Hurdada 'şart' kavga çıkardı!

İhracatçılar, hurda kağıdın "İhracı kayda bağlı mallar listesi"ne alınması kararına tepki gösterdi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Esra ÖZARFAT

BURSA - Son bir yılda hurda kağıt fiyatının yüzde 100 artması üzerine 'İhracı kayda bağlı mallar listesi'ne dahil edilmesi ihracatçılar ve kağıt üreticilerini karşı karşıya getirdi. Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) 13 Haziran'dan itibaren hurda kağıt ihracatını şarta bağladı. İhracatçılar şartı 17 Haziran'da 171 konteynerleri limanda kalınca öğrendiler. İhracatçının limanda kalan mallarına bir sefere mahsus olmak üzere izin çıktı. Ancak tartışma bitmedi. Konuyu DTM'ye taşıyan ihracatçılar, Rekabet Kurulu'nun devreye girmesini bekliyor. İhracatçılar ayrıca Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'dan da randevu talep ettiler.

Uygulamanın ardından hurda kağıt alımları ton başına 350 liradan 250 liraya kadar geriledi. Fiyatların gerilemesi hurda kağıt ihracatçılarının tepkisine neden oldu. İhracatçı, Cumhuriyet'in 100. yılı 2023'te ihracat hedefinin 500 milyar dolar olduğunu hatırlatarak, 'şart'a karşı çıktı. Türkiye'de tahmini 500 bin kişinin kağıt toplayarak geçimini sağladığını belirten hurda kağıt ihracatçıları, ihracat sayesinde kağıtta geri dönüşüm oranının yüzde 50'ye kadar çıktığını belirtiyor. İhracatın engellenmesinin hem hurda kağıt toplama oranının düşmesine hem de bu işten geçimini sağlayan insanların olumsuz etkilenmesine neden olacağı öne sürülüyor.

Kağıt üreticileri ise son bir yılda yüzde 100 artan hurda kağıt fiyatının ambalaj maliyetlerinde artışa neden olduğunu, bu durumun diğer ürünlerin ihracatta rekabet şansını gerilettiğini iddia ediyorlar. Özellikle oluklu mukavva içinde ihraç edilen sebze meyvelerde maliyetlerin arttığına, bunun da uzun vadede ihracat hedefini olumsuz etkileyeceğine dikkat çekiliyor. Son zamanlarda Çin'den gelen konteynerlerin boş gitmemek için taşıma ücretlerini çok düşürdüğüne dikkat çeken üreticiler, Çin'e kağıt gönderme maliyetinin ton başına 30-40 dolarlarda seyrettiğini, yurt içinde ise bu rakamın 60-70 dolarlara çıktığını belirtiyorlar. Üreticiler ihraç edilen hurda kağıdın, Türkiye'yi 1.5 milyar euroluk bir katma değerden de mahrum ettiğini savunuyorlar. Ayrıca üreticiler ton başına hurda kağıdın 280 lira civarında sabitleneceğini, fiyatların daha fazla düşmeyeceğini de kaydediyorlar.

Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonları kayıtlarına göre Türkiye'nin geçen yıl yaptığı hurda kağıt ihracatı 73.5 bin ton. Bu yılın ilk 5 ayında ise bu tutar neredeyse geçen yılı yakalamış durumda. 2011 yılının Ocak-Mayıs döneminde yapılan hurda kağıt ihracatı 71.6 bin ton. Aynı dönemlerin incelenmesinde ise değer bazında artış yaşandı. Geçen yılın tamamında 13.1 milyon dolarlık ihracat yapılırken, bu yılın sadece ilk 5 ayında tutar 15.1 milyon doları buldu. Bu arada Türkiye, bir taraftan da hurda kağıt ithal etmeye devam ediyor. Geçen yıl 115.9 bin ton kağıt ithal eden Türkiye'de ilk 5 ay 46 bin ton kağıt ithal edildi.

Ambalaj Atıkları Yönetmeliği'ne göre hurda kağıtların geri dönüşüm tesislerine gitmesi gerekiyor. Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği (AAKY) ve Tehlikesiz ve İnert Atıklarının Geri Kazanımı Tebliği'nin ardından 2004 yılında 23 olan lisanslı firma sayısı bu yıl itibariyle 241'e ulaştı.

Hurda kağıt piyasasında küresel göstergeler ise yükselişi işaret ediyor. 2015 yılına kadar global endekslerde fiyatların artış seyrini koruyacağı belirtiliyor.

Kapasitesi dolan üretici hurda kağıt almıyor

DÜNYA'ya açıklama yapan Dönüştürülebilen Ambalaj Malzemeleri Toplayıcıları ve Ayırıcıları Derneği (TÜDAM) Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreteri Vedat Kılıç, 13 Haziran itibariyle hurda kağıt ve alüminyum ihracatının şarta bağlandığını söyledi. Kılıç, "17 Haziran'da bizim de içerisinde olduğumuz birkaç firmanın 171 konteyneri gemilere yüklenmek üzereyken limanda kaldı. Uygulamayı bağlı olduğumuz İstanbul İhracatçılar Birliği'nden öğrendik. Atık kağıtları boşaltmamız istendi. Ardından müsteşarlıkla yapılan görüşmeler sonucunda bir defaya mahsus olmak üzere işlemlerimizin tamamlanmasına ve ihracatın açılmasına izin verildi" diye konuştu.

Uygulamanın bir iç yazışma ile yürürlüğe konulduğunu savunan Kılıç, "Uygulama; bir yönetmelik, bir tebliğ değil. DTM'den uygulamaya dair belgeyi resmi olarak talep ettik, ancak gizli olduğu gerekçesiyle verilmedi. Verilseydi yasal süreç başlatabilecektik. Bize sadece ihracatın şarta bağlandığı, şartların da neler olduğu söylendi. Türkiye'deki kağıt üreticilerinin ihtiyacı olup da biz ihracat yapıyor olsak, ihracatta şart konması doğru bir uygulama olur" dedi. İhracatın durması ile birlikte kağıt fabrikalarının stoğunda ciddi artış yaşandığını da kaydeden  Kılıç, şöyle devam etti:

"Bundan dolayı kağıt fabrikalarının bir kısmı, kağıt almıyor. Bu konuda karar merciinde olanlar, verileri ciddi bir şekilde inceleyip son aylarda hurda kağıt toplayıcılarının fabrikalara gönderdiği fiyatlar ile fatura ve tesellüm raporları ve global pazardaki kağıt fiyatlarını baz alırlarsa, bu işin altında yatan gerçeği net bir şekilde görecekler. 2023 yılı için konulan, 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin üzerine böyle bir karar alınması bizce manidar. İnsanlar ürettiklerini ihraç etmekte zorlanırken, biz ülkenin çöpünü ihraç ederek, ülkeye değer kazandırıyoruz. Dernek olarak DTM ile toplantı yaparak bilgi paylaşımı yaptık. DTM İhracat Genel Müdürü, Rekabet Kurulu'na konuyla ilgili araştırma yapılmasını teklif etti. Ayrıca Ekonomi Bakanı Sayın Zafer Çağlayan'dan da konuyu iletmek üzere randevu talebinde bulunduk. Tarafların dinlenmesinin ardından yapılan yanlıştan dönüleceğini düşünüyoruz."

Üreticiler fiyatları düşürmek istiyor

Kılıç, ihracata getirilen şartlar arasında kağıt üreticisi üç firmadan 'Bu atık bizim işimize yaramıyor' yazısı alınması; bu üç fabrikanın sektör birliklerine üye olması; kapasite raporlarının istenmesi; DTM'den ilgili bölge temsilcilerinin gelip üç fabrikayı yerinde tespit etmesi; ihracatçının elindeki hurdayı tespit etmesi gibi maddelerin yer aldığını söyledi. Bu şartların her ihracat aşamasında yeniden tekrarlanacağını vurgulayan Kılıç, "Ancak her üretici ihtiyacı olsa da olmasa da bu yazıyı vermek istemiyor. Çünkü bu işin altında yatan gerçek, Türkiye'deki üretici kesimin hurda kağıt fiyatlarını düşürmek istemesi ve sektörü kendi tekellerinde tutmak istemelerinden kaynaklanıyor" dedi.

