Kişiye özel ilaçlar kansere çare olacak

Kansere çözüm için bilim insanları hastanın yapısına ve kanserin türüne uygun olarak geliştirilecek ilaçları umut olarak gösteriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Bilim insanları, dünya genelinde her geçen gün artış gösteren kansere, kişiye özel geliştirilecek ilaçlarla çare arıyor.

Her hastanın bireysel özelliklerinin, genetik yapısının, kilit biyolojik belirteçlerin, önceki tedavi geçmişinin, çevresel faktörlerin ve davranış tercihlerinin göz önüne alındığı tedavi, tıpta yepyeni bir yaklaşım olarak gösteriliyor.

Hastalara daha iyi tedaviler ve daha iyi sağlık çıktıları sunulmasını hedef alan çalışmaların, tıpta geleceğin tedavi anlayışını oluşturması bekleniyor.

Pfizer Onkoloji İş Birimi Klinik Geliştirme ve Medikal İşler Başkanı Dr. Mace Rothenberg, kanser tedavisinde tıbbın yeni arayışlar içine girdiğini, artık hastaya özel tedavinin önem kazanmaya başladığını söyledi.

Kişiye özel tedavi için yurt dışında çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Rothenberg, uygulanan yöntemlerle kanser tedavisinde belli bir oranda başarı elde edildiğini, tedavilerin her hastada farklı etki yapabildiğini belirtti. Rothenberg, "Bu nedenle kanserin çaresi kişiye özel ilaçlarda yatıyor" dedi.

Kanserin altında yatan nedenlerin tespiti önem taşıyor

Rothenberg, geçmişte en az onlarca yıl sürmesi beklenen tıptaki ilerlemelerin artık 3-5 yılda kaydedildiğini anlattı. Rothenberg, kanserin yapısında elde edilen bilgilerin, kişiye özel ilaç araştırmalarına da katkı sağladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Örneğin, otuz yıl önce akciğer kanserinde temelde iki tür kanser hücresi olduğunu görebiliyorduk. Bunlar küçük hücreli ve küçük hücreli dışı akciğer kanseri olarak adlandırılıyordu. Akciğer kanseri hakkında bildiklerimiz bu kadardı. Küçük hücreli kanserler bir şekilde, küçük hücreli olmayan kanserler başka şekilde tedavi ediliyordu. Otuz yıl sonra bugün o hücreleri neyin küçük hücreli ya da küçük hücreli dışı akciğer kanserine dönüştürdüğünü anlıyoruz. Bu da bizim şunu görmemizi sağlıyor. Yalnızca iki değil, aslında düzinelerce alan var. Bizim küçük hücreli olmayan akciğer kanseri dediğimiz tek bir hastalık değil, hücredeki farklı genetik anomalilerden kaynaklanan pek çok hastalık.

Tedavi açısından bakıldığında bunların hepsini aynı şekilde tedavi edecek olursak, o kanserlerin sadece küçük bir bölümüne karşı etkili olabilirken, diğerlerine karşı etkili olamayız. Ancak bu kanserlerin her birinin gerisindeki süreçleri anlayarak, çok daha fazla sayıda hasta üzerinde, çok daha büyük bir etki yaratabiliriz."

"Maliyet düşüyor"

Belirli moleküler özellikler taşıyan bir tümör söz konusu olduğunda, bu özellikleri hedef alan tedavinin uygulanmasıyla sağlık sistemi üzerindeki yükün azaldığını belirten Rothenberg, "İlaçların yalnızca o tedaviden yararlanma olasılığı en yüksek olan hasta popülasyonuna uygulanması hem sağlık sistemi hem de hastalar tarafında maliyetlerin düşmesini sağlıyor" dedi.

Rothenberg, günümüzde meme kanserinde moleküler testlerin uygulanmasının rutin bir uygulama haline geldiğini, diğer kanser türlerinde de bu testlerin öneminin giderek arttığını ifade etti. Rothenberg, "Tümörün moleküler özelliklerinin bilinmesi, klinik deneylerde doğru seçimlerin yapılması ya da doğru tedavi kararlarının verilmesi açısından önem taşıyor. Teşhisten ve tümörün genetik özelliklerinin belirlenmesinden sonra kilit biyolojik belirteçlerin test edilmesi, her hastaya kendileri için en iyi sonuçları verecek tedavilerin uygulanması açısından gerekli" diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir