İçeride seçimler, dışarıda Ukrayna
Serdar PAZI / Finansinvest
Gelinen fiyat seviyeleri itibariyle orta uzun vadeli yatırımlar açısından Türk varlıkları oldukça cazip, ancak kısa vadeli olarak bakıldığında riskler azımsanmayacak kadar fazla. 17 Aralık süreciyle birlikte devam eden siyasi tansiyonun en azından yerel seçimlere kadar yüksek kalacağı herkes tarafından iskonto edilmiş durumda. 2013 yılı mayıs ayına kadar not artırımı beklentisiyle gelişen piyasalar arasında yıldız gibi parlayan Türkiye, şu an tersine bir döngü içinde. Rusya ve Brezilya ile beraber diğer ülke endekslerinden negatif yönde ayrışma yaşanmakta. Fiyat/kazanç ve piyasa/defter değeri gibi genel kabul görmüş değerleme yöntemlerine göre hem tarihsel ortalamalara hem de diğer gelişen piyasalara göre ucuz kaldık. Yabancı yatırımcı saklama payında son dokuz yılın en düşük seviyesindeyiz. Ancak en kötüsü geride kaldı demek için erken olabilir endişesi tepki alımlarının kısa soluklu kalmasına neden olmakta. Dışarıda ise Fed’in tahvil alımlarını azaltmasına ve 2015 yılı başında faiz artırmak durumunda kalabileceğine alışmışken yanı başımızda Ukrayna krizi ortaya çıktı. Sıcak çatışma ihtimali azalmakla beraber Rusya ile Avrupa’nın arasındaki ipler bir süre daha gergin kalacak. Bu durum da gelişen piyasalara yatırım yapmak konusunda zaten çekimser davranan yabancı fonları daha da muhafazakar davranmaya yöneltebilir. Peki ne yapmak lazım? Kısa vadede yukarıda belirttiğimiz riskler doğrultusunda temkinli duruş korunmalı ve yüksek volatiliteye sahip piyasalarda pozisyonlar ona göre ayarlanmalı. Ancak yatırım ve emeklilik fonları vasıtasıyla zaman içerisinde ağırlıklandırılarak yapılacak yatırımlar için böyle zamanların fırsatlar sunduğu gerçeğini unutmamak gerekiyor. Riskten tamamen uzak kalmak isteyen yatırımcılar ise kısa vadeli mevduat alternatifi olarak değerlendirilebilecek hazine bonolarına ve özel sektör tahvillerine yönelebilir.