"Üreticilerin oluşturduğu Kağıt ve Selüloz Vakfı'nın DTM'ye giderek, atıkların yurtdışına gitmesinin engellemesi gerektiğini belirttiğini 'Biz kağıt bulamıyoruz. Fabrikalarımız neredeyse kapanma noktasına geldi. Ama kağıt toplayıcıları kağıdı yurtdışına satıyor. Biz  de iç pazarda kağıt bulamadığımız için ithal ediyoruz. Bu da cari açığın artmasına neden oluyor' dediklerini biliyoruz" ifadelerini kullanan Kılıç, "Bu gerçekçi değil. DTM'nin üreticiler tarafından yanıltıldığını düşünüyoruz. DTM de maalesef Çevre Bakanlığı da dahil olmak üzere sektörde yer alan toplayıcıların da görüşlerini almadan böyle bir adım atmıştır. Bu uygulama Basel Yasaları'na imza atmış olan, Türkiye için de çelişkili bir durum teşkil ediyor. Aylık 200 ton ihracat yapan, her hafta en az 40 konteyner yollayan firmalarımız var. Her hafta bu şartları nasıl yerine getirecekler" dedi.

Yıllık 5 milyon ton kağıt kullanılıyor

Türkiye'de kullanılan yıllık kağıt miktarının 5 milyon ton olduğunu buna karşı üretim miktarının ise 2.5 milyon ton şeklinde gerçekleştiğini belirten Kılıç, üretimin ihtiyacı karşılama oranının yüzde 50 olduğunu söyledi. Türkiye'de üretimi olmayan gazete kağıdı, kraft kağıt gibi türlerin ithal edildiğine değinen Kılıç, şunları söyledi: "Türkiye'de yıllık 2 milyon ton civarında atık kağıt toplanıyor. Son 10 yılda kağıt toplama oranımız yüzde 40, bir çok Avrupa ülkesinde bu oran yüzde 60-70 civarında. Avrupa ülkelerinin çok gerisinde kalan atık toplama oranları kaybolan ekonomik değerin yanı sıra ciddi bir çevre sorununu da ortaya seriyor. Atık kağıdın toplanması için fiyat önemli, fiyat toplanmaya değer bir seviyede olmadı. İlk kez bu yıl dünya pazarında kağıt fiyatlarının artması ve Türkiye'deki ihtiyaçtan dolayı fiyatların artmasıyla toplama oranı yüzde 50'ye çıktı."

2010 yılında 73 bin ton ihracata karşılık 115 bin ton ithalat yapıldığını, bu yıl ise ilk 5 ayda 71 bin ton ihracat, 46 bin ton ithalat gerçekleştirildiğini hatırlatan Kılıç, "Bu yıl dünya piyasalarında yaşanan talepteki hareketlilik neticesinde yılın ilk 5 ayında atık kağıt ihracatının ithalattan daha yüksek olduğu görülüyor. Atık kağıt ithalat ve ihracat miktarının toplanan kağıt miktarına oranlarsak, 2008 yılında toplanan 2 milyon ton atık kağıdın 0.8'i ihraç edilirken, 2009 yılında 1.8. 2010 yılında ise 3.3 olarak belirlenmiştir. Bu rakamlara bakıldığında kağıt ihracatının aslında cari açığı tetikleyecek kadar, rahatsız edici boyutlarda olmadığını görüyoruz. Hiçbir fabrika bugüne kadar kağıt bulamadığı için fabrikasını kapatmış değil" diye konuştu. Fiyatlar düştüğü için şu anda hurda kağıt toplama oranının yüzde 40'lara gerilediğini kaydeden Kılıç, "Toplanmayan kağıdın ülke ekonomisine etkisi 1 milyar TL civarında. Şu an bir gram kağıt Türkiye'den gitmiyor" dedi.

Yeni yatırımlarla birlikte atık kağıda ihtiyaç artacak

Selüloz ve Kağıt Sanayi Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Sükan, Oluklu Mukavva Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Fikret Özveren ve İstanbul Oluklu Mukavvacılar Yönetim Kurulu Başkanı Nuri Görenoğlu konuyla ilgili DÜNYA'ya ortak açıklama yaparak, geri döşümlü kağıt-karton atıklarının hiçbir engel ve kontrol ile karşılaşmadan ihraç edilebilmesinin, atık kağıtlarına ucuz nakliye ile ihraç imkanı yaratılmasının, kağıt-karton sanayiinin hammaddesinin kısıtlı olan imkanlarını daha da zor duruma soktuğunu dile getirdiler. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Birçok ülkede bu tür ihracatın yasak ve özel müsaadeye tabi olmasına karşın, ülkemizde bu konuda hiçbir engel bulunmamaktadır. Ayrıca, ithalatında maliyet artırıcı engeller vardır. 2010 yılında 2 milyon 500 bin ton atık hurdası kullanan sektör, 116 bin ton ithalat yapmak zorunda kalmıştır. Fabrikalarımızın kapasite kullanımının artması ve devreye alınacak yeni yatırımlarla birlikte hammadde olarak kullanılan atık kağıdın ihtiyacı daha da artacaktır. İhracat edilen atık kağıt miktarı 2009 yılında 33.2 bin ton, 2010 yılında 73.5 bin ton ve 2011 yılının ilk 5 ayında ise 71.7 bin ton ihracat gerçekleşmiştir ve bu miktar artarak devam etmektedir. Hurda veya atık kağıdın ortalama fiyatı 150 euro olup mamul kağıt fiyatları ise çeşidine göre 500 ila 800 euro arasında değişmektedir. Atık kağıt ihracatı, 400-600 euroluk katma değerin yurt içinden yurt dışına çıkmasına neden olmaktadır.

3.5 milyon ton yurt içi kapasitesinin yanında Uzakdoğu firmalarının kapasitesinin 5-6 misli oluşu dikkate alındığında Türkiye'den ihraç edilen atık kağıt fiyatının yurt dışı firmaları için önemli olmamaktadır. Buna karşın yurt içi fabrikalarında hammadde maliyetini artırmakla ve Türkiye'ye ithal edilen mamul kağıtlarla rekabet etme şansını ortadan kaldırmakla ulusal sektörümüzü zayıflatarak yok etme stratejisi gözlenmektedir. Bu nedenlerle; fabrikalarımız hammadde yetersizliğinden durmak zorunda kalacak veya mamul ithalatı ile rekabet edemeyerek fabrikalar kapanmak zorunda kalacaktır. Ayrıca 600 euroton ortalama değerden bugün için 1.5 milyar euroluk bir katma değer yurtdışına çıkmış olacaktır."

Ambalaj zammı, enflasyona da neden oluyor

Mustafa Avşar / Hayat Kağıt ve Enerji AŞ Genel Müdür Yardımcısı

Hurda kağıdın, 'İhracı kayda bağlı mallar listesi'ne dahil edilmesi firmamız açısından olumlu. Bilindiği gibi Türkiye'de ambalaj kağıdının geri dönüşümü ile ilgili çalışmalar yeni yeni oluşmakta, toplama ayırma tesisleri tarafından organize edilmektedir. Çevre Bakanlığı'nın ambalaj atıkları ile ilgili yönetmeliği esasına göre de bu kağıtlar bizim gibi geri dönüşüm tesislerine göndermesi gerekmektedir. Son zamanlarda Çin'den gelen konteynerlerin boş geri gitmemesi ve Çin'in kağıt ihtiyacının artması nedeniyle yurt dışına hurda kağıt sevkiyatı yapılmaktaydı. Bu durum sektörümüzü son derece olumsuz etkilemektedir. Hurda kağıt temin edemeyen kağıt fabrikaları üretimlerinin devamlılığını sağlamak amacıyla fiyat artırmak suretiyle birbirleriyle kıyasıya rekabet halindedir.

Hurda kağıt fiyatı bir yıl içinde yüzde 100'den fazla artmıştır. Bunun neticesinde oluklu mukavva üreticileri de aynı fiyat farkını ürünlerine yansıtmaktadır. Bundan en çok da etkilenen nihai üretici olmaktadır. Söz konusu ambalaj zammı da alıcıya uygulanmakta ve enflasyonun artmasına katkı sağlamaktadır. Sonuç olarak hurda kağıt ihracatının kısıtlanmış olması ülkemiz kaynaklarının yurtdışına çıkarılmamış olması hem de sektörümüzün menfaati açısından uygundur ve devamını desteklemekteyiz.

Bu konularda ilginizi çekebilir