”Japonya ile müzakereler başladı, mesafe kaydedeceğiz”

Bakan Yıldız, Türkiye'nin nükleer santral konusunda Japonya ile müzakerelere başladığını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Türkiye'nin nükleer santral konusunda Japonya ile müzakerelere başladığını belirterek, "Bir mesafe kaydedeceğimiz kanaatindeyim" dedi.

Yıldız, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ev sahipliğinde düzenlenen "World Energy Outlook 2010" raporunun tanıtıldığı toplantının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bakan Yıldız, Japonya ile nükleer santral konusunda görüşmelerin yakında başlayacağını ifade eden bir gazetecinin, "Koreliler ile düşülen durumdan kaçınmak için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?" sorusunu şöyle yanıtladı:

"Koreliler ile düşülen bir durum yok. Bunun altını özellikle çizmem lazım ve düzeltmem lazım. Her firmayla, her ülkeyle anlaşacağız diye bir kayıt yok. Türkiye ortaya koyduğu şartlara uygun teklifler alırsa bunu değerlendirir, uygun teklifler almazsa buna 'evet' demek zorunda değil. Türkiye öncelikle ülke çıkarlarını düşünmek zorunda. O yüzden, her müzakere mutlaka evetle sonuçlanacak diye bir kaide yoktur. O zaman adı müzakere olmaktan çıkar. Bunu bir defa düzeltmemiz lazım.

Türkiye, her iki ülkenin de iyi niyetle yaklaştığı bir müzakere sürecinde, şu anda Japonya ile bu görüşmelerine başlamıştır. Bir mesafe kaydedeceğimiz kanaatindeyim. Her iki ülke de iyi niyetlice bunu teyit etmek durumunda ve bir sonuç almak durumunda. Ama dediğim gibi bu, 'her ne şartta olursa olsun, ne olursa olsun bu anlaşmayı yapalım' anlamına gelmeyecektir. Ülkemizin çıkarları ön plandadır."

"Bir kısım ülkeler gibi cömert davranamayız"

Türkiye'nin, oluşan siyasi istikrara rağmen, hala normalleşme hedeflerine tam anlamıyla ulaşmadığını söyleyen Yıldız, "Bunu niçin söylüyorum; bizim bu tür sübvansiyonları yapmakta bir kısım ülkeler gibi cömert davranamayacağımız için... Biz, ülke şartlarını dikkate almak zorundayız. Aynı zamanda Türkiye'nin değişen, gelişen ve büyüyen yapısını, arz güvenliği ile birlikte enerji yapılanmasında sağlamamız lazım" diye konuştu.

Yıldız, oradaki hassas dengenin sürekli korunup kollanması gerektiğinin önemine işaret ederek, şunları kaydetti:

"Enerjinin azı çok zararlıdır, çoğu da az zararlıdır' der yatırımcılar. Yani bunun öyle bir denge içinde sağlanması lazım ki... Makul bir arz güvenliği fazlasıyla birlikte oluşan serbest piyasada sanayicimize, vatandaşımıza olabildiğince uygun fiyatla elektrik verebilme, enerji tedarik edebilme gayreti içindeyiz. Ülkemiz enerjide tam ikiye katlanmak zorunda. Bunun yaklaşık maliyetleri 100 ila 120 milyar dolar civarında. Bu yatırımların hemen hemen hepsi özel sektör, uluslararası sermaye ile birlikte yapılacak yatırımlardır. Hem doğalgaz piyasasıyla alakalı hem de elektrik piyasasıyla alakalı özel sektörün ağırlığının daha da artacak olması sevindirici bir durumdur."

"Rüzgarda fiyatta yükselme olmayacak"

Taner Yıldız, Türkiye'nin rüzgarda işin başında olduğunu, buna ilişkin çalışmaların hızlandırılması konusunda eleştirilere katıldığını ifade ederek, "Ama herhangi bir kanuni boşluk yok. Rüzgarda fiyatta yükselme olmayacağını bir kez daha söylüyorum. Şu anda rüzgarda verdiğimiz alım fiyatı yatırımcıların yatırım yapmasına mani olacak bir fiyat değil, tam tersi teşvik edecek, 'ona verme, lütfen bana ver' denecek bir fiyat. Şu anda bize gelen müracaatlar bunu teyit ediyor. Uygulamayla alakalı bir kısım gerçek yatırımcının önünü açabilecek kolaylaştırıcı tedbirleri de bir yandan alıyoruz" şeklinde konuştu.

