”Erdoğan'ın kullandığı dil Gül'ü bile rahatsız etti”

CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın 12 Eylül referandumu sonrası yaptığı konuşmada güzel şeylerden söz ettiğini ancak tehdit ve şantajların da yer aldığını savundu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kullandığı dilin, artık Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü bile rahatsız ettiğini savunarak, "Bu dili kullanmak, halka en büyük saygısızlıktır. Saygı Recep Bey'in defterinde var mı? Olduğunu zannetmiyorum" dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubunda, referandum sonrası gelişmeleri değerlendirdi. Yorucu bir süreçten geçtiklerini, zor koşullarda bir referandum gerçekleştirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Biz sadece 'hayır'ı, anayasa değişikliklerine niçin 'hayır' verilmesi gerektiğini anlatmadık. Aynı zamanda başta bazı vali, kaymakamlar olmak üzere, devletin üzerimizdeki, halkın üzerindeki baskısını gidermesi için de çalıştık, çaba harcadık" dedi.

Kılıçdaroğlu, bu çabanın, bir gerçeği ortaya çıkardığını, AK Parti'nin, "anladıkları anlamda demokrasiyi içselleştiren bir parti olmadığını" öne sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İktidarda kalmak için her türlü baskıyı göze alan, iktidarda tutunmaya çalışan bir partidir. O nedenle 2011 seçimlerinde bütün bu gerçekleri bilerek yolumuza devam edeceğiz. Göreceksiniz baskılar, sıradan yurttaşlar üzerindeki şantaj artacak. Öyle olaylara tanık olduk ki demokrasi adına utandık. Seçmen sayısından daha fazla oy kullanıldığını gördük. Bütün bu zorlukları bilerek, göğüsleyerek iktidar olmak durumundayız.

Ortaya çıkan sonuç; anamuhalefet gömleğinin bize dar geldiğini görmemizdir. Önümüzde iktidar var. Yolun başındayız. Yollar yürümek için yapılır, yorulmayacağız, kararlılıkla yürüyeceğiz, yolun sonunda iktidar var. O iktidar halkın iktidarıdır. O iktidar demokrasiyi, hak ve özgürlükleri, kadın-erkek eşitliğini, üniversitelere özerkliği, ulusal kalkınmamızın üretime dayalı olduğunu getirecektir. O iktidar halkın geleceğe güvenle bakmasının nirengi noktası olacaktır. O nedenle sıradan yurttaşımız da partililerimiz de kadın ve gençlik kollarımız da bu bilinçle yola devam edeceğiz, çalışmamızı sürdüreceğiz"

"Cumhurbaşkanı'nı bile rahatsız eder noktaya geldi"

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 12 Eylül referandumu sonrası bir konuşma yaptığını, güzel şeylerden söz ettiğini ancak tehdit ve şantajların da yer aldığını savundu.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, "kışkırtıcılar", "kendini bilmezler", "basiretsizler", "kirli oyunlar tezgahlayanlar" ifadelerini kullandığını ancak bu üslubu kendilerinin kullanmayacağını belirtti.

"O üslup Sayın Başbakan'ın şahsiyetine yakışıyor, onunla özdeşleşmiş durumda" diyen Kılıçdaroğlu, bir siyasetçinin, söylemleri ve eylemleriyle halka örnek olması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, " Kullandığı dil, artık Sayın Cumhurbaşkanı'nı bile rahatsız eder noktaya gelmiştir. Bu dili kullanmak, hele hele öfkeyle kullanmak halka en büyük saygısızlıktır. Saygı diyeceksiniz ki Recep Bey'in defterinde var mı? Olduğunu da zannetmiyorum" diye konuştu.

"Ezberi bozuldu"

Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, referandumdan 4, 13 ve 20 gün sonra çeşitli platformlarda anayasa değişikliği yapılmasına yönelik açıklamalarda bulunduğunu ifade ederek, bu açıklamalardan bölümler okudu.

Erdoğan'ın 21 gün sonra Bulgaristan'a giderken, "ayakları yerden kesilince" açıklama yaptığını, 2011'de gündemde böyle bir çalışmanın olmadığını söylediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kişi ülkeyi yöneten kişi, yani Başbakan. Referandum sonrası söylediğine bakın, şimdi söylediğine bakın. Söylemi ile eylemi tutmayan bir başbakana ne denir? Söylüyorsan, arkasında dur, konuştun madem. Başbakan'ın kafasında şu var 'biz ne dersek CHP itiraz edecek'. Koro halinde bizim itiraz edeceğimizi düşünüyordu. Biz 'hay hay, buyur gel' dedik. Şimdi kendisi kaçıyor çünkü ezberi bozuldu. Niçin kaçıyorsun Sayın Başbakan? Bu anayasa topluma dar geliyor. Özgürlükleri, hakları genişletelim, üniversiteleri özerk yapalım. Niye kaçıyorsun, gel meydana oturup tartışalım. Meclisin işi çokmuş... Parlamentonun işi olabilir. Uyum Komisyonu kurmak zor bir şey değil ki, her partiden 2 milletvekili oturur, uzlaşırlar, konuşurlar, bir adım atmış olurlar.

Başbakan'ın açıklamasından sonra öyle anlaşılıyor ki TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin çark etti, 'buna gerek yoktur' demeye başladı. Sen referandumdan sonra grup başkanvekilleriyle konuşacağım demedin mi, bir AKP Grup Başkanvekili, 'bizimle görüştü' diye açıkladı. Sayın Şahin, siz iktidarın mı yoksa parlamentonun mu Meclis Başkanısınız?"

 

Bu konularda ilginizi çekebilir