HDP kapatılıyor mu?

TBMM Başkanı Çiçek, "Parti kapatmalar artık günümüzde kabul edilebilecek bir husus değildir" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, parti kapatmaların artık günümüzde kabul edilebilecek bir husus olmadığını ifade etti.  Çiçek,  Altınpark'ta düzenlenen mobilya fuarının açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Bir gazetecinin, "HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan'ın, 'MGK'da HDP'nin kapatılması yönünde karar alındığına' ilişkin iddiası vardı. Türkiye'de hala partilerin kapatılma riski var mı?" sorusu üzerine Çiçek, şu yanıtı verdi: 

"Bu türlü açıklamalar neye dayanıyor, ne kadar doğrudur, yanlıştır onu bilmem. Çünkü ben bahsettiğiniz belgenin görüşüldüğü MGK toplantısında bulunmadım. Ancak şunu ifade etmek isterim; ülkemizde geçmişte pek çok siyasi parti kapatıldı. Bu kapatmalar hiçbir zaman bekleneni de vermedi. Dolayısıyla parti kapatmaları doğru bulmam. Türkiye'de o kadar çok parti kapatıldı ki ister Anayasa Mahkemesi kararıyla ister geçmişte konsey kararıyla kapatılmadık kesim kalmadı. Onun için parti kapatmalar artık günümüzde kabul edilebilecek bir husus değildir. Bu işin bir yanı. İkincisi, hepimizin de kamu düzeninin tesisi noktasında en başta siyasi partilerimizin özel bir sorumluluğunun olduğunu da kabul etmek gerekir. Çünkü AİHM kararlarını da bu açıdan değerlendirmek gerekiyor. Siyasi partilerimiz demokratik, siyasi hayatın vazgeçilmez unsurudur. Anayasamızda bu çok açık olarak yazılıdır ve mahkeme kararlarında da bu vardır. Dolayısıyla siyasi partilerimize yönelik cebir ve şiddet içeren hiçbir eylemi asla tasvip etmeyiz, etmiyoruz." 

Kamu düzeninin korunması ve sağlanmasında siyasi partilerin sorumluluk taşıdığını vurgulayan Çiçek, "Onlar da söylemlerine, eylemlerine dikkat etmeli, kendilerine Anayasadan sağlanan bu türlü teminatları, siyasi düşüncemizdeki yer ayırdığımız bu ayrıcalığı, kötüye kullanmamalıdır" diye konuştu. 

Türkiye'nin hala yerli yerine oturtamadığı bir takım hususların olduğunu ifade eden Çiçek, şöyle devam etti: 

"Bunlardan bir tanesi, geçmişte özgürlük-güvenlik dengesiydi. Özgürlük mü öne çıkacak güvenlik mi öne çıkacak? Hepimiz bir ortak mutabakata vardık ki özgürlükler uğruna güvenliği, 'güvenliği tesis edeceğiz' diye de özgürlüğü feda etmeyelim, bunu belli bir dengede tutalım. Ama şimdi benim Türkiye'de yaşananlardan gözlemlediğim bir husus var; bir tarafta özgürlük ama öbür tarafta da sorumluluğu göz ardı etmemek lazım. 'Benim özgürlüğüm vardır' diye herkes her istediğini yapamaz. Herkes her istediği yöntemi Türkiye'de kullanamaz. Bunların başında da cebir ve şiddet geliyor. Hepimiz bundan rahatsızlık duyuyoruz. Bir yerde bir özgürlük adına eylem var, masum vatandaşın camı çerçevesi indiriliyor, arabası yakılıyor, kamu araçları yakılıyor, molotofkokteylleri atılıyor, ondan sonra da diyoruz ki 'Bu özgürlük'... Böyle bir özgürlük dünyanın hiçbir yerinde yok. O halde en başta siyasi partiler olmak üzere bu özgürlük ve sorumluluk dengesinin kurulmasında da güzel örnekleri ortaya koymaya mecburuz." 

"Olduğundan çok daha fazla anlam yüklemek doğru değil" 

"HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, 'Milli Güvenlik Siyaset Belgesi Meclis'ten saklanıyor, Meclis'e gelmeli' diyor. Meclis Başkanı olarak sizin değerlendirmeniz nedir?" sorusuna da Çiçek, "Daha evvel de gelmez bunlar. Yeni bir şey değil bu. Bu türlü belgeler başka ülkelerde de vardır. Bunu bağlayıcı bir belge olarak da görmek doğru değil. Neticede devletin, devleti yönetenlerin dikkat etmesi gereken hususlarla ilgili bir kısım ilkeleri, iç ve dış tehditlere yönelik ilkeleri belirleyen, yol gösterici bir belgedir. Onun için buna olduğundan çok daha fazla anlam yüklemek de doğru değil" karşılığını verdi.  

Bu konularda ilginizi çekebilir