İddiaları kabul etmiyoruz

Temizöz, "Terörle mücadele görüntüsü adı altında bir takım cinayetler işlediğimiz yönündeki iddiaları kabul etmiyoruz" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

DİYARBAKIR- Kayseri eski Jandarma Komutanı Albay Cemal Temizöz ve eski Cizre Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu yedi sanığın tutukluluk halinin devamına karar verildi.

Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın (Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ hazır bulundu.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık Mehmet Nuri Binzet'in beyanları nedeniyle Avukat Cihan Güçlük'ün ifadesi alındı.

Tanık olarak ifade veren Avukat Güçlük, Binzet ile cezaevinde görüştüğünü belirterek, "Ben onu hiçbir zaman yönlendirmedim. O benim de yöneticisi olduğum İHD'ye başvurdu. Cezaevinde yaptığımız görüşmelerde bana işlenen cinayetleri anlattı. Aynı ifadeyi savcıya da verdiğini söyledi" dedi.

Mağdur vekillerinden Avukat Rıdvan Dalmış ise savunmasında Cizre'de yaşadığını ve 14-15 yaşlarındayken meydana gelen bazı olaylara tanık olduğunu ifade ederek, "Ben Toros'u biliyorum, Bedran'ı biliyorum, Abdulhakim Güven'i bilirim, Hıdır Altuğ'u bilirim. Kendileri Cizre'de bana defalarca kimlik sormuş kişilerdir. Bu kişiler, trafikte kırmızı ışıkta duran aracı, korna yerine havaya ateş açarak uyaran kişilerdi" diye konuştu.

Mahkeme, mağdur vekillerinin savunmalarının ardından sanıklara söz verdi.

Sanıklardan Hıdır Altuğ, iki yıldır tutuklu olmasının nedenini bilmediğini ileri sürerek, "Bu mahkeme Türkiye Cumhuriyeti'nin mahkemesi mi, yoksa PKK yandaşlarının mahkemesi mi merak ediyorum" dedi.

Sanık Altuğ'un sözleri üzerine mahkeme heyeti, gereğinin yapılması için Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasını kararlaştırdı.

Sanık Kamil Atağ da iddianamenin dedikodudan ibaret olduğunu ileri sürerek, "Üzerime atılı eylemlerin delillerinin gösterilmesi durumunda ben bütün Kürdistan halkından özür dileyeceğim. Ben Osmanlı döneminden bu yana bin yıldır devam eden bir aşiretin üyesiyim ve ayrıca koruculuk yaptım, çünkü Abdullah Öcalan bizi koruculuğa mecbur etti, ben JİTEM değilim, örgüt değilim, bize iftira atılmaktadır" diye savunma yaptı.

Sanık Cemal Temizöz ise mahkemeye 22 sayfadan oluşan yazılı savunmasını sundu. Temizöz, "Terörle mücadele görüntüsü adı altında bir takım cinayetler işlediğimiz yönündeki iddiaları kabul etmiyoruz. Ben yazılı savunmalarımı ibraz edeceğim. Bu savunmalarımın içerisinde meydana çıkan çelişkilerin hepsini detaylı olarak ortaya koydum" dedi.

Sanık Temizöz'ün avukatı Ünsal Aktaş da sanıkların tutukluluk hallerinin devamı talep edildiğinde bunun gerekçelerinin yansıtılması gerektiğini savunarak, şunları söyledi:

"Bugüne kadar yapılan yargılama sırasında müvekkiller hakkında aleyhe ciddi olacak ve tutukluluk hallerinin devamını gerektirecek şekilde bir delil elde edilememiştir. Yine dava dosyasına konu olaylarla daha önceki günlerde açıklama yapan emekli Koramiral Atilla Kıyat'ın mahkemece tanık sıfatı ile dinlenilmesi gerekmektedir ve bu işlemin hızlı bir şekilde yapılması gerektiğini düşünmekteyiz. Yine Hanefi Avcı'nın 'Haliçte Yaşayan Simonlar Dün Devlet Bugün Cemaat' isimli kitabında özel yetkili mahkemelerle ilgili iddiaları bulunmaktadır. Bu iddialarla ilgili olarak mahkemenizin ne yapacağı hususunu ileriki aşamalarda göreceğiz."

Sanıklar Fırat Altın (Abdulhakim Güven) ve Hıdır Altuğ'un avukatı Murat Çekiç de müvekkili Altuğ'un sağlık probleminin tespiti yönündeki taleplerine İstanbul Adli Tıp Kurumuna sevk edileceğinin mümkün olacağı yönünde cevap verildiğini belirtti. Çekiç, ayrıca iddianamede yer alan terör örgütünün varlığı konusunda MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı gibi kurumlardan bilgi istenilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa bir aranın ardından duruşmayı erteledi.

 

 

Bu konularda ilginizi çekebilir