Her ayakkabıyı ortopedik sanıp almayın!

Türkiye’de bir yılda kişi başına satılan ayakkabı miktarı 2.5 çift. Bu rakam Avrupa’da 5.5, Amerika’da 7 çift. Günlük aktivitelerin sağlıklı yapılabilmesi için ayak sağlığı çok önemli. Bunun için de ayakkabı seçimine özen göstermek gerekiyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

kezban_saglik-011.jpg

Geçen yıllarda doktor terliği/ayakkabısı ya da ortopedik terlik olarak satılan ayakkabıları hatırlıyor musunuz? Ne kadar popüler olmuşlardı. Doktor olan, olmayan herkes sadece ‘ortopedik’ olarak nitelendirildiği için mi bilinmez bu terliklere/ ayakkabılara epeyce ilgi göstermişti. Satış miktarları hakkında net bilgim yok ama gözlemlediğim kadarıyla neredeyse her eve girmişlerdi. Öyle ya o zamanlar, bizim mahalle bakkalımız bile bu ‘doktor’ terliklerini kullanıyordu. İşte bu ‘ortopedik’ terlikler hakkında doğru bildiğimiz bir yanlış varmış. 

Bu, doğru bilinen yanlışı size de anlatacağım. ‘Bu anlattığınla neyi hedefliyorsun?’ dediğiniz duyar gibiyim. Niyetim, Türkiye ayak sağlığı konusunda bir kaç veri paylaşmak ve bazı tavsiyelerde bulunmak. Tabii, hekimlerin bana aktardığı bilgilerden faydalanarak. 

Önce neyi yanlış bildiğimizi söyleyeyim. Türkiye’de bütün ayakkabılar ortopedik diye satılıyorlar ancak ortopedik ayakkabı, doktorların kişinin ayak kalıpları alınarak ve ayağındaki problemlere göre hazırlanmasını tavsiye ettikleri ‘kişiye özel’ yani ‘birebir’ ayakkabılar. Yani size ortopedik diye satılan her ayakkabının ortopedik olması mümkün değil. O nedenle, ayakkabı satın alırken ortopedik olmasa da en azından anatomik olmasına dikkat edin. Bu konuda rahatınıza düşkün olmaktan çekinmeyin. 

Sektörde bu seçeneği sunan markalar var. Hatta, ayakkabı sektöründe trend ‘sağlık ve rahatlığın’ birleştirilmesi yönünde devam ediyor. Bu trendi iyi temsil eden markalardan birisi de King Paolo. 25 yıllık bir şirket. Türkiye’de sağlık ve rahatlık üzerine ürün geliştiriyor. Bütçesinin yüzde 5’ini Ar-Ge çalışmalarına ayırıyor. İşte bunun sonucu ciddi Ar-Ge çalışması yaptıktan sonra Türkiye’de ilk diyabet ayakkabısını üretti. 

King Paolo Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Turan şöyle anlatıyor: “Geliştirdiğimiz ürünün memnuniyet derecesini, sağlıklı çalışıp çalışmadığını ölçümlerle test ettik. Sürüş testi gibi piyasaya sunmadan önce üniversitede arkadaşlarımıza giydirdik. Sonuçta geliştirdiğimiz ürünün nem ve bakteriyi yaklaşık yüzde 20 azalttığını gördük.” 

Domuz derisine dikkat! 

King Paolo’da 50’nin üzerinde taban çeşitleri olduğunu aktaran Turan, “Her sezon 600-700 modelimiz var. İngiltere’ye, Almanya’ya, Dubai’ye mal satıyoruz. Dubai ve Libya’da distribütörlüğümüz var. Türkiye’de 5 mağazamız, 300’e yakın da bayimiz var. Şu anda 10 kategoride ürünümüz var. 2 yeni proje üzerinde çalışıyoruz. Yürüyüşü daha da rahatlatan bir teknoloji üzerinde çalışıyoruz” diye konuşuyor. 

Tüketicileri ayakkabı satın alırken içinin ve dışının deri olup olmadığı konusunda kontrol etmeleri gerektiğini uyarısını yapan Hüseyin Turan, “Sektörde ucuz olduğu için domuz derisi kullanılıyor. Buna dikkat edilmeli” şeklinde konuşuyor. 

Ayakkabı değiştirmiyoruz 

Hem sektörden bir örnek hem de doğru bilinen bir yanlışı aktardık- Her ayakkabıyı ortopedik sanıp almayın! tan sonra aslolan meseleye gelebiliriz. 'Asıl mesele nedir?' diye sorarsanız mesele ayak sağlığımız. Yapılan çalışmalara göre Türkiye’de insanların yüzde 95’inin ayağında bir sağlık problemi var. İnsanlar, ayakkabıya çok fazla para harcamıyor. Türkiye’de 1 yılda kişi başına satılan ayakkabı miktarı 2.5 çift. Bu rakam Avrupa’da 5.5, Amerika’da 7 çift. Yani, neredeyse bir giydiğimiz ayakkabıyı bir daha ayağımızdan çıkarmıyoruz. 