Doğalgaza ilişkin bir soru üzerine, Yıldız, Rusya Başbakan Yardımcısı İgor Seçin ile dün telefonda konuştuğunu, kendilerini Türkiye'ye davet ettiğini, önümüzdeki ay Türkiye'de bir toplantı yapabileceklerini bildirdi. Türkiye'nin ithal ettiği 36 milyar metreküp civarında doğalgazın mutlaka daha uygun şartlarda değerlendirilmesi konusunda kendilerinin önceden beri süregelen çabalarının sürdüğünü ifade eden Yıldız, kısa ve uzun dönemli kontratları bulunduğunu hatırlattı. Yıldız, "Türkiye şartlarına en uygun yapıyı buradan sağlayarak çıkacaktır" dedi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, Türkiye'nin dünya enerji ticaretindeki öneminin, sadece birincil enerji kaynağı olan petrol ve doğalgazdan oluşmadığına dikkati çekerek, ülkede 2000-2010 döneminde enterkoneksiyon sistemi projesinin gelişmeye başladığını, bu bağlamda, Avrupa Elektrik Şebekesi'ne (UCTE) yönelik çalışmaların tamamlanmasından memnun olduklarını ifade etti.

Projenin tamamlanmasıyla birlikte Türkiye'nin elektrik üretim kapasitesinin Avrupa ile entegre hale gelmesi ve ortak bir elektrik ticaret sisteminin oluşturulmasının beklendiğini dile getiren Boyner, sürecin, Türkiye'nin elektrik ticaretinde önemli bir rol oynamasını sağlayacağını, entegrasyonun da Türkiye enerji piyasalarının serbestleşmesi ile mümkün olacağını söyledi. Boyner, "Sektörlerimizin enerjiye rekabetçi fiyatlardan ve sürekli olarak erişimi için, liberalizasyon süreci hız kesmemelidir" dedi.

Boyner, TÜSİAD olarak enerji sektöründe kamunun yatırımcı ve işletmeci olmaktan ziyade strateji belirleyici ve düzenleyici faaliyetlerine yoğunlaştığı tam rekabetçi ve işleyen bir piyasa oluşturulmasını ve yatırımın önündeki teknik ve idari engellerin bir an önce kaldırılmasını desteklediklerinin altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu çerçevede, elektrik sektöründe de rekabeti öngören, gerekli düzenlemeleri yapılmış, işleyen bir piyasa yapısının oluşturulması şarttır. Bu, özellikle üreticiler açısından öngörülebilir ve şeffaf bir piyasanın oluşturulması ve gerekli yatırım kararlarının daha sağlıklı bir şekilde alınabilmesi için bir zemin oluşturacaktır. Bu doğrultuda, başlanılan reformlara hız kesmeden devam edileceğini ümit ediyoruz. Enerji sektöründe gereken reformların yapılmasını sağlayacak, somut ve uygulanabilir bir stratejinin oluşturulması, ancak 100 milyar dolar civarında yatırım yapması beklenen özel sektörün bu konudaki görüşlerinin dikkate alınması ile mümkündür. Diğer yandan, tam rekabetçi ve işleyen bir piyasa oluşturulması, etkin denetim ve gözetim mekanizmalarının tesisini de zorunlu kılmaktadır."

İklim değişikliği ve artan çevre duyarlılığı karşısında yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilebilmesi için düzenlemelerin önemine işaret eden Boyner, "Bunların gerçekleştirilebilmesi, ancak rekabet ve yatırım ortamını kuvvetlendirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesi yönündeki siyasi irade ile mümkün olabilmektedir. Güvenle ifade edebilirim ki, bu koşullar sağlandığı takdirde Türk özel sektörü enerji yatırımlarını hızla devreye sokacak kapasiteye sahip durumdadır" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir