belirlemeye çalışıyor.

Bilim Akademisi Üyesi, Jeoloji Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz Ege Bölgesi'nde yaşanan deprem fırtınasının olası nedenlerini kaleme aldı.

Ege’nin karmaşık jeolojik yapısı

Ege Bölgesi, karmaşık ve henüz jeolojik gelişimini tamamlamamış bir yapıya sahip. Girit’in güneyindeki Helen dalma-batma zonu boyunca Akdeniz’in okyanusal tabanı, Anadolu ve Ege’nin altına dalıyor. Bu hareket, Ege’nin her yıl yaklaşık 3,5 santimetre genişlemesine yol açıyor. Sonuç olarak, bölgede doğu-batı yönlü aktif faylar oluşuyor ve sık sık depremler yaşanıyor.

Aynı zamanda, dalan levhanın erimesiyle oluşan magma, yüzeye doğru yükselerek Ege Denizi'nde bir dizi volkan yaratıyor. Santorini ve Kolumbo gibi volkanlar bu sürecin bir parçası. Santorini, tarihte büyük patlamalar yaşamış bir volkanik ada. M.Ö. 1621’deki patlamanın atmosferi etkileyerek iklim değişikliğine yol açtığı ve Girit merkezli Minos kültürünün bu olay sonucunda büyük zarar gördüğü biliniyor.

Bölgedeki büyük depremlerden biri de 9 Temmuz 1956’da yaşanan Amorgos depremiydi. 7,7 ve 7,2 büyüklüğündeki iki sarsıntı 53 kişinin hayatını kaybetmesine yol açtı. Ancak uzmanlar, bu faya yakın gelecekte benzer büyüklükte bir depremin olmasını beklemiyor.

Santorini ve Kolumbo: Depremler fay kaynaklı mı, volkanik mi?

Son günlerdeki depremler, Santorini’nin yaklaşık 8 kilometre kuzeydoğusunda, deniz altındaki Kolumbo volkanı civarında yoğunlaştı. Kolumbo, 3 kilometre çapında ve tepesinde 1,5 kilometrelik bir krater bulunan aktif bir yanardağ. 1649-1650 yıllarında deniz seviyesine kadar yükselip ardından tekrar sular altında kalmıştı.

Ege’deki bu deprem fırtınası hem fay hareketliliğinin hem de volkanizmanın iç içe geçtiği bir bölgede yaşandığı için nedeni konusunda kesin bir sonuca varmak zor. Deprem fırtınaları, genellikle çok sayıda küçük ve orta büyüklükteki depremin düzensiz şekilde meydana gelmesiyle karakterize ediliyor. Bunlar kimi zaman sadece fay hareketleriyle, kimi zaman da magma hareketleri nedeniyle oluşabiliyor.

Olası senaryolar: Büyük deprem ya da volkanik aktivite mümkün mü?

Yunanistan’daki bilim insanları, mevcut verilere göre depremlerin büyük ölçüde fay hareketlerinden kaynaklandığını, volkanın faaliyete geçme olasılığının oldukça düşük olduğunu belirtiyor.

Uzmanlara göre deprem fırtınası birkaç hafta içinde sönümlenebilir. Ancak düşük bir olasılıkla da olsa, bu süreç büyük bir depreme veya Kolumbo volkanının hareketlenmesine neden olabilir.

Türkiye kıyılarına yaklaşık 150 kilometre mesafede yaşanan bu sismik hareketlilik, olası senaryolar nedeniyle hem bölge halkı hem de bilim insanları tarafından yakından takip ediliyor. Şu an için büyük bir tehdit olmasa da, en kötü senaryolara karşı hazırlıklı olmakta fayda var.