Oysa bakın ne diyor Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Ortopedi Uzmanı Dr. Eyüp Bakmaz: “Mutlu bir yaşam sürdürebilmemiz için ilk koşul sağlıklı olmaktır. Bütün ömrümüzü üzerinde geçirdiğimiz ayaklarımız sağlığını korumamız gereken organlarımızdan biridir. Ayaklarımız vücudun dengede kalmasında çok önemli rol oynar.” Hekimimiz haklı değil mi sizce de? 

Doğal malzemeler kullanılmalı 

Bizim ayakkabı satın alma davranışımızı genellikle estetik belirliyor ancak bu ayak sağlığınızı bozmanıza neden olabilir. Yürürken size dar gelen, ayağınızı sıkan, canınızı acıtan ayakkabı giymek ne kötü bir deneyimdir. Eminim pek çok kişi yaşamıştır. Bu nedenle çekinmeyin, satın alacağınız ayakkabıyı mağazada deneyin! Satış elemanlarının garip bakışları üzerinizde de olsa mağaza içinde 3 tur atın, 5 tur atın. Yeter ki rahat edin! 

Peki, nelere dikkat etmeliyiz ayak sağlığımızı korumak için? Dr. Eyüp Bakmaz şöyle anlatıyor: “Ayakkabıların kişinin ayak yapısı ve fonksiyonuna uygun olması gerekir. Kullanılan ayakkabının ayak ile uyumlu olmasının yanında zeminle de uyumlu olması gerekir. Rahatlık ön planda olmalı, doğal malzemelerin bulunması ve aşırı terlemeyi engelleyen yapıda olması lazımdır. Uzun süre giyilen, dar, sivri burunlu, yüksek topuklu ayakkabılar hem ayak şeklini bozar hem ayağın dolaşımını olumsuz etkiler.” İşte okudunuz. Meselenin çok boyutu var. ‘Dost başa düşman ayağa bakar’ derler ya hani siz düşmanınıza bırakmayın ayağınıza kendiniz bakın! Çünkü ayağınıza uymayan, doğru ayakkabıyı kullanmamanın kötü sonuçları var. Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Ortopedi Uzmanı Dr. Eyüp Bakmaz çarpıcı bilgiler veriyor: “Ayağın ön kısmına binen yükün artması sonucu parmaklarda kalıcı şekil bozuklukları, nasırlaşma, topuk dikeni, yürümede güçlük, erken yorulma, bacak ağrıları hatta bel- sırt ağrıları, tırnak batmaları, mantar enfeksiyonu oluşabilir." O nedenleayakkabı seçiminizle rahatınızı kaçırmayın!

Ben şimdi hangi ayakkabıyı giysem?
• Kişinin ayağına ve zemine uygun olmalı. 
• Dolaşımı bozmayacak, dar, sivri burunlu, yüksek topuklu olmayan ayakkabı tercih edilmeli 
• Doğal malzemelerden yapılan ayakkabılar seçilmeli 
• Ayağın hava alması sağlayan malzemelerden üretilmeli 
• Rahatlık ön planda olmalı 
• Terlemeyi engelleyen malzeme ve çoraplar kullanılmalı 
• Fonksiyona uygun ayakkabı seçilmeli 
• Örneğin, spor yaparken günlük ayakkabı kullanılmaz spor yaparken spor ayakkabı kullanılmalı 
• Doğru ayakkabı seçimiyle ayakta şekil ve basma bozuklukları, nasır oluşumu, mantar ve diğer enfeksiyonlar, tırnak batması çok büyük oranda engellenebilir.

En sık karşılaşılan sorun ‘su toplaması’

En önemli aksesuvarlarımızdan olan ayakkabılar doğru seçilmezlerse kabusumuz haline gelebilir. Ayakkabı içinde uzun saatler kalan ayağımızın derisi doğal olarak havasız ve nemli kalabilmekte, ayak yapısına uygun seçim yapılmazsa sürekli belirli bölgelere darbe oluşabilmektedir. İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Dermatoloji uzmanı Prof. Dr. Sibel Alper şöyle anlatıyor: “Tekrarlayan darbe sonucu en sık görülen belirtiler ayakkabı vurmasına bağlı su toplamaları ve tedavileri uzun süren nasırlardır. Su toplamaları tavanı kaldırmadan steril bir enjektör ile boşaltılmalı ve antibakteriyel kremler uygulanmalıdır.”

Bu konularda ilginizi çekebilir