Gelişmekte olan ülkeler yine avantajlı
IMF'nin raporuna göre gelişmekte olan ülkeler 2011'de yüzde 6,4, gelişmiş ülkeler ise yüzde 2,2 büyüyecek.
ANKARA - Ekonomik krizi daha az hasarla atlatan gelişmekte olan ülkeler, 2011'de de bu avantajlarını koruyacak.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) ''Dünya Ekonomik Görünüm Raporu''ndan derlenilen bilgilere göre, gelişmekte olan ülkeler 2011'de yüzde 6,4, gelişmiş ülkeler ise yüzde 2,2 büyüyecek.
Gelişmekte olan ülkeler ekonomik krizden gelişmiş ülkeler kadar etkilenmezken, gelişmiş ekonomilerin yüzde 3,2 oranında küçüldüğü 2009 yılında bu ülkeler, yüzde 2,5 oranında bir büyüme performansı kaydetti.
Bu farkın 2010 ve 2011 yıllarında da devam etmesi, gelişmiş ekonomilerin söz konusu yıllarda sırasıyla yüzde 2,7 ve yüzde 2,2 oranlarında büyüme kaydetmesi bekleniyor. Gelişmekte olan ekonomilerde ise büyümenin yine sırasıyla yüzde 7,1 ve yüzde 6,4 ile yüksek seviyelerde devam edeceği tahmin ediliyor.
Riskler varlıklarını koruyor
Dünya ekonomisinde canlanma büyük ölçüde beklentilerle uyumlu olarak devam etmekle birlikte, çeşitli risklerin de varlığını koruduğu görülüyor.
Gelişmiş ülkelerde tüketim harcamaları kriz sırasında alınan önlemlerle bir miktar canlanma gösterirken, söz konusu önlemlerin sona ermesiyle tekrar düşüşler kaydedildi.
Tüketici güveninin halen düşük seviyelerde seyretmesi ve düşen hanehalkı gelirleri tüketimin artmasını engellerken, gelişmiş ekonomilerde büyümenin pozitif fakat düşük seviyelerde gerçekleşmesine yol açıyor.
Gelişmekte olan ekonomilerde ise yüksek büyüme ve istihdam artışları kaydedilirken, bu ülkelerin finansal sistemlerinde ciddi sorunlar yaşanmaması, krizden daha az etkilenmelerini sağladığı gibi, maliye politikası uygulamalarının daha rahat sonuca ulaşmasına imkan tanıyor.
Tüketici fiyatları 2010 yılında ekonomik toparlanmayla 2009 yılına göre bir miktar artış gösterse de, yıl sonunda gelişmiş ülkelerde yüzde 1,4 gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,2 olarak gerçekleşmesi bekleniyor.
2011'de ise büyümenin sürmesine karşın, talebin ılımlı bir seyir izlemesi nedeniyle dünya genelinde tüketici enflasyonunun 2010'a göre bir miktar yavaşlayacağı tahmin ediliyor.
İşsizlik artacak
Geçen yıl yüzde 11 oranında gerileyen dünya ticaret hacminin, bu yıl yüzde 11,4, 2011'de ise yüzde 7 oranında artması bekleniyor.
Gelişmekte olan ülkelerin ticaret hacimlerinin, gelişmiş ülkelere göre 2009'da daha az gerilediği, 2010'da daha yüksek oranda arttığı görüldü. Söz konusu farkın önümüzdeki yılda da devam edeceği ve gelişmekte olan ülkelerin daha yüksek ticaret hacmi artışı kaydedeceği öngörülüyor.
Gelişmiş ülkelerde 2009'da yüksek seviyelere ulaşan işsizlik oranının 2010 sonunda yüzde 8,4 olarak gerçekleşmesi, Euro bölgesi ve ABD ekonomilerinde ise sırasıyla yüzde 9,7 ve yüzde 10,1 ile yüksek seviyelere ulaşması bekleniyor.
Gelişmiş ülkelerin genelinde 2011 yılında daha sıkı maliye politikalarının uygulanması beklenirken, kamu açığının GSYH'ye oranının, 2010 ve 2011 yıllarında bir miktar gerileyerek sırasıyla yüzde 9,3 ve yüzde 8 düzeylerinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Önümüzdeki dönemde gelişmiş ülkelerde kamu açıklarını azaltıcı politikalar öngörülürken, ekonomik canlanmayı yavaşlatmaması için açıkların tedrici bir biçimde azaltılacak olması, kamu borç stoklarının GSYH'ye oranlarının artmaya devam etmesine yol açacak.
Gelişmiş ülkelerin borcu artacak
ABD'de 2008'de artmaya başlayan genel hükümet borç stokunun GSYH'ye oranının 2010 yılı sonunda yüzde 92,7'ye, 2011 yılı sonunda yüzde 99,3'e ve 2015 yılında ise yüzde 110,7 gibi yüksek bir orana ulaşması bekleniyor.
Söz konusu oranın Euro bölgesinde ise 2010'da 84,1'e, 2011'de yüzde 87'ye ve 2015'de yüzde 89,3'e ulaşacağı tahmin ediliyor.
Gelişmekte olan ülkelerin kamu borç stoklarında önemli miktarda bir bozulma beklenmezken, önümüzdeki dönemde genel hükümet borç stokundaki artışın sınırlı kalacağı öngörülüyor.
Gelişmekte olan ülkelerde dış kaynak akışı artışını devam ettirirken, gelişmiş ekonomilerde ise düşüşünü sürdürecek.
2008 yılında, gelişmekte olan ekonomilere dış kaynak akışı, 2007'ye göre yüzde 74 oranında gerileyerek 184 milyar dolar düzeyine inmişti. 2009'da 235 milyar dolara çıkan söz konusu akışın 2010 yılında 340 milyar dolara ulaşması, 2011'de ise 300 milyar dolara gerilemesi bekleniyor.
Söz konusu fon akışında krizle birlikte belirgin düşüşler olmasına rağmen, gelişmekte olan ekonomiler bu dönemde rezervlerini artırmayı başararak, 2008'de 738 milyar dolar, 2009'da 498 milyar dolar rezerv artışı kaydetti. Bu artışın 2010 ve 2011 yıllarında da devam edeceği tahmin ediliyor.
Gelişmekte olan ekonomiler güçlü kamu dengeleri ve güçlü ödemeler dengesi pozisyonları sayesinde, dış kaynak akışının önemli ölçüde gerilediği dönemlerde bile büyümeyi ve rezerv birikimini sürdürdü. Bu dinamiğin önümüzdeki dönemde de büyük ölçüde korunması ve gelişmekte olan ekonomilerin dünya ekonomisindeki ağırlığının devam etmesi bekleniyor.
Dünya ekonomisi toparlanmayı sürdürecek
Bütün veriler ışığında, dünya ekonomisinin 2010 ve 2011 yıllarında toparlanmayı sürdüreceği tahmin ediliyor.
Gelişmiş ülkelerde tüketici ve yatırımcı güveninin düşük seyretmesinin yanında, dünya çapında krize karşı alınan önlemlerin oluşturduğu kamu dengelerindeki bozulmayı giderici uygulamaların hayata geçmesi ve parasal sıkılaştırmanın da başlamasıyla, 2011 yılında küresel büyümenin 2010 yılına göre bir miktar yavaşlayarak yüzde 4,2 oranında gerçekleşeceği tahmin ediliyor.